Bursa Cumhuriyet Başsavcısı: Yargıya olan güven yüzde 20'ye kadar geriledi

Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Namık Yılmaz, toplumda yargıya olan güvenin yüzde 20’lere kadar gerilediğinin altını çizerek, "Böyle bir ortamda görev yapmanın, adalet dağıtmaya çalışmanın ne kadar zor olduğunu hep beraber yaşayarak görmekteyiz....

Google Haberlere Abone ol
Bursa Cumhuriyet Başsavcısı: Yargıya olan güven yüzde 20'ye kadar geriledi

Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Namık Yılmaz, toplumda yargıya olan güvenin yüzde 20’lere kadar gerilediğinin altını çizerek, "Böyle bir ortamda görev yapmanın, adalet dağıtmaya çalışmanın ne kadar zor olduğunu hep beraber yaşayarak görmekteyiz.

Sonbaharda yapılacak olan HSYK seçimleri öncesi Yargıda Birlik Platformu Bursa’da istişare toplantısı düzenlendi.

Bursa Holiday Inn Otel’de gerçekleşen toplantıya Bursa ve çevre illerden hakim ve cumhuriyet savcıları katıldı. Toplantıda ağırlıklı olarak yargıya olan güvensizliğe vurgu yapıldı.

Yargıda Birlik Platformu tarafından düzenlenen İstişare toplantısına Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Basri Bağcı, HSYK Genel Sekreteri Bilgin Başaran, Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcısı Ali Çalık, HSYK Genel Sekreter Yardımcısı Musa Kanıcı, Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ramazan Kaya, Ankara Sulh Ceza Hakimi Hayri Keskin, Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Harun Kodalak, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selahattin Menteş, Ankara İş Mahkemesi Hakimi Gülsüm Mısır, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdür Yardımcısı Feyzullah Taşkın, İstanbul Anadolu Başsavcı Vekili Ömür Topaç ve HSYK Başmüfettişi Mehmet Yılmaz ile Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Namık Yılmaz, savcı ve hakimler katıldı.

YARGIYA GÜVEN YÜZDE 20’LERE İNMİŞ

Ankara İş Mahkemesi Hakimi Gülsüm Mısır’ın moderatörlüğünü yaptığı toplantıda konuşan Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Namık Yılmaz, toplumda yargıya olan güvenin yüzde 20’lere kadar gerilediğinin altını çizerek, "Böyle bir ortamda görev yapmanın, adalet dağıtmaya çalışmanın ne kadar zor olduğunu hep beraber yaşayarak görmekteyiz. Ancak bundan daha vahim olan bir vakıa ise biz meslektaşlarımızın kendi aramızda birbirimize olan güven oranının daha da aşağılarda olduğunu içimiz yanarak görmekteyiz. Anketörler toplumda yargıya olan güven oranını ölçen yaptığı anketler gibi bir de meslektaşlarımızın kendi aralarında birbirine olan güven ve itimatlarını ölçen bir anket yapılsa herhalde bu oranın yüzde 1-2’lerde kalmasından derin endişe duymaktayım.” dedi.

Yargı mensuplarının birbirine bu derece güven duymadığı bir ortamda toplumun yargıya güven duymasının beklenemeyeceğine dikkat çeken Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı: “Bunun için öncelikle bizler kendi aramızda en azından ortak çalışma barışı sağlama, asgari nezaket saygı ve güveni sağlayıcı yaklaşımlar ve sistemler üzerine gayret göstermeliyiz. Birbirimizin her söylediği söz, davranış, karar ve imzadan sonra birbirimize ‘acabalarla’ bakışlarımızın bir kenara koymaya başlarsak birbirimize şüpheci yaklaşmayı, ilmi, siyasetvari yaklaşımları bir kenara koyarsak iyi niyet, güven ve itimat üzerine ilişkilere vicdan sınırları içerisinde davranış modelleri sergilemeye başlarsak, inanıyorum ki zamanla toplumda bize güvenmeye başlayacak, bu oran medeni toplumlarda olduğu gibi üst sıralara kendiliğinden çıkacaktır.”

YARGIYI YENİDEN AYAĞA KALDIRMAK İÇİN YOLA ÇIKTIK

Platform adına konuşan Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ramazan Kaya da, Türkiye’de yargının adaletin mercii değil, devlet içinde ki etkin güçlerin itişme zeminine dönüştüğünü belirterek, “Tabiri caizse yargı üzerinden güç gösterisi ve bilek güreşi yapılmaktadır. Bu kısır döngüyü bozmanın zamanı gelmiştir diye düşünüyorum. Hakikat odur ki; yargı bürokrasisine hakim olan güç tümüyle yargıya hakim olmuştur. Hakim ve savcılar tüm kamu görevlileri içerisinde en güvencesiz konuma itilmiş, mesleki kariyerimizi yazılı metinlerle, kadim ilkeler yerine, yargının üst kesimi ile ilişkilerimiz belirler hale gelmiştin. Kısacası HSYK’nın ‘ol’ dediği olmuş, ‘öl’ dediği de ölmüştür.” dedi.

Bu yapıyı, yargının işleyişini liyakati esas alan bir çizgiye çekmeden yargıyı güç odaklarının etkisinden kurtarmadan adaletin mumla aranacağının altını çizen Kaya, 2010 yılında yapılan anayasa değişikliği ile oluşan yeni yargı bürokrasisinin yargının kronik sorunlarını çözmek yerine daha da derinleştirdiğini söyledi.

Yargıya güvenin Türkiye’de hiçbir zaman yüzde 60’ların altına düşmezken şimdilerde yüzde 20’lere kadar gerilediğinin altını çizen Kaya, “Kendimizi yargıyı sorgulamadan, yargı erkini olması gereken çizgiye çekmeden ülke olarak adalet ve demokrasiden uzak kalmaya mahkumuz. 2010 yılı Ekim ayında oluşan HSYK bir umut ışığı olacakken, eskiye rahmet okutmuştur. Yeni HSYK döneminde liyakat, sadece bir grubun uhdesinde kabul edilmiş, bu grubun dışındakiler ötekileştirilmiştir. İhtilal dönemlerinde bile görmediğimiz kimi uygulamalar yargı mensuplarına reva görülmüştür. Eskiden zaman zaman bu toplumun tankı, topu milletine yönelirken, şimdilerde ise yargısı milletin kendisine, hatta yargı camiasına zulmeder hale dönüşmüştür.” İddiasında bulundu.

Türkiye’de hukuk istismar edilip adalet iğdiş edilirken vatandaş ve hukukçuların olağanüstü uygulamalara sıradan bir olay gibi baktığını anlatan Ramazan Kaya, platform olarak amaçlarını ise; “Şunu hepimiz görmeli ve anlamalıyız. Yargı adına köprüden önceki son çıkışlarımızdır. Platformumuzun amacını şu sözlerle ifade etmek mümkündür. Mevlana’ya ‘zulüm nedir?’ diye sorduklarında cevabı kesin ve net olmuştur. ‘Hak etmeyenlerin hak etmedikleri yerde oturmalarıdır.’ Bizimde platformumuzun amacı hak edenlerin hak ettiği yerde oturmalarını sağlamak olacaktır.” şeklinde açıkladı.

Yargıyı yeniden ayağa kaldırmak için yollara düştüklerini belirten Ramazan Kaya, sözlerini şöyle tamamladı: “Kısacası hak edenlerin hak ettikleri yerde olmasını nasıl tesis edebiliriz düşüncesi ile oluşan bu platform, yargıyı bir zümrenin, bir grubun, bir düşüncenin değil, ülkenin bütün renklerini en liyakatlilerine tevdi etmektir. Devamında da yüksek yargıya yapılan atamalarda taşra teşkilatında ki atamalarda insanların inancına, özel hayatına ve düşüncelerine saygı duyarak, elinde zikir mi, tespih mi kafa mı çektiği ile ilgilenmeksizin işinde ehil olup olmadığını esas alarak tasarrufta bulunmayı amaç ve ilke edinmiştir. Platformumuz, HSYK’nın yapısını şeffaf, demokratik, bir grup, yada zümrenin etkisinden uzak, liyakati esas alan ilkeler çerçevesinde oluşmasını sağlamaya yöneliktir.”

Daha sonra toplantı basına kapalı olarak devam etti.

CİHAN

Yorumlar