Cemil Bayık: Ya Apo Kandil'e, Ya Biz İmralı'ya

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, PKK'nın Öcalan ile yüz yüze görüşmeden silah bırakmayacağını bildirdi.

Google Haberlere Abone ol
Cemil Bayık: Ya Apo Kandil'e, Ya Biz İmralı'ya

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, PKK'nın Öcalan ile çehre yüze görüşmeden silah bırakmayacağını bildirdi. Kendilerinin İmralı'ya götürülebileceğini belirten Bayık, 'Bizim istediğimiz bundan sonra Apo'nun İmralı'da tutulmamasıdır. Bu gecikmiş bir taleptir.' dedi.

Cumhuriyet gazetesinden Ahmet Şık'a konuşan Bayık, şu temel kadar Öcalan ile direk temas kurmadıklarını, HDP'liler üstünden haberleştiklerini kaydetti. Cemil Bayık, sürecin ilerlemesi için Öcalan ile görüşmelerinin sağlanması gerektiğini vurguladı.

PKK'lıları silah bırakmaya ikna edecek tek insanın Öcalan olduğunu savunan Bayık, Ahmet Şık'ın sorularına şu cevapları verdi:

- Abdullah Öcalan ile direk iletişime geçmeniz sağlanıyor mu?

- Hiçbir süre direk ilişkimiz olmadı. temas kurmak istediğimizi söyledik. Oslo sürecinde bunun olabildiği bize söylendi lakin sözden öte herhangi bir şey ortaya çıkmadı. HDP heyeti gidiyor, görüşme notlarını getiriyor, varsa bizim mektuplarımızı götürüyor. Arada HDP heyeti var. Başka herhangi bir iletişim yok.

'YÜZ YÜZE GÖRÜŞMELİYİZ'

- Telekonferans bu şeklinde bir metod dahil mi buna?

- Hayır. Telekonferans olmaz. Bizzat çehre yüze görüşmemiz gerekiyor.

- Abdullah Öcalan'ın sizin yanınıza gelme şansı yok. Siz mi gideceksiniz? Siz giderseniz bırakmazlar...

- Biz de gidebiliriz. İstenirse götürebilirler ama bizim istediğimiz bundan sonra lider Apo'nun İmralı Cezaevi'nde tutulmaması, özgürleşmesi gerektiğidir.

- Banu Güven'le İMC televizyonu hesabına yaptığınız son söyleşinizde silah bırakma kararının Öcalan'ın katılacağı bir kongreyle olabileceğini söylediniz. Bu Öcalan'ın hür bırakılması anlamına mı geliyor?

- Elbette. lider Apo gelip görüşmeden hiç kimse gerillayı ikna edemez. Biz bu hareketin eşbaşkanlığını yürütüyoruz lakin biz dahi gerillayı ikna edemeyiz. İkna edecek tek şahıs lider Apo'dur. Gelip gerilla ile gerilla komutanlarıyla görüşürse lakin o süre ikna etmek mümkündür olur. Onun dışında ikna edebilecek bir kuvvet yoktur.

'BİZİM ETKİMİZ SINIRLI'

- Öcalan'ın silah bırakma kararını yöneticiler gerillaya deklare etse dahi yeterli olmamaktadır mı?

- Bizim gerillamız elbette normal bir gerilla değil. Düz bir asker değil. İdeolojiktirler. Eğitilmişlerdir. Amaçlara ve lider Apo'ya bağlıdırlar. Bizim etkimiz sınırlıdır. Ancak lider Apo gelip onlarla konuşursa ikna olabilirler.

- Abdullah Öcalan'ın hür bırakılmasını istek etmek ne kadar gerçekçi?

- Bana kıyasla gerçekçidir. Hatta gecikmiş bir taleptir.

- Olabilirlik koşulu ne kadar gerçekçi?

- Olabilirlik şartları da vardır. İstenirse rahatlıkla gerçekleşir. Bu karar iktidarın, devletin elindedir. Türkiye'de devletle iktidar istediği bu şeklinde algı yaratabilmekte yoğun şekilde etkilidir. İsterse lider Apo'nun hür kalması gerektiği algısını rahatlıkla yaratabilir ve toplumda bir tepkiyle karşılanmaz.

'ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPTIK'

- Bu şart gerçekleşmezse Türkiye içindeki silahlı mücadelenin sona ermeyeceğini, silahların bırakılmayacağını mı anlamalıyız?

- Silahlı mücadelenin son bulması için Türk devleti ve hükümetinin atması gereken adımlar vardır. Biz bu halkın sorunlarını çözmek için ilk evvela siyasal bir savaş yürüttük. Hiçbir süre silahlı savaş istemedik. Ancak bize yalnızca bu yol bırakıldı. Devlet katında reddedilen bu derdi diğer çeşitli görünür duruma getiremezdik. Bu derdi bütün yönleriyle ortaya çıkarmak, çözüm ortamını yaratmak lakin silahlı savaş ile mümkündür oldu. Yeterli kurda silahlı savaş yürütüldüğüne inanıldıktan sonra da derdi siyasal taleplerle dile getirmeye başladık. Tek taraflı şekilde defalarca ateşkes ilan ederek bunun zeminini yaratmaya çalışıyoruz. Biz kendi cephemizden atılması gereken bütün adımları attık.

'İMZA ATILMADAN ADIMLAR ATILMAZ'

- Nedir onlar?

- Dünyada hiç bir gücün atmadığı adımları attık. Dünyada aynı problemlerin bulunduğu yerlerdeki örneklere baktığımızda üçüncü bir tarafın gözetiminde ateşkes olur, gerilla mevzilerinden çıkar, esirler bırakılır ve sonra harp durdurulabilir. Üçüncü tarafın ayırımı olmadan, taraflar anlaşmadan, imza atmadan bu adımlar atılmazdı. Biz bunlar yapılmaksızın dahi tek taraflı şekilde bu kocaman adımları attık. Ama bundan sonra atacağımız diğer adım kalmadı. Sıra ülke ve hükümettedir. Onlar bunu yaparsa biz üzerimize düşeni tereddütsüz yaparız. lider Apo, Şayet müzakere başlayacaksa enlem adımlar atılması gerektiğini söylemesine karşın bu olmadı. Tek taraflı hatta merdiven basamaklarını zıplayarak adımlar atmak mümkündür değilken biz geçmişte bunların hepsini yaptık. Ama ülke ve hükümet bunun karşısında atması gereken adımları atmadı.

'TÜRKİYE, ÜÇÜNCÜ TARAFI HİÇ İSTEMEDİ'

- Üçüncü bir yan varmı peki? Geçmişte oldu mu?

- Hayır şu anda yok. Bir dönem, Oslo sürecinde vardı. Ama Türkiye devleti üçüncü tarafı hiç bir süre istemedi.

- Üçüncü yan derken müstakil bir yapıdan mı aksi taktirde bir ülke gözetiminden mi bahsediyorsunuz?

- Biz gerçekte daha 2013 Nevruzu'nda lider Apo tarihsel izahatyı yapmadan evvela kendisiyle HDP heyeti üstünden haberleşiyorduk. Biz hem Apo'ya hem de ülke ve hükümete şunu ilettik: Mademki tarihsel bir izahat yapılacak, Kürt sorununun demokratik yöntemle çözümü ortaya konacak, o vaziyette bunun mekanizmalarını da ortaya konması gerekiyor. Bizim önerimiz üçüncü bir tarafın olmasıdır.

- İşaret ettiğiniz belirli bir adres mevcut mıydı?

- Hayır. Türkiye parlamentosu olabilmektedir veya Türkiye sivil cemiyet örgütlerinden oluşturulabilecek bir komite de olabilirdi. Birçok alternatif sunduk. Kabul etmeyerek iki taraflı şekilde bunu çözelim dediler. Yerel, ulusal bir çözüm olmasını istiyoruz dediler. Aslında ipe un sermekti bu. Çünkü dünyada böylesi bir çözüm örneği yok. Ama Türkiye bu yönde adım atmadı. Üçüncü yan olursa süreç bozulur, ilerlemez dediler.

'GERÇEKÇİ DEĞİLDİ'

Bize kıyasla gerçekçi değildi. Sorunu çözme niyetleri olup bulunmadığı açığa çıksın diye, madem istemiyorsunuz sizin dediğinize de varız dedik. Çünkü biz çözüm istiyoruz. Bu nedenden o şartları da kabul ettik. Ama gördük ki ulusal veya mahalli dediklerinde de bir çözüm gayesi yok. (Kaynak: Cumhuriyet)

Kaynak: HABERLER.COM

Yorumlar