BESİAD: Gönüllülere isnat edilen kelimelerin hiçbirini kabul etmiyoruz
İzmir’in Buca ilçesinde 500’ü aşkın üyesi bulunan Buca İş Adamları Derneği (BESİAD), bir açıklama yaparak 17 Aralık süreci ve ardından yaşananlarla ilgili kaygılarını dile getirdi.
İzmir’in Buca ilçesinde 500’ü aşkın üyesi bulunan Buca İş
Adamları Derneği (BESİAD), bir açıklama yaparak 17 Aralık süreci ve
ardından yaşananlarla ilgili kaygılarını dile getirdi. BESİAD
Yönetim Kurulu adına konuşan Başkan Serkan Mengüç, gönüllülere
isnat edilen kelimelerin hiçbirini kabul etmediklerini söyledi:
“İddia edilen suçlar ve bahsedilen soruşturmaları hep beraber
ibretle izlemek ve yargının görevini yapmasını beklemek varken
yürütme organı, bu süreçte garip bir şekilde taraf olmuştur.
Yapılan görevden almalar ve yer değiştirmeler, devlet geleneğinde
daha önce örneği olmayan bir kıyım halini almıştır.”
Daha önce hiç telaffuz edilmemiş hakaretamiz ve karalayıcı
ifadelerin, vicdanları yaraladığı gibi ekonomi dengelerini de alt
üst ettiğine dikkat çeken Mengüç, döviz kurlarındaki artışın yerli
sanayiciye zarar verdiğini, devlet güvencesi altındaki bir finans
kuruluşunun, yine kamu kuruluşlarının müdahalesiyle riske
edildiğini söyledi. Türk medyasının süreçte vasatın çok altında
kaldığını öne sürerek, “Asılsız manşetler mürekkebi kurumadan
tekzip edilmesine rağmen yalan haberler yapılmaya devam etmektedir.
Bir kısım gazeteler ve kanallar, psikolojik bir harekatın unsuru
olarak görev yapmaktadırlar. 160 ülkede Türk işadamlarının güvenli
bir şekilde ticaret yapması için oluşturulan temsilciliklere ve 180
ülkeye Türk kültürünü tanıtmak, bayrağımızı şerefle dalgalandırmak
için gitmiş olan gönüllülere isnat edilen kelimelerin hiçbirini
kabul etmiyoruz. Bu talihsiz ifadelerin, deformasyona uğrayan bir
yargı sisteminde düzeltilmese de maşeri vicdanda kabul
görmeyeceğine inancımız tamdır.” dedi. Haziran 2013’teki statlara
ve şehirlere sığmayan bir coşkuyu ülke olarak yaşadıklarını
hatırlatan BESİAD Başkanı, davet edilen devlet büyüklerinin
kullandığı teşekkür ifadelerinin unutulmadığını, şimdilerde sarf
edilen sözlerin ise bir izahını bulamadıklarını vurguladı.
Gönüllüler hareketinin dünya adına bir beklentisi olmadan yoluna
devam edeceğini, bu çileli yola ömür vermiş insanların memleket
için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmaktan başka hiçbir şey
yapmadığını dile getiren Serkan Mengüç, “Türkiye Cumhuriyeti,
kuvvetler ayrılığı ilkesine göre kurulmuş bir hukuk devletidir.
Münferit bazı suçlar ve iddialarda yargı önünde aklanmak varken tüm
sistemi karalayıp tehlikeye atmak, bu ülkeye zarar verir. Devletin
kolluk kuvvetlerinde ve kritik kuruluşlarında bir anda yapılan
atamalar, bu ülkede hâlâ fişleme olgusunun varlığını ispat
etmiştir. AB tam üyeliği bekleyen, dünyanın en büyük 10
ekonomisinden biri olmayı hedefleyen bir ülkede fişleme, çok büyük
bir lekedir. Bireysel hak ve özgürlüklerin sıkça dillendirildiği
bir dünyada bunu hiçbir platformda izah edemezsiniz.” şeklinde
konuştu. Referandumda sandıktan çıkan HSYK modelinin halka rağmen
değiştirilmesi halinde "sandıkta aklanma" ifadesinin ayaklarının
yere basmayacağını savunan Mengüç, kaygıyla izledikleri bu
uygulamaların bir an önce son bulmasını istediğini sözlerine
ekledi. CİHAN
Yorumlar