Çocuk hasretini parklarda dindiren babalar

Çocukların hayatındaki babaların yerini anlatabilmek için kutlanan Babalar Günü yaklaşıyor. Bu özel günde babalar ile çocukları arasında özel bir iletişim kuruluyor. Ancak, binlerce baba için bu önemli gün, hüzün ve özlemle geçiyor....

Google Haberlere Abone ol
Çocuk hasretini parklarda dindiren babalar

Çocukların hayatındaki babaların yerini anlatabilmek için kutlanan Babalar Günü yaklaşıyor. Bu özel günde babalar ile çocukları arasında özel bir iletişim kuruluyor. Ancak, binlerce baba için bu önemli gün, hüzün ve özlemle geçiyor. Ayrıldıkları eşlerinin, çocukları ile aralarındaki iletişimi koparmaya çalışmasından dert yanan babalar, yasaların erkekleri mağdur etmesinden yakınıyor. Uzun süre göremedikleri çocuklarının hasretini bir nebze olsun dindirmek için parklarda oynayan çocukları izliyor.

Erol Demirbağ, Murat Ercan, Ertan Balcı ve Muhammed Özmen mağdur babalardan sadece bir kaçı. Babalar Günü'nde evlat hasretini bir nebze dindirmek için parka gidip mutlu aileleri, babaları ile oynayan çocukları izliyorlar. Kimisi yasaların erkeği vurduğundan, kimisi ayrıldıkları eşlerinin çocukları ile aralarındaki iletişim koparmaya çalışmasından, kimisi de çocuk icrasından yakınıyor. Bu özel günü bile çocuklarının hasreti ile geçirmekten dert yanıyor. Her birinin hikayesi bir diğerinden hüzünlü.

Murat Ercan, bugün 13 yaşında olan oğlunun velayetini kazanmasına rağmen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın devreye girmesi ile çocuğundan uzaklaştırılan bir baba. Yıllardır hukuk mücadelesi veriyor ancak henüz hiç bir sonuç alamamış. Yasaların baba ile çocuk arasındaki bütün bağı kopardığını söylüyor. "Bizim için babalar gününün bir özelliği yok." diyor. "Eğer çocuğum bugün yanımda olsaydı, onu saatlerce izler, ne isterse yapardım. Bana bugünde en büyük hediye çocuğumun yanımda olması olurdu." diye ekliyor. Terörist başı Abdullah Öcalan'ın bile ailesi ile görüştürüldüğüne dikkat çeken Ercan, babaların çocuğunu görememesinden yakınıyor.

'YABANCILAR, ÇOCUĞUMU BENDEN DAHA ÇOK GÖRÜYOR'

Ertan Balcı'nın da 3,5 yaşında bir oğlu var. 2 yıla yakın hiç görememiş. Bir kere görebilmek için evin önünde saatlerce beklediğini söylüyor. Kadınlar için birçok yasa çıkarılmasına rağmen erkeğin hiç düşünülmediğini söyleyen Balcı, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:" Yıllarca hukuk mücadelesi verdim. Çocuğumu marketteki kasiyer, evin kapıcısı, bindiği otobüsün şoförü bile benden çok görüyor. Onlara serbestken bize çocuğumuz yasak. Eğer babalar gününde yanımda olsa ona sıkı sıkı sarılır, koklar, doya doya öperdim. Bizler babalar gününde başkalarının mutluluğunu görmek için parklara gidiyoruz."

Muhammed Özmen ilahiyatçı. Aynı sorundan muzdarip. Yıllardır o da çocuğundan uzak bir baba. Eşinin sürekli uzaklaştırma çıkarttığından, çocuğunu görememekten dert yanıyor. Hiçbir suçu olmamasına rağmen, defalarca hakkında ceza davası açıldığını belirtiyor. Hiçbir babalar gününü mutlu geçirmediğini vurgulayan Özmen, siyasetçilerin kadın oylarını kaybetmemek için ailenin yıkılmasını bile göze aldığını savunuyor. Kadınlar hakkında hiç bir yaptırımın olmadığına dikkat Çeken Özmen, "20 yıllık ilahiyatçıyım. Babalar Günü geldi. Aşağı yukarı 12 yıldır çocuğumu hiç göremiyorum. Parka geldim, kendimi avutuyorum. 13 yaşına geldi kızım, annem de bu yaşa kadar hiç görmedi. Eğer bugün yanımda olsaydı herhalde anneme götürürdüm." diyor.

Kadına şiddet olaylarının sebebinin yasa olduğuna dikkat çeken Özmen ilginç bir istatistik veriyor: "Olay yerinde öldürülen kadın sayısı 167, boşanma sebebi ile intihar eden erkek sayısı 196"

'ÇOCUĞU, DEVLET ‘PARA’ ANNE ‘KOZ’ OLARAK GÖRÜYOR'

Erol Demirbağ da bu konuda en büyük mücadeleyi veren babalardan. Mahkeme kararı olmasına rağmen çocuğunu görmekte zorlanıyor. Şikayetlerinin de dikkate alınmadığı söylüyor. Mağdur babaların sesini duyurmak için Mağdur Babalar Derneği, Ebeveyni Yabancılaştırma Derneği gibi dernekler kurduklarını ve bu dernekler vasıtası ile bir mücadele sürdürdüklerini anlatıyor. Demirbağ da duygularını şöyle dile getiriyor: "Babalar gününde bizim tek tesellimiz çocuk parkında çocukları izlemek. Maalesef babalar gününde evladımıza hasretiz. Bu konuda Bakanlığın bir yaptırımı, mahkemelerin bir yaptırımı yok. Babalar bu konuda çok mağdur. En büyük ceza burada çocuğa veriliyor. Kadınlar bu durumu koz olarak kullanıyor. Devlet para olarak görüyor, kadın koz olarak görüyor. Ben çocuğumu bir çok kişiye göre daha az görüyorum. Yasayı suistimal ediyor. Burada sadece eski eşimle değil devletle de uğraşıyorum. Her akşam eve geldiğimde fotoğraflara bakarak avunuyorum. Ben isterim ki baba ve anne çocuk için beraber hareket edelim. Maalesef benim kanun karşısında yapacağım hiç bir şey yok."

Mağdur babaların durumundan aslında birçok vatandaşın haberi yok. Kadına şiddet algısının gölgesinde kalıyor babaların durumu. Bir nevi kurunun yanında yaş da yanıyor. Ancak durumu öğrenen çok sayıda vatandaş kanunlar kadar katı değil. Parka çocuklarını gezdirmeye getiren bir aile çocuk için anne ve babanın çok önemli olduğunu belirtiyor. Özellikle kadınlar, erkek çocukları için baba figürünün önemine dikkat çekip, "Erkek çocuklar bir yaştan sonra bizimle oynamak istemiyor. Babaları ile vakit geçirip onların gücünü hissetmek istiyor." açıklamasında bulunuyor.

Parkta oynayan çocuklar da farklı düşünmüyor. Bu babalar gününde babalarına hangi hediyeyi alacağını söyleyen çocuklar, mağdur babaları da duygulandırıyor.

CİHAN

Yorumlar