CHP'li Tezcan: Başbakan ısrarla nefret suçu işliyor

Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) seçim ve hukuk işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, “Başbakan ısrarla nefret suçu işliyor. Toplumu bölme üzerine kurulu bir siyaset çizgisi izliyor. Ama bu çizgi kendi felaketini getiriyor.” dedi.

Nevşehir Dedeman Otel’de gerçekleştirilen belediye başkan adaylarının tanıtım toplantısına katılan Bülent Tezcan, Türkiye tarihinde bugüne kadar gelmiş geçmiş hiçbir hükümetin, devlet yetkisini kullanarak böylesine açıkça hırsızlık yapmadığını, bu yerel seçimlerin ülkenin kaderini değiştireceğini belirtti.

Konuşmasının önemli bir kısmını yolsuzluk iddiaları üzerine kuran Tezcan, şöyle dedi: “Bir Başbakan oğluyla sabaha karşı telefonda konuşuyor. Diyor ki “Bakanların evlerinde arama yapılıyor, evde ne varsa sıfırla” diyor. Helal parayı sıfırlamak için bırakın Başbakan’ı sıradan bir vatandaş telaşa düşer mi. Kızını, damadını, enişteni, tüm sülaleyi toplayıp da bir gün içerisinde kamyonlarla eritin diye oğluna talimat verir mi? Helal parayı evinde bulunduran bir Başbakan, “dinleniyorsun, dikkatli konuş, bunları telefonda konuşma” der mi? “Hırsız var” diye bağırıyor millet. Ne büyük bir ayıptır ki bu memleket için tarihinde ilk kez bir Başbakan meydanlarda “hırsız var” diye yuhalanıyor. Manisa’da bir öğrencinin çantasının içinde bir afiş yakalanıyor. Afişte “hırsız var” yazıyor. İsim, adres yok. Polis bu genci karakola götürüyor. Hakkında Başbakan’a hakaretten soruşturma başlatılıyor. Nereden anladınız. Bu devletin polisi de savcısı da hırsızın kim olduğunu biliyor. Kimsenin söylemesine gerek yok. Millet de biliyor, hesabını sandıkta soracak. Bir bayan vatandaş, evinden ayakkabı kutusu sarkıttı diye karakola götürülüyor. Hükümete hakaret ettiği için deniliyor. Ayakkabı kutusu Halk Bankası Genel Müdürü’nün evinden 4,5 milyon dolar haram parayla çıktı.”

"HADİS-İ ŞERİFİ YANLIŞ ANLIYORLAR"

Peygamber Efendimiz'in (sas), bir hadis-i şerifinde “Rızkın onda dokuzu ticarettedir” dediğini kaydeden Tezcan, “Yani para kazanmak istiyorsanız iş hayatına atılın. Sanayici, iş adamı, esnaf olun, çalışın, alnınız terlesin. Bunlar hadis-i şerifi de tahrif etmişler ve “rızkın onda dokuzunu siyasette arayın” diye anlamışlar. Yolsuzluk, hırsızlık yapmışlar. Bunlar söze Bismillah’la başlayıp, Elhamdülillah’la bitiren, araya da hırsızlık sıkıştıran haram kültüründen geliyorlar.” diye ifade etti.

"PARALEL DEVLETİ BAŞBAKAN KURDU"

Türkiye’de paralel devleti kuranın Başbakan’ın bizzat kendisi olduğunu ifade eden Tezcan, “Eline devletin gücü ve sopasını almış, hakime talimat veriyorsun, buna ceza vereceksin diye. Bundan daha iyi paralel devlet olur mu. Bakan çocuklarının evinde yolsuzluk soruşturması yapan emniyet görevlilerini bir gecede görevden alıyorsun. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu, İnternet Yasasını bir gecede çıkarıyorsun. Asıl paralel devlet budur.” şeklinde konuştu.

"FEZLEKELER MECLİS’TEN KAÇIRILDI"

Gazetecilerin, fezlekelerin Meclis tatilinde getirilmesiyle ilgili sorularını cevaplayan Tezcan, işin aslının fezlekelerin Meclis’e getirilmesi değil, kaçırılması olduğunu söyledi. Meclis’in çalışma döneminde gelen fezlekelerin, işlem yapılmadan iade edildiğine dikkat çeken Tezcan, “Meclis tatile girdikten sonra tekrar Meclis'e getirdiler ve üstünü örtmek istiyorlar. Parlamento çoğunluğuyla kısa vadede bir şeylerin üstünü örtebilirsiniz ama uzun vadede örtmeleri mümkün değildir. Bu fezlekeler yolsuzluk fezlekeleridir. Bu fezlekeler hırsızlık fezlekesidir. Bu fezlekeler yargıya müdahale fezlekeleridir. Hukuku yok etme fezlekeleridir. Darbe teşebbüsünü ortaya çıkaran fezlekelerdir, bunların içerisindeki eylemler. Onun için bu fezlekelerin hesabını vereceklerdir. Hükümet, bunun hesabından kaçmak için hesap vermemek için böyle bir yol denedi. Şu anda Meclis tatildeyken bunu getirmeye çalışıyor. Ama biz parlamentoda olacağız ve bu fezlekeleri milletin gözünün içine baka baka konuşacağız. Parlamentodan kaçırmaya çalıştıkları fezlekeleri, meydan meydan Türkiye’nin miting meydanlarında halka anlatıyoruz ve anlatacağız.” diye konuştu.

"ÇETE DEVLETİ KURDU"

Son günlerde sanal medyada ortaya konan bir kasette, Başbakan'ın Adalet Bakanıyla bir medya patronuna ceza konusundaki konuşmasında Alevi hakime dikkat çekilmesi ile ilgili bir soru üzerine ise Tezcan, bunun çete devletinin açık bir örneği olduğunu ve hükümetin, devleti çete devleti haline getirme çabasının bir örneğini oluşturduğunu söyledi.

Çeteleşmenin başında doğrudan doğruya Başbakan’ın olduğunun ortaya çıktığını savunan Tezcan, şöyle devam etti: “Hukukun olmadığı yerde çete vardır. Başbakan’ın Adalet Bakanıyla yaptığı konuşmanın hukuk, vicdan ve demokrasi çerçevesinde tarif edilebilir hiçbir yanı yoktur. Başbakan, düşman bildiği herkesin mahkemelere, hakimlere talimat vererek hapse atılmalarını isteyecek ölçüsüzlüğe gelmiştir. Bu anlaşılabilir, kabul edilebilir bir şey değildir. Kabile devletlerinde bile bir düzen vardır. Bu, açık bir suçtur, Başbakan, bunun hesabını mutlaka verecektir. Yargı önünde verecektir. Başbakan’ın Yüce Divanlık suçlarına bir tanesi daha eklenmiştir. Adalet Bakanı da bunun yanında olacaktır.”

"BAŞBAKAN KENDİ FELAKETİNİ GETİRİYOR"

Türkiye’nin, bu çete anlayışından biran önce kurtulmak zorunda olduğunu ifade eden Tezcan, “Başka bir şey daha yaptılar. Biraz önce sordunuz, Alevi hakim o yüzden bu kararı verdi diyor, Adalet Bakanı. Yani, bunlar milleti Alevi, Sünni diye hükümet eliyle bölen, dindar dinsiz diye bölen bir anlayışa sahipler. Başbakan, yıllardan bu yana miting meydanlarında Alevi-Sünni diye miting meydanlarından milletin bir kısmını diğer kısmına yuhalattıran bir siyaset yaptı. En son ODTÜ’lü öğrencilere kalktı bir Başbakan olarak bunlar ateist diye milletin düşmanlığını, kinini, nefretini bu çocukların üzerine yöneltmeye çalıştı. Başbakan ısrarla nefret suçu işliyor. Toplumu bölme üzerine kurulu bir siyaset çizgisi izliyor. Ama bu çizgi kendi felaketini getiriyor.” diye konuştu. Program, belediye başkan adaylarının tanıtımı ile sona erdi. Otel çevresinde toplanan partili kadınların halayı da ilgiyle takip edildi.





CİHAN