Bozdağ: Hukukla ilgili yanlışlıklar olabilir, dün oldu bugün oldu
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Bir takım hukukla ilgili yanlışlıklar olabilir, dün oldu bugün oldu.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Bir takım hukukla ilgili
yanlışlıklar olabilir, dün oldu bugün oldu. Dün felana karşı oldu,
bugün felana karşı, yarın bir başkasına karşı olabilir. Bizim
yapmamız gereken, yanlış olan anayasa ve yasalara aykırı olan bir
şey varsa onunla ilgili bir karşı duruşu hep beraber ortaya
koymamız lazım” dedi.
Bakan Bozdağ, AK Parti Yozgat İl Başkanlığı tarafından Yozgat
Belediyesi Bilal Şahin Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen toplantıda
konuştu. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bozdağ, şunları
söyledi: "11 yıldır tek başına güçlü bir iktidarız, yerel
yönetimlerde de en fazla yerel yönetici seçtirebilmeyi başarabilmiş
bir partiyiz. Bu kadar güçlü bir kadro ile alakalı 11 senedir
ortaya konulmuş ciddi bir şey yok, olması da mümkün değil. Çünkü
biz böyle hadiselere asla izin vermedik izin de vermeyiz.
Memleketin hazinesine el uzatmadık el uzatılmasına da izin
vermedik. Uzanan elleri de bir bir kırdık ve hazine doldu. İşte o
hazine dolduğu için bölünmüş yolar, hava alanları, yüksek hızlı
trenler, üniversiteler, memleketimizde olan pek çok değişimler
dönüşümler bununla gerçekleşti. Eğer yolsuzluk olsa bunları
yapabilme imkanı olur mu, olmaz. Bizim en güçlü noktalarımızdan bir
tanesi işte yolsuzlukla yaptığımız bu mücadeledir. Bugün AK Parti
hükümetini AK Partiyi yaptığı bu güçlü mücadele noktasından vurmak
isteyen yapılar da var. Hiç endişeniz olmasın. Bizim alnımız ak
başımız dik yaptıklarımızın hepsi milletin gözünün önünde. Ortada
buradan AK Parti'nin vurulması AK Parti'nin zarar görmesi ve
milletin gözünden düşürülmesi mümkün değil. Geçmişte pek çok
siyasal kadrolar bir takım operasyonlarla sıkıntıya sokuldu.
Buradaki herkes bilir 28 Şubat sürecinde yaşanan hadiselere
baktığınız zaman patır patır istifa eden milletvekilleri vardı. O
dönemde merhum Erbakan hocamız istifasını sayın cumhurbaşkanına
sunmuştu. 276 oydan fazla sayıda milletvekili ve Tansu hanıma
hükümeti verirseniz güven oyu vereceğiz diye de sayın
cuumhurbaşkanına imzalı deklarasyonda bulunmuştu. Ama sayın
cumhurbaşkanı hükümeti kurma görevini Tansu hanıma vermedi ve
Türkiye büyük bir sıkıntı yaşadı o dönemde. Adeta hukukun adeta
ekonominin adeta siyasetin üzerinden buldozer gibi geçildi ve
Türkiye buradan büyük bedeller ödedi."
"HALKIN GÜVENİNİ BOŞA ÇIKARMADIK"
AK Parti'nin kurulduğu günden bu yana halkının güvenini boşa
çıkarmadığını ifade eden Bozdağ, "Biz 3 Kasım’dan bu yana bu
milletin bize verdiği bu emanete hiç ama hiç ihanet etmedik.
Türkiyemizin bu alanda alacağı daha çok mesafeler vardır. Biz bunun
da farkındayız son gönderdiğimiz demokratikleşme paketi TBMM’de
inşallah önümüzdeki günlerde komisyon ve genel kurul görüşmelerinin
akabinde yasalaşıp yürürlüğe girecek. Ve milletimizin önünde yeni
imkanlar yeni ufuklar ortaya çıkacaktır. Ama başka yapmamız gereken
demokratikleşme konusunda insanların haklarını hukukunu kamil
manada koruyucu adımlar konusunda da çalışmalar olacak yeni
adımlarımız olacak ve milletimizn hukukunu koruyan her türlü
tehlike ve tehdit karşısında milletinin hukukunu her şeyin üstünde
tutan, insanın hukukunu hakkını, onurunu, şerefini her şeyini ama
herşeyi üzerinde tutan bir anlayışı ikame etmeye, bundan sonra da
devam edeceğiz. Eksiklerimiz varsa bakacağız, yanlışlarımız varsa
bakacağız. Dün öyle oldu bugün böyle oldu demeden bir yerde
yanlışlık varsa düzelteceğiz. Bir yerde eksiklik varsa onu
gidereceğiz. Olmayan şeyler var, Türkiye’de olması lazım insan
hakları hukukun üstünlüğü demokrasi bakımından bunlar şarttır diye
düşündüklerimiz, miletimizin arzu ettikleri varsa bunları da bir
bir hayata geçirmenin gayreti içinde olacağız" diye konuştu.
"SORUŞTURMA HUKUKUN KURALLARINA UYARAK YAPILACAK"
"Hukuk, devletleri ayakta tutan en önemli güçtür" diyen Bozdağ,
şöyle konuştu: "Eğer bir ülke hukuk devleti ise hukukun üstünlüğü
egemen ise adalet güçlü ise o ülkeye hiç ama hiç kimse zarar
veremez. Hukuk yara aldığı zaman insanların hukuka olan inancı
zayıfladığı zaman adalet yara aldığı zaman insanların adalete olan
inancı zayıfladığı zaman o ülkede sıkıntı olur. Onun içinde hukukun
yara almaması, adaletin yara almaması, insanların hukuka ve adalete
olan inancının ve güvencinin zayıflayıp ortadan kalkmaması için
hepimizin dikkatli olması ve hassasiyetle hukukun üstünlüğüne,
adaletin bütün milletimizin tarafından tutulduğu noktaya uygun
davranması lazım. Soruşturma yapılır bir ülkede suç ihbarı varsa
suçla ilgili bir emare varsa yasalar cumhuriyet savcılarına
soruşturma yetkisi ve görevi veriyor. Elbette bunlar yapılır. Ama
yaparken de hukukun kurallarına uya uya yapılacak. Gerçek gibi
adeta bunu işleyecek."
"İNSANLARI İTHAM EDERKEN HEPİMİZİN HASSAS DAVRANMASI LAZIM"
"İnsanları itham ederken hepimizin hassas davranması lazım. Onun
için de Anayasa çok açık bir şekilde suçluluğu hükmen sabit
oluncaya kadar kimsenin suçlu kabul edilemeyeceği temel ilkesini
ortaya koyuyor ve bu süreçte işlerken de bu ilkeyi dışardan
birileri zedeleyebilir, ama yargı görevini yapanlar bu ilkeyi
zedelememesi için çok fazla hassas davranması lazım. Devam eden
soruşturmalar veya başka zamanlarda olan soruşturmalar sırasında
çarşaf, çarşaf, soruşturmaya ait bilgilerin, belgelerin doğru
mudur, eğri midir, mahkeme kararı ile sabit olmadan gazetelerde
televizyonlarda, internet sitelerinde başka şekilerde yer alması
insanın hukukunun ayaklar altına alınmasıdır. İnsanın onurunun
çiğnenmesi ve çiğnetilmesidir. Yani bir savcı kalkıyor,
soruşturmanın gizliliğini herkesten çok riayet etmesiyle alakalı
birisi, elinde bir bildiri gazetecilere bişeyler dağıtıyor. O zaman
insanların bu devam eden süreçle ilgili bu süreci devam ettiren
kişilere bakışı olumlu mu etkilenir olumsuz mu etkilenir. Olur mu
öyle bir şey. Ben hayatımda bugüne kadar böyle bir olayı hiç
görmedim. Adalet bakanı olarak bundan büyük üzüntü duydum eğer bir
eksiklik eğer bir yanlışlık varsa bunun da mutlaka hukuka uyarak
giderilmesi, hukukun içinde bunun yapılması esastır. Birgün
Türkiye’de eğer hukukun aldığı bir karar operasyon veya hükümete
cevap veya falana cevap diye algılanmayan adalet yerine buldu diye
manşetler atıldığı bir noktaya eğer Türkiye gelirse o zaman demek
ki biz hukuk devletini kamil manada inşa yolunda büyük bir başarı
elde ettik demektir. Onun için de hepimizin üzerinde hassasiyetle
durması lazım bu konuların. Özellikle hukuku işletmekle görevli
olanların da hukukun içerisinde kalarak görevlerini en iyi şekilde
titizlikle yürütmeleri hukukun üstünlüğüne milletin adalete olan
inancına büyük hizmet edecektir."
"HUKUKLA İLGİLİ BİR TAKIM YANLIŞLIKLAR OLABİLİR, DÜN OLDU BUGÜN
OLDU"
"Ben siyasilere de buradan bir şey söylemek isterim o da şu; bir
takım hukukla ilgili yanlışlıklar olabilir dün oldu bugün oldu. Dün
felana karşı oldu, bugün felana karşı, yarın bir başkasına karşı
olabilir. Bizim yapmamız gereken yanlış olan anayasa ve yasalara
aykırı olan bir şey varsa onunla ilgili bir karşı duruşu hep
beraber ortaya koymamız lazım. Şimdi ne oluyor dün şöyle dediniz,
şöyle bir olay vardı, işte böyle yapılırken siz böyle dediniz, işte
böyle bir hadise var, işte biz de böyle bir tavır takınırız
anlayışı Türkiye’nin siyasetinde egemen olursa o zaman hukukun
üstünlüğünü kamil manada tesis etme noktasında Türkiye’de almamız
gereken mesafeyi kolay alamayız. Yargılama sürecinin muhatabı olan
taraflara göre yargıçlara, savcılara bakışımız, kararlara bakışımız
değişirse, farklı farklı noktada durursak bana karşı olduğunda
yanlış, ona karşı olduğunda doğru bir anlayışmış gibi bir algı ve
tavır içerisinde olursak o zaman Türkiye’de hukuk devletini
güçlendirme ve eksiklikleri giderme noktasında istediğimiz başarıyı
elde edemeyiz. Eksiklikler olabilir, dün birisi öyle başkası böyle
diyebilir. Biz yanlış da yapmış olabiliriz ben kendi şahsıma
diyorum. Ama bir konuda yanlış yaptık diye illa o yanlışın peşinden
gidecek halimiz yok. Yanlış yaptığında erdemli olan o yanlıştan
dönmesini de bilmesi lazım. Onun için de hukukun üstünlüğünü tesis
noktasında Türkiye’nin alması gereken daha çok mesafe olduğunu ben
görüyorum ve bunu hep beraber yapacağız. Yargı görevini yapanlarla
beraber, yasamayla beraber, bütün siyasi partilerle beraber, bütün
medya ile beraber, bu ülkenin gerçek anlamda hukukun üstünlüğünün
olduğu bir ülke olmasını arzu eden isteyen herkesle beraber
birlikte biz yapacağız. Birbirimizi itham ederek bunu yapmamız bunu
başarmamız mümkün değil, onun için de beraber yapmamız gerektiğine
inanıyorum ve önümüzdeki süreçte de Türkiye’nin bu konuda atacağı
adımları hep beraber daha ileriye taşıyacağımızada yürekten
inanıyorum." CİHAN
Yorumlar