Çevreye verilen zarar ‘Ekolojik Ayak İzi’ ile tespit edilecek
Erasmus Öğretim Üyesi Değişim Programı kapsamında Abant İzzet Baysal Üniversitesi’ne (AİBÜ) gelen University of Western Macedonia öğretim üyesi Dr.
Erasmus Öğretim Üyesi Değişim Programı kapsamında Abant İzzet
Baysal Üniversitesi’ne (AİBÜ) gelen University of Western Macedonia
öğretim üyesi Dr. Georgios Malandrakis, ‘Yunanistan’da Çevre
Eğitimi’ konusunda konferans verdi. AİBÜ Eğitim Fakültesi
İlköğretim Bölümü Fen Bilgisi Eğitimi AD tarafından İzzet Baysal
Kültür Merkezinde düzenlenen konferansta Dr. Malandrakis, yeni bir
kavram olan ‘Ekolojik Ayak İzi’ ile ilgili açıklamalarda
bulundu.
'Ekolojik Ayak İzi’ni kısaca çevreye verdiğimiz zararın ölçülmesi
olarak anlatan Dr. Malandrakis, bu ölçümün ülkeler ve insanlar
arasındaki sosyal ve ekonomik durumun kıyaslanması açısından da
önemli olduğunu söyledi. Dr. Malandrakis, “Ekolojik Ayak İzi çok
bilinmemesine rağmen çok faydalı ve kullanılabilir bir kavram.
Çevreye verdiğimiz zararı telafi etmek için kaç hektar ormana ve
toprağa ihtiyacımız var, ne kadar suya ihtiyacımız var.
Kirlettiğimizin yerine koymamız gerekenin hektar cinsinden ölçüsüne
Ekolojik Ayak İzi diyoruz. Bireylerin Ekolojik Ayak İzi
hesaplanabileceği gibi bir şehrin, bölgenin ve hatta dünyanın
Ekolojik Ayak İzi hesaplanabiliyor artık.” dedi.
1970’lerden günümüze Dünya’nın Ekolojik Ayak İzi’ni gösteren bir
grafik hakkında bilgi veren Dr. Malandrakis, “2010 yılına
baktığımızda artık tüketimimizi karşılayabilmemiz için 1 buçuk
Dünya’ya ihtiyacımız olduğunu görüyoruz. Yani Dünyamızı çok fazla
tüketiyoruz demek bu. Bu grafik, eşitliği sağlayabilmemiz için
yarım Dünya’ya daha ihtiyacımız olduğunu gösteriyor.” diye
konuştu.
Konuşmasında Ekolojik Ayak İzi açısından Yunanistan, Türkiye ve
Finlandiya arasında yapılan kıyaslamaları yansıtan bir grafik
gösteren Dr. Malandrakis, “Kıyaslama yaparken ülkelerin
biyoçeşitliliği ve orman kapasiteleri de dikkate alınmalı. Grafiğe
baktığımızda Yunanistan’da Ekolojik Ayak İzi’nin arttığını
görüyoruz. Yani çok fazla tüketim olduğu için ihtiyaç duyulan
hektarlık alan artıyor ama Yunanistan’ın üretebildiği
‘biyokapasite’ çok değişmiyor. Dolayısıyla arada ciddi bir fark
oluşuyor. Bu çevre kirliliğinin artacağını gösteriyor. Doğa kendini
yenileyemiyor. Türkiye’ye baktığımızda ise 1960’larda Türkiye’nin
biyokapasitesi oldukça iyiymiş ama Ekolojik Ayak İzi sanayiyle
birlikte artmış. Dolayısıyla Türkiye için de sıkıntı olmaya
başlamış. Türkiye’de dengeyi kaybetmeye başlamış. Finlandiya’ya
baktığımızda, Finlandiya güzel bir örnek. Biyokapasitesi çok
yüksek, Ekolojik Ayak İzi ise çok düşük. Dolayısıyla yeşil bir
ülkeyle karşı karşıyayız.” şeklinde konuştu.
Dr. Malandrakis, Yunanistan’da Ekolojik Ayak İzi ile ilgili
öğretmen adaylarına yönelik olarak yaptıkları çalışmalar ve
projeler hakkında bilgi vererek, öğretmen adaylarının Ekolojik Ayak
İzi ile ilgili çok fazla bilgi sahibi olmadıklarını anlattı ve
geleceğin öğretmenlerinin durumlarının hiç de ‘parlak’ olmadığını
sözlerine ekledi. CİHAN
Yorumlar