'Bir belgenin detayındaki çelişki, sanıkların doğruladığı delilleri yok etmez'

Balyoz davasında yeniden yargılama taleplerini değerlendiren yeni heyet de obirliği ile ret kararı verdi.

Google Haberlere Abone ol
'Bir belgenin detayındaki çelişki, sanıkların doğruladığı delilleri yok etmez'

Balyoz davasında yeniden yargılama taleplerini değerlendiren yeni heyet de obirliği ile ret kararı verdi. Mahkeme, aynı iddiaların yargılama sürecinde de dile getirildiğini ve tartışıldığını belirtti. 5 no'lu hard diskle ilglili ele geçirildikten sonra manipülasyon ve kumpas yapıldığına dair bir iddia bulunmadığı kaydedilen kararda, emniyette manipüle edildiği algısının oluşturulmaya çalışıldığı ifade edildi. Dijital bir belgenin detaylarında var olduğu iddia edilen bir çelişkinin, içeriği sanıklarca da doğrulanan konuşmaları ve delilleri ortadan kaldırmayacağı vurgulandı.

Balyoz hükümlülerinin avukatlarının, 5 no'lu hard diske ilişkin bilirkişi raporuyla birlikte İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yaptığı yeniden yargılama talebi oy birliği ile reddedildi. İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Gökmen Demircan, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Üye Hakimi Nalan Can ve İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi Üye Hakimi Abdullah Öztürk’ten oluşan heyet, Savcı Naci Kanık’tan mütalaasını istedi. Kanık, mütalaasını yeniden yargılamanın reddedilmesi yönünde verdi. Savcının mütalaasının ardından kararını açıklayan mahkeme, yeniden yargılama talebini oy birliği ile reddetti.

Kararda, yeniden yargılama için yeni bir delil bulunmadığı belirtildi. 5 no'lu hard disk ile ilgili bilirkişi raporuna da değinen mahkeme, rapordaki bilgilerin daha önceki raporlarla benzer olduğu ve gerekçeli kararda da tartışıldığını ifade etti. Yargılama sürecinde 5 no'lu hard diskle ilgili aynı iddiaların yine dile getirildiğini vurgulayan mahkeme, “Mahkeme tarafından inandırıcı bulunmadığı için değerlendirme dışı tutulan söz konusu raporlar ile ilgili hususlar mahkemece dikkate alınmayan yeni delil ve olgu değildir. İleri sürülen hususlar mahkemece tartışılmış ve Yargıtay denetiminden geçmiştir.” dedi.

Kararda, “Bilirkişi raporunda, 28 Temmuz 2009 tarihinden sonra hard diskin ikincil disk olarak kullanıldığı bilgisayarların sistem saatlerinin 28 Temmuz 2009 tarihinden geride olduğu tespit edildiğinin belirtilmesi, 6 Aralık 2010 tarihinde Gölcük Donanma Komutanlığı’nda askeri yetkililer refakatinde yapılan aramada diğer delillerle birlikte 5 no'lu sabit diskin bulunması birlikte değerlendirildiğinde 28 Temmuz 2009 tarihi ile aramanın yapıldığı 6 Aralık 2010 tarihi arasındaki süre zarfında sabit diskin bir kısım hükümlülerin sorumluluğu altında bulunduğu ve muhafaza edildiği sabittir.” ifadeleri yer aldı.

Ele geçirildiği tarihten sonra manipülasyon ya da kumpas yapıldığına dair bir iddia bulunmadığını kaydeden mahkeme, “Kamuoyunda 5 no'lu sabit diskin emniyette manipüle edildiği algısının oluşturulmaya çalışılmasına karşın, 28 Temmuz 2009 tarihi ile aramanın yapıldığı 6 Aralık 2010 tarihi arasındaki süre zarfında sabit diskin bir kısım hükümlülerin sorumluluğu altında bulunduğu, muhafaza edildiği, istihbarat şubede çalışan hükümlülerin eğitimleri, istihbarata karşı koyma teknikleri konusunda uzman bulunmaları hususlarına talebin niteliği gereği değinilmekle yetinilmiştir.” denildi.

Aleyhlerinde kuvvetli deliller bulunan hükümlüler ve avukatlarının başından beri yargılamanın konusunu darbeye teşebbüs suçundan başka alanlara çekmeye çalıştıklarını ifade eden mahkeme, “En güçlü delillerle kanıtlanan hususlarda bile komplo iddialarını ısrarla gündeme getirmeleri göz önüne alındığında, yakalanmaları halinde kullanılmak üzere bizzat sanıklar tarafından bilerek yapıldığı ihtimalini de ortaya koymaktadır.” dedi. Sanıklar tarafından hazırlanan darbe çalışmasında bilerek ya da bilmeyerek yaptıkları yanlışlar ve çelişkilerin tüm dosya göz önüne alındığında teşebbüs edilen darbe suçunun sabit olduğunu etkilemediği vurgulandı.

Dijital bir belgenin detaylarında var olduğu iddia edilen bir çelişkinin içeriği sanıklarca da doğrulanan konuşmaları ve delilleri ortadan kaldırmayacağının altını çizen mahkeme, söz konusu iddianın, dönemin 5. Kolordu Komutanı Şükrü Sarıışık’ın ‘Onun için ben 2. ve 5. Kolordu Komutanlığı'ndan yeterli emniyet tedbirlerini alabilecek bütün birliklerimi oraya görevlendiririm. Onun dışındakilerin tamamını buraya getiririm. İstanbul’un üzerine çökerim ve belediye başkanıymış, yok ondan sonra savcıymış, hakimmiş, kaymakammış, bu konuya olumsuz bakan tablolarda yer alan insanları gerekirse belediye başkanlıkları komutanları o görev de uhdesinde olacak şekilde görevlendirmek suretiyle ve ağır bir baskı…’ şeklindeki sözlerinin, bu bağlamda hazırlanan listelerin, ele geçen ıslak imzalı belgelerin, bazı tanıkların darbe planında yer alan ve gösterilen bir takım belgelerin kendilerinin bilgisayarında hazırlandığı beyanlarını, bu evrakların askeri bölge içinde döşeme altında çıktığı gerçeğini ortadan kaldırmayacağını vurguladı.

Başbakan’ın Başdanışmanı Yançın Akdoğan’ın ‘milli orduya kumpas kuruldu’ şeklindeki ifadeleri de değerlendirilen kararda, Akdoğan’ın bu ifadelerini, Spesifik olarak bir dava veya soruşturmaya yönelik bir iddia ve farklı bir bilgi bulunmamaktadır’ şeklinde açıklık getirdiği anlatıldı. Yer, zaman ve somut olaylara dayanmaması nedeniyle Akdoğan’ın tanık olarak dinlenmesinin sonucu etkilemeyeceği kaydedildi. Akdoğan’ın ifadesi üzerine Genelkurmay Başkanlığı’nın yaptığı suç duyurusunu da değerlendiren mahkeme, bu konuda soruşturma yürütüldüğü gerekçesiyle değerlendirme dışı tutulduğunu ifade etti.

Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın ifadelerinin de yargılamanın yenilenmesi açısından yeterli olmadığı belirtildi.

Hükümlülerin avukatları, Gölcük’te ele geçirilen 5 nolu hard disk ile ilgili bilirkişi raporunu İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne vermiş ve yeniden yargılama talebinde bulunmuştu. Bu talep mahkeme tarafından reddedilmişti. Ancak avukatlar bu kararı veren heyetteki bazı üye hakimlerin Balyoz yargılamaları sürecinde görev aldığı gerekçesiyle itiraz etmişti. İtirazı değerlendiren İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi itirazı yerinde bulmuş ve Balyoz’da hiç görev almayan yeni bir heyet oluşturmuştu. Bu heyet de oy birliği ile ret kararı verdi.
CİHAN

Yorumlar