Birlik Vakfı Kurucu Üyesi Çelebi: Başbakan'ın Hocaefendi’ye saldırmasını anlamak imkansız
Birlik Vakfı Kurucu Üyesi Ahmet Rüştü Çelebi, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası Fethullah Gülen Hocaefendi’ye yönelik suçlamaları hayretle karşıladığını söyledi.
Birlik Vakfı Kurucu Üyesi Ahmet Rüştü Çelebi, yolsuzluk ve
rüşvet operasyonu sonrası Fethullah Gülen Hocaefendi’ye yönelik
suçlamaları hayretle karşıladığını söyledi. Çelebi, “Servet,
şöhret, ikbal ve menfaat peşinde koşmamış, halkın içinden çıkmış
ama hakkın dışına çıkmamış, yabancılara bile takdirle anlattığımız
Hocaefendi’ye ithamların yöneltilmesi düşündürücü. Başbakan’ın
Hocaefendi’ye saldırmasını anlamak mümkün değil.” dedi.
Adalet Partisi Gençlik Kolları Genel İdare Kurulu üyeliği, Gençlik
Fikir ve Sanat Derneği Genel Başkanlığı ve Maraş Öğrenci Derneği
Genel Başkanlığı gibi önemli görevlerde bulunan, Birlik Vakfı
Kurucu Üyesi ve Büyük Birlik Partisi (BBP) MKYK üyesi Ahmet Rüştü
Çelebi, Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet Hareketi’ne yönelik
suçlama ve ithamları değerlendirdi. Yaşananlara anlam veremediğini
vurgulayan Çelebi, “Hadiselerin belagati kelimelerin belagatinden
üstündür. Bugüne kadar hiçbir devlet adamı, bizim de tanıdığımız
her bakımdan mükemmel bildiğimiz insanlardan hiç birisi Hocaefendi
ve cemaatine bu kadar söz söylemekte böyle cesur davranmamıştır.
Gelişen bir takım hadiselerin karşısında sanki bu işleri cemaat
yapıyor gibi bir anlayış var. Bir cemaat ki hiçbir zaman ölçüyü
kaçırmamış, şahısları ve Müslüman kitleyi yanlış hareketlerle itham
etmemiş. Bu derece yurt dışında ilim merkezlerinde takdire mazhar
olmuş Hocaefendi gibi zata yönelik ‘haşhaşi, sahte evliya, sahte
peygamber, sahte din adamı, sahte fedai’ gibi söylemlerin ağızdan
çıkması dahi insanı hayrete düşürüyor. Gerçekten insanı hayrette
bırakan ithamların servet, şöhret, ikbal ve menfaat peşinde
koşmamış, halkın içinden çıkmış ama hakkın dışına çıkmamış,
yabancılara bile takdirle anlattığımız Hocaefendi’ye yöneltilmesi
düşündürücü. Hocaefendi, Müslümanlara hizmeti en büyük görev
bilmiş, gençleri yanlış yerlerden kurtararak ruhi hazineler
kazandırmış biri. Başbakan’ın saldırmasını anlamak mümkün değil.”
ifadelerini kullandı.
“Fethullah Hoca gibi biri bu hükümete, bu memlekete ne gibi zarar
verebilir. Ben buna bir mana veremiyorum.” diyen Çelebi, bu durumu
Necip Fazıl’ın ‘Bir alem ki gökler boru içinde/Akıl almazların zoru
içinde’ mısraları ile özetledi.
‘HOCAEFENDİ TÜRKİYE’YE GELSE PROVOKASYONLAR OLUR’
Yakınındaki bazı kimselerin ‘paralel devlet’ten bahsettiğine dikkat
çeken Çelebi, “Paralel devlet ne zamandan beri başlamış? Ak Parti
iktidara geldikten sonra bu tarihe kadar çıkmadı da son 5-6 ay
içinde mi çıktı? Bu camia bugüne kadar siyasetten uzak durdu. Bir
siyasi düşünceleri yok. Yüzde 100 destekledikleri bir siyasi parti
yok. Bana sık sık ‘Hoca niçin Türkiye’ye gelmiyor?’ diye
soruyorlar. Hoca kendi canından korkmaz. Hoca Türkiye’ye gelse her
türlü provokasyon yapılabilir. Bu cemaatle halkı bir birine
düşürebilirler.” şeklinde konuştu.
Yurt dışındaki okulların ve eğitime verilen katkının da önemine
değinen Çelebi, duyguların şu örnekle dile getirdi: “Ahmet Kabaklı
anlatmıştı; Demirel ile birlikte Moğolistan’a gitmişler.
Havalimanında gençler ellerinde bayraklarla, İstiklal Marşı ile
karşılamışlar. Ertesi gün yarışma kazanan insanların ödülü
verilecekmiş. Demirel, gezmiş her tarafı ‘ben şaşırdım’ demiş,
‘Kazakistan’da bir lisemiz var onu ayakta tutmakta zorlanıyoruz’
demiş. ‘Bunları kim yapmış?’ demiş. Kabaklı da ‘Eteği öpülesi
Hocaefendi yapmış’ demiş. ‘Manzara karşısında ağlamamak mümkün mü?’
diyor Kabaklı.”
‘ADALET İCRANIN EMRİNE GİRDİ’
17 Aralık yolsuzluk soruşturmasından sonraki gelişmelere dikkat
çeken Çelebi, “Adalet adeta icranın emrine girdi. Halbuki; eskiden
beri ‘adalet mülkün temelidir’ diye geçer. İdare, sistem. devlet
manasında. Şimdi her tarafta rüşvet, irtikâp almış başını gidiyor.
Bizim inancımızda bir tencere suyun içine bir damla alkol damlasa
onun tamamı kirlenmiş olur.” dedi.
‘BAZI YAZARLARIN SÖYLEM DEĞİŞTİRMESİNE ANLAM VEREMİYORUM’
Özellikle bazı yazarların tavır ve söylem değişikliğinin kendisini
şaşırttığının altını çizen Çelebi, Mehmet Barlas ile ilgili bir
anısını paylaştı. Çelebi, “Barlas ile isterse yüzleşebiliriz.”
diyerek şunları söyledi: “Polat Rönesans Otel’de bir toplantı
yapıldı. Bu toplantıya Makedonya’dan, Moğolistan’dan gençler,
azınlık temsilcileri geldi. Neval Sevindi, Sevgi Erenerol oradaydı.
Mehmet Barlas Oradaydı.
Herkes çıktı konuşma yaptı. Mehmet Barlas, ‘Hayatıma yön veren iki
adam oldu’ dedi. ‘Birisi Turgut Özal, birisi Fethullah Gülen’
dedi.” Mehmet Barlas’ın fikirlerinin sürekli değiştiğine de vurgu
yapan Çelebi, “Bir zamanlar Müslümanlara atardı. Son zamanlarda
biraz düzelmiş hissediyorduk ama böyle yazacaklarını beklemezdim.
Hasan Celal Bey de öyle. Dilipak da böyle konuşmazdı önceden Hoca
için.” şeklinde konuştu.
‘HOCAEFENDİ EN ORİJİNAL, EN MANEVİ ÖZELLİKLERE SAHİP DİN
ADAMIDIR’
Hocaefendi’ye yönelik ithamları da eleştiren Çelebi, şöyle devam
etti: “Muhterem Hoca için ‘Menfaatini düşünerek yurt dışında
kalıyor, kaypaktır, kırmızı bülten’ filan gibi laflar ediliyor.
Bizim de asla tasvip edemeyeceğimiz, Hocayı az çok bilenlerin dahi
şiddetle karşılayacağı bir şey. Hoca gelse provokasyonlar olur.
Hocanın aniden Türkiye’ye gelmesi uygun olmaz. Hoca küçük bir odada
kalıyor. ‘Amerika’dasınız fakat Amerika’nın neresini biliyorsunuz?’
deseler, Hoca’nın nasıl makul cevap vereceğini bilirler.
Hocaefendi benim gördüğüm insanlar içinde, din adamları da dahil,
en orijinal, en manevi özelliklere sahip, hiçbir zamanda korkuyu
bilmeyen cesur insandır. Hocaefendi’yi bekleyen bir manga asker mi
var? Hoca, Allah yolunda olmuş ve bu yoldan hiçbir zaman
ayrılmamıştır. Türkiye’ye gelse bile korkacağını sanmıyorum.
Cemaatin başına gelebilecek belalardan korkar. Kendisini
karıştırmak istedikleri hadiselerden korkar.
Bazı ilimler kesbidir, yani bir insan doğar büyür okullarda
okuyarak, hocasından ders alarak öğrenmiş olur. Bu kesbidir. Bir de
vehbi vardır. Hocaefendi’de hem vehbi hem de kesbi ilim öğrenme
yeteneği, imkanı vardır. Hocaefendi önemli bir alim değilse, önemli
bir hizmet yapmamışsa bu kadar insan nasıl peşinden gider? Bunun
cevabını almak lazım.
Biz Hocamızın fikirlerini her zaman tasvip ederiz ve bu güne kadar
da Hocamızın yaptıklarında herhangi bir yanlışlık görmedim.
Bedduasını ortaya atıyorlar. O da bizim bildiğimiz manada beddua
değil de bir insanı ıslah etmek için söylenmiş bir sözdür. Hocayı
her zaman tebrik etmek durumundayız. Hocanın büyüklüğünü kabul
edelim. Allah rızası için Hoca’nın bütün davasına sarılmamız
gerekir. Hak davalar kolay gelişmez, yavaş yavaş gelişir. İnşallah
kısa zamanda her şey yoluna girecektir.”
CİHAN
Yorumlar