'Böcek soruşturması'na konu emniyetçilerden 40 maddelik suç duyurusu

Kamuoyunda ‘böcek soruşturması’ olarak bilinen Başbakan'ın ofisine ve konutuna dinleme cihazı yerleştirilmesi kapsamında yürütülen soruşturmaya konu emniyet mensuplarının avukatları, adil yargılanma hakkı olmak üzere birçok temel Anayasal...

Google Haberlere Abone ol
'Böcek soruşturması'na konu emniyetçilerden 40 maddelik suç duyurusu

Kamuoyunda ‘böcek soruşturması’ olarak bilinen Başbakan'ın ofisine ve konutuna dinleme cihazı yerleştirilmesi kapsamında yürütülen soruşturmaya konu emniyet mensuplarının avukatları, adil yargılanma hakkı olmak üzere birçok temel Anayasal hakkı ihlal edildiği için kolluk kuvvetleri hakkında 40 maddelik suç duyurusunda bulundu.

Gözaltına alınıp serbest bırakılan emniyet mensupları adına Avukat Mehmet Sürer ve Avukat Hasan Hüseyin Taşpınar, bugün saat 13.30'da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusu için başvuru yaptı. İşlemlerin ardından adliye çıkışında basın mensuplarına açıklama yapan Avukat Mehmet Sürer, özellikle dikkat çekmek istedikleri konuları sıraladı. Sürer, “Nöbetçi mahkemece de bu kişiler hakkında adli kontrol kararıyla reddedildi. Ancak aynı gün akşam saatlerinde cmahkemenin verdiği itiraz edileceği bilgisi tarafımıza ulaşmış. İtiraz edeceğini bize de sözlü olarak söyleyeceğini bildirmişti. Yakalama gözaltı işlemlerine ilişkin kararı bağlanmadığı için cumhuriyet başsavcılığına itirazı bu noktada kesinleşmiş değil. Büyük ihtimalle nöbetçi mahkemeye gitmesini ve oradan karar çıkmasını bekliyoruz.” dedi.

"BAŞBAKAN'IN AÇIKLAMASINI ÜZÜLEREK İZLEDİK"

Başbakan tarafından mahkemenin adli kontrolle müvekkillerin serbest bırakılmasına ilişkin açıklamalarını üzülerek izlediklerini belirten Avukat Sürer, şöyle devam etti: “Yargının vatandaşların temel adalet duygusunu ve vicdanlarının bağımsız temel dayanağı olan ve şekilde çalışan yargı organlarının anayasa tarafından güvence altına alınmış olan yargı bağımsızlığı ilkesinin idarenin başı tarafından eleştirilmesinin özellikle itirazı inceleyecek olan mercinin baskı altında tutulması şeklinde değerlendiriyoruz. Müvekkillerimin, mahkeme kararı olmadığı halde şüpheli sıfatları bulunmasına rağmen mahkeme kararı ile mahkum edilmiş gibi lanse edilmelerini de kabul etmiyoruz.”

"ŞÜPHELİ OLARAK MUSTAFA VARANK’IN DA YER ALMASI GEREKİR"

Avukat Sürer, MİT Müsteşarlığı'nın hazırlamış olduğu tek taraflı raporlar ve konulduğu iddia edilen tarihin geriye çekilmesi söz konusu olan raporlardan başka da herhangi bir maddi delil bulunmadığını belirterek, “Aramanın yapıldığı ve dinlemenin cihazlarının bulunduğu esnada MİT görevlileri ve Başbakanlık danışmanı Mustafa Varank’ın da söz konusu olan yerde bulunması hususunda göz önüne alındığında bizce bu kişilerle en azından bu dosyada şüpheli olarak yer alması gerektiği ve cihazları kim tarafından konulduğu çıkartılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu işlemi yapan kişi veya kişilerin ortaya çıkartılmasını biz de canı gönülden istiyoruz. Bunun da sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için söz konusu kişilerin de söz konusu dosyada bulunması gerektiğini düşünüyoruz. MİT raporlarının delil olarak kabul edilip edilmediğini bilmediğini ancak başbakanlık teftiş kurulunun raporu en büyük delil olarak sunulan şeyler bunlardır. Ayrıca, bize bilgi verilmeyen gizli tanık ifadesi söz konusu. Gizli tanık ifadesinde de müvekkillerimin aleyhine olacak bir durum söz konusu değil.” şeklinde konuştu.

"DELİLLERİN İMAJININ AÇILDIKTAN SONRA BİLGİ VERİLECEĞİ SÖYLENDİ"

Suç olduğu iddia edilen belgelerle ilgili de görüşlerini aktaran Sürer, “Siber suçlardan memur arkadaşlar telefonla arayıp yakalama ve gözaltına almalarda ele geçirilen eşyalar için davet edildik. Delil poşetlerini açıp imajlarını açıp daha sonra bilgi verileceğini söylediler. Biz bunu kabul etmedik. İmajlarının bizim yanımızda açılması ve bize örnek verilmesini istedik. Böyle olunca imajlarının açılmasının bir haftayı alabileceğinin bilgisi verildi.” dedi.

"İKİ GÜN HİÇBİR İŞLEM YAPILMADI"

Sürer, iki gün hiçbir şekilde hiçbir işlem yapılmadığına dikkat çekerek, "İki günün sonunda işlem yapıldı. Müvekkillerimin odalarında ışıklar hiçbir şekilde söndürülmeden başlarında pervane açık şekilde bir baskı ve ifadeler gece yarısı alındı. Adli rapor alımında kelepçe ile getirilmesi ve götürülmesi söz konusu oldu. Eğer bu insanlar kaçacak olsalardı. İkametgah adreslerinde gözaltına alınmıştır.” diye konuştu.

Böcek soruşturmasına konu emniyet mensuplarının avukatı Mehmet Sürer, açıklamasını şöyle tamamladı:

"Biz müdafiler üzerinde, ifade alma sırasında hazır bulunarak, hukuki yardım sunmamızı engelleyen ve müvekkillerimiz olan şüphelilerin cevapladığı soruları aynen tutanağa geçmeyen kolluk memurları hakkında TCK m. 288’de ifade edilen adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçundan, ilgili kolluk görevlileri ve amirleri ve soruşturma savcısı hakkında, yukarıda sayılan hukuka aykırılıkları, özellikleri müvekkillerimize keyfi olarak kelepçe takıp basın önünde görüntü alınmasına izin verilmesi fiilini, bizzat işleyerek veya ihtimalleri ile işlenmesine sebebiyet vermekten dolayı, TCK m. 94’de ifadesini bulan, ‘bir kişiye insan onuruyla bağdaşmayan bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine algılama ve irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştirmek’ suretiyle işlenen işkence suçundan, soruşturma savcısı hakkında, CMK m. 92 gereği gözaltı işlemlerini denetlemesi gerekirken, 72 saatlik gözaltı süresi boyunca gözaltı birimine gelmeyerek böyle önemli bir soruşturmada müvekkillerimizi kolluğun kaderine terk ederek işlediği TCK m. 257'de belirtilen görevi kötüye kullanma suçundan, soruşturmayı yürüten kolluk amirleri ve cumhuriyet savcısı hakkında müvekkillerimizi ilk 48 saat işlem yapmayarak keyfi olarak özgürlüklerini kısıtladıkları için TCK m. 109’da ifade edilen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, görevini yapmaya çalışan biz müdafilere ifade sırasında hazır bulunan kolluk memurlarınca sarf edilen haysiyet kırıcı cümlelerden dolayı TCK m. 125’de yer alan hakaret suçundan dolayı suç duyurusunda bulunuyoruz. İddialarımızı ispatı için özellikle, TEM şube müdürlüğüne giriş anından itibaren 72 saatlik tüm video kayıtlarının imha edilmeden ve bazı kısımları kesilmemiş bir şekilde istenerek incelenmesini, herhangi bir video kaydı yapılmamışsa da böyle önemli soruşturmada neden teyp veya video kaydı tutulmadığının soruşturulmasını, üzerinde sonradan tahrifat yapılmadan kollukta bulunan bütün tutanakların derhal muhafaza altına alınmasını, soruşturmada görev alan savcı, kolluk, memur ve amirleri ile, müvekkillerimizin ve biz müdafilerin ifadelerine başvurulmasını talep ediyoruz."

CİHAN

Yorumlar