Caferiler, Başbakan'ın özür dilemesini istedi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir televizyon kanalında, Şia’ya yönelik kullandığı ifadelere tepki geldi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir televizyon kanalında,
Şia’ya yönelik kullandığı ifadelere tepki geldi. Dünya Caferi
Alimler Birliği Başkanı Hasan Karabulut, Başbakan Erdoğan’ın Şia’ya
yönelik sözlerinden dolayı özür dilemesi gerektiğini kaydetti.
Dünya Caferi Alimler Birliği (CABİR) ve Caferilik İnancını Tanıtma,
Araştırma ve Eğitim Derneği (CAFERİDER) ortak bir basın açıklaması
gerçekleştirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir televizyon
kanalında, Hizmet hareketini hedef alarak kullandığı ifadelerin
devamında, "Bunlar Şia'yı geçmiş vaziyette. Şia bunların eline su
dökemez.” sözlerine Caferiler tepki gösterdi. CABİR Başkanı Hasan
Karabulut, Başbakan Erdoğan’ı bu sözlerinden dolayı özür dilemeye
davet etti. Erdoğan’ın, Şialık üzerine yaptığı açıklamanın sadece
Türkiye’deki 3 milyon Şia’yı rencide etmediğini söyleyen Karabulut,
“Bilakis bütün İslam alemini rencide etmiştir. Başbakanımız
özellikle bu siyasi ortamda, ülkeyi germeden halkımızı ve özellikle
bu camiayı ötekileştirecek niteliklerden kaçınarak bu ülkede
birliğin, kardeşliğin huzurun, teminatı olacak söylemleri ve
davranışlarıyla bu yanlışından vazgeçip bir an önce bütün Şia
camiasından ve ülkemizdeki Şialardan özür dileyip tarihi hatasını
telafi etmesidir.” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan’ın ‘75 milyonun hepsi benim vatandaşımdır. Hepsine
karşı sorumluyum, hepsine eşit mesafede davranmak zorundayım’
sözlerine vurgu yapan Karabulut şöyle devam etti: “Başbakanın bu
söylemi, eylemine ve uygulamalarına da yansımış olaydı. İnşallah
bekleriz ki bundan sonra ülkemiz, milletimiz, birliğimiz ve
geleceğimiz için kullandığı cümlelere dikkat ederek yaptıkları
yanlışları da telafi ederek ülkenin huzurunu ve barışını temin
etmiş olur.”
“HER ZAMANKİNDEN DAHA FAZLA BİRLİĞE İHTİYAÇ DUYULAN BİR DÖNEM
YAŞANIYOR”
Ülkemizin ve milletimizin her zamankinden daha fazla birliğe
ihtiyaç duyduğu bir dönem yaşandığına dikkat çeken Karabulut, “Bu
birliği herkesten daha hassasiyetle koruması gereken Başbakanımız
Sayın Erdoğan, bir televizyon kanalına verdiği mülakatta sarf
ettiği sözlerle Şia (Caferi) camiasının kalbini cerihadar etti. Her
geçen gün Başbakanımızın dozajı gittikçe artan nefret söylemlerinin
son halkasını oluşturan bu beyanatı, kendilerine mal ederek, din
kardeşlerimiz olan Ehl-i Sünnet camiasını bu durumdan müstesna
tutuyoruz.” dedi.
Şia kimdir? Sorusuna Kur’an-ı Kerim ve hadislerden örnek vererek
açıklık getiren Karabulut, “Sayın Başbakan bu talihsiz beyanıyla
hem Kitap’tan hem de sünnetten habersiz olduğunu ortaya koyarak
Kur’an ve sünnete aykırı beyanda bulunmuştur.” ifadelerini
kullandı.
“ŞİA CAMİASINDAN ÖZÜR DİLEME ERDEMİNİ GÖSTERMESİNİ BEKLİYORUZ”
Başbakan Erdoğan’ın duyarlılık ve bulunduğu makamdan uzak bir
açıklama yaptığını söyleyen Karabulut, “Bunu büyük bir esef ve
teessürle karşılıyor, kendilerini izan insafa davet ediyoruz.
Başbakanımızın bu yanlışından biran önce avdet edip ülkemizin en
çok muhtaç olduğu birliğimizi onarmak ve camiamızın gönlünde açtığı
derin yarayı sarma adına Şia camiasından özür dileme erdemini
göstermesini bekliyoruz.” açıklamasında bulundu.
“Şİİ-CAFERİ MENSUPLARINA YAPILMIŞ AÇIK BİR AŞAĞILAMA VE
HAKARETTİR”
CAFERİDER Başkanı Sinan Kılıç ise, Başbakanın açıklamaların
Şii-Caferi mensuplarına yapılmış açık bir aşağılama ve hakarettir
olduğunu söyledi. Kılıç, şöyle konuştu: “Bir özel televizyon
programında anılan cemaati değerlendiren konuşmasında Başbakan
Erdoğan talihsiz bir şekilde ‘Bunların bir defa 3 tane önemli
hasleti var, takiye var, yalan var, iftira var, üçünün neticesi
fitne var, fesat var, bunlar Şia’yı geçmiş vaziyette. Şia bunların
eline su dökemez.’ demiştir. Takiye, yalan ve iftira’nın, sonucu
olan fitne ve fesat suçlaması söz konusu cemaate yüklenirken,
Şia’nın emsal, kıyas ve delil olarak gösterilmesi hatta Şia’nın
daha ileride olduğunun belirtilmesi, sayıları dünyada 800 milyon,
ülkemizde 3 milyon olan Şii-Caferi mensuplarına yapılmış açık bir
aşağılama ve hakarettir.”
Kılıç, Başbakan Erdoğan’ın bu sözlerinin basın yayın organlarından
alıntı yapılarak AK Parti resmi internet sitesinde yer bulmasını da
eleştirdi. Kılıç, “Bu ifadelerin yer alması, bu inancın kişisel
değil kurumsal kabul gördüğü ve paylaşıldığı anlamına gelmektedir.”
diye konuştu.
Başbakan Erdoğan’ın bütün vatandaşların inançlarına eşit mesafede
olması gerektiğine inandıklarını anlatan Kılıç açıklamasında şu
ifadelere yer verdi: “Evrensel hukukun ve iç hukukumuzun kuralları
yöneticilerin inanç ayrımı yapmalarını, her hangi bir inanca
hakaret etmeyi, aşağılamayı men ederek cezai yaptırımlar
öngörmüştür. Mensubu olduğumuz İslam dini de buna cevaz
vermemiştir. Kur'an’ın emri, Peygamber’in (sav) sünneti bu
doğrultudadır. Ötekileştiren, ayrıştıran, ırkçı ve mezhepçi düşünce
ve politikalar milli birliğimizi tehdit etmektedir. Halkı kin ve
düşmanlığa tahrik veya aşağılama Türk Ceza Kanunu’nun 216.
Maddesinde açıkça suç olarak belirtilmiştir.”
CABİR Kurucu Başkanı Hamit Turan da, Başbakan Erdoğan’ın bazı
sorular yöneltti. Turan, şöyle konuştu: “Şunu soruyorum. Bu
vatandaşlara karşı uygulamaları, icraatları ne olacak? Bu
beyanatlarıyla hepsine kırmızı kalem mi kondu? Bundan sonra biz
evlatlarımızın okulundan tutun, iş adamlarımızın iş hayatına,
devlet dairelerinde çalışan memur inanç mensuplarımızın geleceğine
yönelik ciddi bir kuşku ve endişe ile bakmak durumunda
kalıyoruz.”
Basın açıklaması sırasında Hazreti Ali’nin ‘İnsanların güzel edebe
altın ve gümüşten daha fazla ihtiyacı vardır’ sözü ile ‘Şia, Alevi,
Sünni hepimiz kardeşiz’ yazılı dövizler taşındı. CİHAN
Yorumlar