Çocuklarda kulak hastalıkları önemli!
Avusturya Sen Jorj Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Gökhan Güvener, çocuklarda sık karşılaşılan hastalıkların başında kulak hastalıkları geldiğini söyledi.
Avusturya Sen Jorj Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları
Uzmanı Op. Dr. Gökhan Güvener, çocuklarda sık karşılaşılan
hastalıkların başında kulak hastalıkları geldiğini söyledi.
Güvener, “Özellikle orta kulak enfeksiyonları çocuklarda sık
görülür.” dedi.
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Gökhan Güvener,
çocuklarda kulak hastalıkları ile ilgili bilgiler verdi.
Orta kulak enfeksiyonları tehlikeli diyen Güvener, “Kulak zarının
arkasında yer alan içi hava dolu boşluğa orta kulak adı verilir.
Buradaki enfeksiyonlar, östaki borusu aracılığıyla geniz
bölgesinden gelen bakteri ve virüslerden kaynaklanır. Bir üst
solunum yolu enfeksiyonu ardından devam eden halsizlik ve
rahatsızlıklarda kulaklar mutlaka kontrol edilmelidir.” diye
konuştu.
Güvener, “Çocuklarda özellikle yatarken şiddetlenen kulak ağrısı,
kulakta basınç hissi, işitme güçlüğü, ateş, baş ağrısı, bazı
olgularda mide bulantısı ve iştah bozuklukları sık rastlanan
bulgulardır. Kulak zarı delinmişse kulaktan dışarı doğru akan
iltihabi akıntı görülebilir. Daha küçük çocuklarda ise nedeni
anlaşılamayan ateş, beslenme ve uyku düzeninde bozulma, ağlama
atakları, elini kulağına doğru götürme ve çekiştirme gibi bulgular
şüphe uyandırmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Op. Dr. Gökhan Güvener şöyle konuştu: “Orta kulak enfeksiyonlarının
çocuklarda daha sık görülmesinin temel sebepleri, bu dönemde daha
sık rastlanan üst solunum yolu enfeksiyonları ve östaki borusunun
daha kısa ve dar yapıda olmasıdır. Her iki orta kulak boşluğunu
burnun arka tarafındaki geniz bölgesine bağlayan bu kanalların
temel görevleri, orta kulaktaki doğal akıntıların boşalmasını
sağlamak ve hava basıncını dengelemektir. Bu görev sağlıklı bir
işitme için de çok önemlidir. Üst solunum yolu enfeksiyonları,
geniz eti problemleri, alerji gibi nedenlerle östaki borusu
tıkanabilir, işlevleri bozulabilir. Bu durum burun-geniz
bölgesindeki mikropların orta kulağa ilerlemesine, iltihabi sıvı
birikimine ve enfeksiyonun oluşmasına neden olur. Tedavide ağrı
kesici ve ateş düşürücüler çocuğu rahatlatmak için kullanılır. Çoğu
olguda antibiyotik kullanılmasına gerek görülür. Antibiyotik
kullanımındaki temel amaç olası komplikasyonları önlemektir.”
Güvener, “Bebeklerin yatar pozisyonda ve biberonla beslenmeleri de
kolaylaştırıcı bir faktördür. Kalabalık kreş ve sınıflarda bulunma,
ailenin sigara kullanmasına bağlı pasif içicilik de orta kulak
iltihabı riskini arttırır. Sık tekrarlayan enfeksiyonlarda, altta
yatan alerji, bademcik ve geniz etinin kronik enfeksiyonları gibi
nedenler araştırılmalıdır. Orta kulağın çocukluk çağında sık
görülen bir diğer sorunu da seröz otit adı verilen hastalıktır.
Bunda da orta kulakta normal olmayan bir sıvı birikimi söz
konusudur. Ancak mikrobik bir iltihap olmadığından ağrı, ateş gibi
enfeksiyon bulguları görülmez. Çoğu zaman tek bulgu işitme kaybı
olduğu için, özellikle küçük çocuklarda geç tanı konulması hatta
hiç tanı konulamaması nadir değildir. Alerji, kronik geniz eti ve
bademcik enfeksiyonları, kulak anatomisindeki yapısal bozukluklar,
pasif sigara içimi, kalabalık kreş ve sınıflarda bulunma gibi
durumlar risk faktörleri arasında sayılmaktadır. Bazı araştırmalara
göre bu hastalığa ailevi bir eğilim de söz konusudur. Tedavide
yakından takip ön plandadır. Çoğu zaman kendiliğinden düzelme
görülebileceği gibi altta yatan alerji, kronik enfeksiyon gibi bir
sebebe yönelik tedavi ve çevresel önlemler de yararlı olabilir.
Sıvının düzelmemesi ve ilerleyici bir işitme kaybının varlığı
durumunda kulak tüpü takılması gibi cerrahi müdahaleler
gerekebilir.” dedi.
Küçük çocukların kulaklarına soktukları yabancı cisimler önemli bir
sağlık problemine dönüşebileceğini belirten Güvener, “Cismi
çıkartmaya yönelik bir müdahale, onu daha derine itebilir.
Dikkatsizce bir yaklaşım dış kulak yolu ve kulak zarına zarar verme
riski taşır. Böyle bir durum fark edildiğinde en yakın sağlık
kuruluşuna başvurmak en doğrusudur. Yabancı cisim hekim tarafından
bu işlem için üretilmiş özel enstrümanlarla çıkartılır, bazı
durumlarda müdahale yapabilmek için anestezi dahi gerekebilir.
Burun ve kulak deliklerine sığabilecek boyutta küçük cisimleri
çocukların ulaşabileceği yerlerden uzak tutmak önemlidir.” diye
konuştu.
Kulak kiri ile ilgili Güvener, “Dış kulakta deri artıkları, ter
bezleri ve yağ bezlerinin salgılarıyla meydana gelen karışıma kulak
kiri adı verilir. Aslında bir sağlık sorunu olmayıp, adının
çağrıştırdığı şekliyle temizlik ve hijyenle de bir ilgisi yoktur.
Bazı bünyelerde kirin aşırı üretimi veya dışarı atılımındaki
bozukluklar nedeniyle dış kulak yolunda birikim olur hatta kulak
kanalı tam olarak tıkanabilir. Çocukların yaklaşık %10'unda görülen
bu sorun çok önemli olmamakla birlikte, iletim tipi işitme
kayıplarının en sık sebebidir. Elini sık sık kulağına götürme,
kulağı çekiştirme gibi bulgular ve tam tıkanma halinde işitme kaybı
görülür. Temizleme amacıyla kulak kanalının içine doğru pamuklu
çubuklar ve benzeri şeyler sokulması doğru değildir. Yumuşatıcı
damlalar kullanılabilir, tam tıkanma ve işitme kaybı durumunda, kir
doktor tarafından vakum cihazıyla temizlenebilir.” ifadelerini
kullandı.
Dış kulak enfeksiyonlarında değinen Güvener, “Yüzücü kulağı da
denilen bu durum genellikle temiz olmayan havuz, deniz sularına
bağlı olarak gelişir. Çeşitli cilt hastalıkları nedeniyle dış kulak
cildi bütünlüğünün bozulması da nedenler arasındadır. Doğal
koruyucu tabakası kaybolan dış kulak yolu cildinde enfeksiyona
bağlı ödem ve şişlik gelişir. Bazen bu şişlik kulak kepçesine kadar
ilerleyebilir. Tedavide damlalarla şişliğin giderilmesi, dış kulak
kanalının iltihabi akıntıdan temizlenmesi ön plandadır. Ağır
enfeksiyonlarda antibiyotik de kullanılabilir.” dedi.
CİHAN
Yorumlar