CHP'li Toptaş: Türkiye'de parlamenter sistem felç edilmiştir
CHP Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan HYSK yasasıyla Türkiye’nin bir hukuk devleti olmaktan çıktığını savundu.
CHP Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül tarafından onaylanan HYSK yasasıyla Türkiye’nin bir
hukuk devleti olmaktan çıktığını savundu. Toptaş, endişelerin
giderilemediğini, yargının yürütmenin emrine girdiğini, kuvvetler
ayrılığının kalmadığını, parlamenter sistemin felç edildiğini
belirtti. Toptaş, "Artık yargıda yürütmeye bağlanmıştır. Zaten
yasama yürütmeye bağlıydı. Yukarı ne hazırlanırsa aşağıda parmak
hesabıyla zaten geçiyor. Öyleyse yasama yürütmeye bağlıdır. Fiilen
Cumhurbaşkanı da yürütmenin başı olarak Sayın Başbakan'la paralel
götürmektedir bu işi. Sayın Başbakan'ın talimatlarını onay makamı
gibi bir hal almıştır vatandaşın gözünde." dedi.
Yasama, yargı, yürütmeye bağlı bir tek adam diktatörlüğünün bütün
yasal koşullarının oluşturulduğunu belirten Toptaş, vatandaşın
kafasında sıkıştığı zaman, zorda kaldığı zaman ‘yargıya giderim’
algısının da yok edildiğini anlattı. Toptaş, “Vatandaşlar ‘hakimler
var’, ‘savcılar var’ diyordu. Şimdi diyebilir mi bilemiyorum.
Hakkını hukukunu aramak için şimdi AK Parti ilçe başkanlıklarına
başvuracaklar herhalde.” diye konuştu.
"YASADA DEĞİŞLEN BİR ŞEY YOK"
Yasayla birlikte Adalet Bakanı’nın hakimler ve savcılar üzerinde
istediği tasarrufa sahip olduğunu ifade eden Toptaş, HYSK’nın ona
göre düzenlenip dizayn edildiğini, artık yargının tamamen
yürütmenin tasallutu altına girdiğini dile getirdi.
Yasayla bunlardan hiçbirisinde geri adım atılmadığını, teftiş
soruşturma disiplin konularında hiçbir değişiklik olmadığını,
hakimlerin ve savcıların baskı altına alınmasına yönelik hükümlerin
aynen korunduğunu kaydetti. Toptaş, şunları söyledi: "Kurul
başkanı, Adalet Bakanı hangi dairede hangi üyelerini tamamlayıcı ve
asil olarak görev yapacağını belirler. Yani daire üyelerini başkan
belirler diyor. Başkan hangi üyelerin hangi dairede konumlanacağını
belirledikten sonra o daireden iki kişiyi de rahatlılık maniple
ederek kendi istediği adaylar olarak çıkarır ve bunlardan istediği
birisini daire başkanı yapar. Daire başkanı istediği hakim ile
ilgili olarak soruşturmayı engelleyebilir. İstediği hakim ve savcı
hakkındaki soruşturmayı da sürdürebilir. Bizim bu yasayla ilgili en
büyük sıkıntımız; hakimlerin ve savcıların zabtı rabt altına
alınması ve soruşturma tertibine maruz bırakılması konusuydu. Bu
konuda çok fazla bir değişiklik yok."
"CUMHURBAŞKANI BAŞBAKAN'LA PARELEL ÇALIŞIYOR"
Toptaş, Cumhurbaşkanı'nın da bu konuda tutumunu son derece garip
bulduğunu kaydetti. Toptaş, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Anayasaya aykırı maddeleri gördüm, Adalet Bakanıyla görüştüm,
uyarılarımı yaptım, düzenlemeler yapıldı' diyor. Ancak düzenleme
yapılmayan konular var. Bu konularla ilgili Sayın Cumhurbaşkanı
‘Anayasa Mahkemesine gönderdim’ diyor. Sen bir Anayasa'ya aykırılık
görüyorsan bunu veto etmek yerine Anayasa Mahkemesine havale
etmekle bir amaç güdüyorsun demektir. Bu amaç yürütmenin Recep
Tayyip Erdoğan’ın güttüğü amacın aynısıdır. Yani Anayasa Mahkemesi
burada aykırı maddeleri iptal bile etse bu hükümler iptal edilip
yeniden meclise geri gelinceye kadar ‘Atı Alan Üsküdar’ı geçmiş’
olacaktır. Adalet Bakanlı bu konuda bütün tasarrufları ele
geçirmiştir. Açıkça söylüyorum yandaş olarak gördüğü kendisine
yakın, kendisinin istediği gibi karar çıkartabileceği hakim ve
savcıları istediği yere görevlendirebilecek daire kompozisyonu
oluşturmaktır."
"YARGIYA GÜVEN DE KALMADI"
MHP Afyonkarahisar Milletvekili Kemaletin Yılmaz da Cumhurbaşkanın
toplumun beklentileri görerek kendisine yakışır bir şekilde karar
vermediğini söyledi. Yılmaz, “Anayasa Mahkemesi’nde yasa bozulsa
bile icraatlar meşru zemine oturmuş olacak. Karar verinceye kadar
her şey değişmiş olacaktır. Ancak, biz bu icraatları çok titiz bir
şekilde takip edeceğiz. Yasayla birlikte HSYK’nın bütün
personelinin görevleri sona ermiş oldu. Adalet Bakanı’na çok geniş
yetkiler getirildi. Bakanın daire başkanını belirlemesi ve teftiş
kurulu üzerindeki yetkileri de arttırıldı. Genelge ve yönetmelik
çıkarma yetkisi de bakana verildi. Türkiye Adalet Akademisi’nin
yapısı da kökten değiştirildi. Eğitimler konusunda esas belirleyici
Adalet Bakanı haline geldi.” şeklinde konuştu. Yılmaz, Türkiye’nin
bu yasalarla birlikte tekrar temel hak ve özgürlükler, demokratik
işleyiş ve parlamenter sistemde eski Türkiye’ye doğru dönüş
yaptığını, vatandaşında bu aşamadan sonra yargıya güveninin de
kalmadığını anlattı.
CİHAN
Yorumlar