Cumhurbaşkanlığı'ndan Defarges'e sert tepki
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın düzenlediği basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast çağrısı yapan Fransız siyaset bilimci Defarges'e sert tepki gösterdi. Avrupa'nın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bileğini bükemedikleri için algı operasyonu yaptığını vurgulayan Kalın, "Bir siyasinin sayın Cumhurbaşkanımıza suikast girişimi çağrısı yapmak gibi hazin bir olayı gözlemlemekteyiz. Bunlar Erdoğan düşmanlığı üzerinden düşmanlık yapan bazı çevre, siyasilerin ve onlara payanda olan PKK, FETÖ gibi düşmanların yazdığı senaryoyu tekrarlamaktan ibarettir. Bu tür şeylerin sıradanlaşmasına ve normalleşmesine asla izin vermeyeceğiz." dedi.
Kalın sözlerine şöyle devam etti;
"Kendisi dün bir özür beyanında bulundu. Biz bunu yeterli bulmuyoruz. Bunun bir cezai dava konusu olduğu da bütün hukukçuların ortak görüşü. Dün bir suç duyurusunda bulunuldu. Cumhurbaşkanımız avukatları aracılığıyla da bir suç duyurusunda bulundular. Bu hafife alınacak bir konu asla ve asla değildir. Birisi çıkıp, bir ülkenin cumhurbaşkanına 'tek yol suikast' diyorsa bunun hukuki sonuçlarına katlanmak durumundadır. Bizim bu tür faşizan söylemlerin normalleşmesine, sıradanlaşmasına izin vermemiz asla ve asla sözkonusu değildir. Sadece Türkiye değil Avrupa'dakiler bile bu tür faşizan yaklaşımlara gerekli tepkiyi vermelidir. Bu Avrupa için bir testtir."
İşte o konuşmadan satır başları
"Özellikle referandum sürecinde ve hemen ardından Avrupa'da bazı
çevrelerde yapılan değerlendirmeler oldu. Türkiye'nin nasıl
bölündüğüne dair yanlış tespit ve okumaları oldu. Batı
demokrasilerinde yapılan seçimlere baktığımızda yüzde 50'leri,
60'ları görüyoruz. Biz hiçbir zaman "Bu katılım çok düşük"
yaklaşımında olmadık, hep saygılı olduk. Aynı saygıyı Batılılardan
beklemek de hakkımız. Fransa'da dün yapılan seçimlerde çok parçalı
bir yapıyı ortaya koydu. Biz de kalkıp "bölünmüşlüğü" ortaya
koyarak birtakım değerlendirmeler mi yapalım? Biz bunlara tevessül
etmiyoruz
5 KRİTİK ZİYARET
Önümüzdeki 1 ay içerisinde sayın Cumhurbaşkanımız 5 ülkeye
ziyarette bulunacak. Pazar günü Hindistan'da önemli bir ziyaretimiz
gerçekleşeceğiz. Ardından Rusya'ya gideceğiz. Sayın Putin'li
sayın Cumhurbaşkanımızın bir görüşmesi olacak. Mayıs ayının
ortasında Çin'e gideceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızla Çin Devlet
Başkanı'nın bir görüşmesi olacak. Ardından sayın
Cumhurbaşkanımızın ABD Başkanı sayın Trump'la görüşmek için
bir ABD ziyareti olacak. Daha sonra Brüksel'de gerçekleştirilecek
olan NATO zirvesine katılacaklar
SORU CEVAP:
ERDOĞAN'IN PARTİ ÜYELİĞİ : 1960'a kadar
Türkiye'de Cumhurbaşkanları siyasi üye olmuşlardır. YSK'nın kesin
sonuçları açıklamasından sonra sayın Cumhurbaşkanımızın bir üyelik
başvurusu yapacaktır.
AB'NİN TÜRKİYE'YE KARŞI TUTUMU: Avrupa ile
ilişkilerde son dönemde bir akıl tutulması yaşanıyor. Son dönemde
Türkiye ve Erdoğan karşıtlığının bir ivme kazanması bizim de
üzerinde hasssayetle durduğumuz bir konu. Avrupa her şeyden önce
kendi değerleriyle çelişmektedir. Zaman zaman Erdoğan düşmanlığı
üzerinden siyaset yapanların birtakım kehanetler de bulunduğunu
görüyoruz. Bazı Batılı aydınlar, siyasetçiler bir şeylerin
sonunu ilan ettiklerini görüyoruz. Dinin, siyasetin sonunu ilan
etmeler vs. Bir son ilan etme alışkanlığını görüyoruz. Türkiye'de
de bir şeylerin sonunun geldiğine dair açıklamalar geliyor. Şunu
bilsinler ki, bizim için her şey yeni başlıyor.Tayyip Erdoğan'ın
bileğini bükemedikleri için algı operasyonu yaparak suikast gibi bu
söylemleri normalleştirmeye çalışıyorlar. Burada da hezimete
uğrayacaklarını çok açık bir şekilde söyleyebiliriz.
AVRUPA KONSEYİ'NİN AÇIKLAYACAĞI TÜRKİYE
KARARI: Avrupa Konseyi bizim kurucusu olduğumuz bir
kurumdur. Avrupa Konseyi ile pekçok şeffaf ve yapıcı bir ilişki
içerisinde olduk. Oradan gelen bir heyeti 16 Nisan referandumunu
izlemeye davet ettik. Özellikle AKPM Gözlemciler Heyeti'nde bazı
üyelerin açıkça PKK destekçisi olduğu, onların toplantılarına
gittiği artık malum. Bu kişilerin yazdığı raporların, açıklamaların
adil ve tarafsız nitelik arz etmesini beklemiyoruz. Zaten
referandum sürecinde yaptıkları açıklamalarda taraflarını belli
ettiler. Bazıları gelip hayır kampanyalarına katıldılar. Bu
gözleme, izleme statüsüne alınması meselesine gelince. Bir kere
bizim işbirliği çabalarımıza rağmen maksatlı çevrelerce siyasi
girişimlerin yapıldığını görüyoruz. Bu çok açık siyasi bir
operasyondur. Bunun izah edilebilir, meşrulaştırılabilir,
gerekçelendirilebilir bir temeli söz konusu değildir.
ALMAN VEKİLİN AÇIKLAMALARI: Alman
milletvekilinin yaptığı açıklama Alman hükümetinin görüşünü
açıklamıyor. Genel manada bahsettiğim Avrupa'da zihin daralmasının,
akıl tutulmasının tezahürü olarak görüyoruz. Bunun arkasında
Erdoğansız bir Türkiye düşüncesi mi var? Recep Tayyip Erdoğan
halkın oylarıyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanıdır. Bunu yok farz
ederek kimlerle ilişki kurmak istiyorlar merak konusudur. Bu
açıklamaların tutar bir tarafı yok.
FIRAT KALKANI SONRASI YENİ BİR OPERASYON VAR
MI: Bütün güvenlik birimlerimiz muazzam bir özveriyle
ülkenin dört bir tarafında mücadele veriyor. Aynı şekilde Suriye'de
Fırat Kalkanı Operasyonu'nu tamamladık. TSK'nın zaman zaman Irak'ta
PKK'ya karşı operasyonlar var. Bu çerçevede ulusal güvenliğimizi
oluşturan bir tehlike söz konusu olduğunda buna Türkiye cevap
verir. Fırat Kalkanı Harekatı biter ama terör tehdidi devam ettiği
sürece Türkiye yeni operasyonlar yapar.
ERDOĞAN'IN ABD VE RUSYA GEZİSİ: Rusya ile yapacağımız görüşme Türkiye-Rusya diyalog sürecinin bir devamı olarak görülmeli. Geçen hafta Başbakan Yardımcımız ve Ekonomi Bakanımız yoğun mesai harcadılar. Bu görüşmede savunma sanayi, ticaret ve turizme kadar ikili ilişkileri ele alacağız. Rusya ziyaretinin daveti bizzat sayın Putin'den geldi. Çin seyahati de çok önemli. Bizim için önemli bir ticari ortak. Çin'le yapacağımız çok önemli çalışmalar var. Bu ziyaret vesilesiyle 30 devletin katılacağı bir zirveye katılacağız. ABD'ye yapacağımız ziyarette gündemimiz malum. Hem terörle mücadele hem de FETÖ'nün iadesi olacak. Bütün bunlar etraflı bir şekilde ele alınacak. Bu davet de sayın ABD Devlet Başkanı Trump'ın kendisinden geldi. Bizim hazırladığımız bir gündem var. Ortak bir toplantı yapmayı arzuluyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Brüksel'de yapılacak NATO toplantısına katılacak. Orada da muhtemelen ikili görüşmeler olacak. Özellikle NATO'nun misyonunun sorgulandığı şu günlerde, NATO'nun tehditlere karşı nasıl bir tavır alması gerektiğini söyleyeceğiz.
ERDOĞAN'A SUİKAST ÇAĞRISI: Dün bir özür beyanında bulundu. Biz bunu yeterli bulmuyoruz. Bunun bir cezai dava konusu olduğu da bütün hukukçuların ortak görüşü. Dün bir suç duyurusunda bulunuldu. Cumhurbaşkanımız avukatları aracılığıyla da bir suç duyurusunda bulundular. Bu hafife alınacak bir konu asla ve asla değildir. Birisi çıkıp, bir ülkenin cumhurbaşkanına 'tek yol suikast' diyorsa bunun hukuki sonuçlarına katlanmak durumundadır. Bizim bu tür faşizan söylemlerin normalleşmesine, sıradanlaşmasına izin vermemiz asla ve asla sözkonusu değildir. Sadece Türkiye değil Avrupa'dakiler bile bu tür faşizan yaklaşımlara gerekli tepkiyi vermelidir. Bu Avrupa için bir testtir."
Yorumlar