Berkin Elvan'ın Ailesinden 1 Milyon TL'lik Tazminat Talebi

Gezi Parkı olayları sırasında yaşamını yitiren Berkin Elvan'ın ailesi, İçişleri Bakanlığı'ndan toplam 1 milyon TL maddi ve manevi tazminat talebinde bulundu.

Google Haberlere Abone ol
Berkin Elvan'ın Ailesinden 1 Milyon TL'lik Tazminat Talebi

Gezi Parkı vakaları esnasında polisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesi neticesinde yaşamını yitiren Berkin Elvan'ın ailesi, oğullarının ölümünde 'idarenin ağır hatalı olduğu' gerekçesiyle İçişleri Bakanlığı'ndan yekün 1 milyon TL maddi ve manevi tazminat talebinde bulundu.

'TAZMİNATTAN ZİYADE İDARENİN KUSURUNU KABUL ETMESİ'

Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan, anası Gülsüm Elvan ile kardeşleri Özge ve Gamze Elvan hesabına avukatları yönünden İçişleri Bakanlığı'na sunulan 12 sayfalık tazminat talepli dilekçede, 'Müvekkillerin Berkin'i kaybetmeleri nakit ile ölçülebilir nitelikte değildir. Ancak memleketimiz hukukunda sorumluluğun kabulü bu biçimde gerçekleşmektedir. Müvekkiller tazminattan ziyade, idarenin kusurunu kabul etmesini ve bünyesindeki Berkin'in katillerinin isimlerinin verilmesini önemsemektedirler. Bu sebeplerle, idarenin ağır kusurunu kabul ederek, müvekkiller Sami Elvan ve Gülsüm Elvan için kendi adlarına asaleten, çocukları Özge ve Gamze adlarına velayeten fazlaya dair haklarımız gizli kalarak, baba ve annenin her birisi için 200 bin TL maddi, yekün 200 bin TL manevi; minikler Özge ve Gamze'nin her birisi için 200 bin TL manevi tazminat olmak üzere yekün 1 milyon TL tazminat istek etmekteyiz. İdarenin ağır kusurunu kabul ederek istek konusu maddi ve manevi tazminat istek haklarımızın kabulünü, ters takdirde hukuki istek haklarımızı kullanacağımızı bildiririz' denildi.

'SEÇİM MEYDANLARINDA ALEYLERİNDE PROPAGANDA YAPILMIŞTIR'

Dilekçede, 'İçişleri Bakanlığı'nın Berkin Elvan'ın öldürülmesinde hem ihmal hem hizmet kusuru hem de kusursuz mesuliyeti vardır. Devlet bir yandan öldürmeme yükümlülüğünü ihlal ederken, öteki yandan öldürülmemesi için gereken ortamı da ortadan kaldırmıştır. Ölüm bizzat polislerin atmış bulunduğu gaz fişeğinden meydana gelmiş olmasına rağmen, devletin Anayasa'da düzenlenen haklar ve uluslararası sözleşmelerdeki taahhütleri dikkate alındığında, kusursuz sorumluluğunun da bulunduğu açıktır. Bu anlamda, İçişleri Bakanlığı'nın açık ihmali ve kusuru sebebi ile müvekkiller ziyan görmüştür. Vurulduğu anda henüz 15 yaşında bulunan çocuklarının/kardeşlerinin acı arasında ölümünü izlemişler, bir şey yapamamanın çaresizliğini yaşamışlardır. Üstelik çocuklarının katillerinin bulunarak adalet duygularının bir parça sağlanması yerine, günlerce seçim meydanlarında kitleler nezdinde aleyhlerinde propaganda yapılmıştır. Yaşadıkları acı ve üzüntü artmıştır' denildi.

'POLİSLERİN FOTOĞRAFLARI BELLİDİR'

Dilekçede, İçişleri Bakanlığı'nın emrindeki personelini yeterince eğitemediği iddia edilirken, 'Bakanlık lüzumlu denetimi sağlayamamış, halkı ve müvekkillerin çocuğunu koruma noktasında hatalı davranmıştır. Olayda hem ihmal hem hizmet kusuru hem de kusursuz mesuliyet vardır. Berkin'in öldürülmesinden mesul polislerin fotoğrafları bellidir. İdare, sorumluluğundaki personelin ismini savcılığa vermemektedir. Bu idarenin yapması gereken bir görevdir. yönetim bu yükümlülüğü yerine getirmektense, tam aksine personelini korumaktadır' denildi.

'BERKİN ELVAN'IN 'YAŞAM HAKKI' AĞIR BİÇİMDE İHLAL EDİLMİŞTİR'

Dilekçede, şöyle denildi: 'Anayasa'nın 129. maddesinin 5. fıkrası, lazım Devlet Memurları Kanunu'nun 13. maddesine nazaran 'Kişiler halk hukukuna tabi görevlerle ilgili şekilde uğradıkları zararlardan ötürü bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, ilgili kuruluş aleyhine dava açarlar'. Yani mevcut bulunan sistemde halk gücü kullanımı durumuna sahip bulunan ve bu sebeple kendisine muhtelif vasıta ve yetkiler tanınmış bulunan halk görevlilerinin işledikleri kusurlardan doğan zararlardan yetinme mesul olacak ve Anayasa'nın 129. maddesinde söylendiği şekliyle 'Memurlar ve başka Kamu Görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği biçim ve şartlara müsait olarak, lakin yetinme aleyhine açılabilecektir.' Yukarıda ayrıntılarıyla açıkladığımız nedenlerle, Berkin Elvan'ın en esas Anayasal hakkı bulunan 'Yaşam Hakkı' ağır biçimde ihlal edilmiş ve ailesine de bu yolla ziyan verilmiştir. Başvurucular, oğullarının ve kardeşlerinin gün gün ölümüne tanıklık ettirilmiş, ülke yetkililerinin yapmış bulunduğu izahatlarla acıları büyütülmüş ve hala Berkin'in katilleri yargı önüne çıkarılmamıştır.'

TOPLAM 1 MİLYON TL TAZMİNAT TALEBİ

Dilekçenin son bölümünde ise, 'Dava öncesi uyuşmazlık çözme yöntemini açmak üzere getirilen İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesinde yer saha başvurumuz değerlendirilerek, müvekkillerimizin maddi ve manevi zararının ölüm tarihinden itibaren işletilecek hukuki faiziyle müşterek karşılanması bir zorunluluktur. Bu sebeplerle idarenin ağır kusurunu kabul ederek müvekkiller Sami Elvan ve Gülsüm Elvan için kendi adlarına asaleten, çocukları Özge ve Gamze adlarına velayeten fazlaya dair haklarımız gizli kalarak baba ve annenin her birisi için 200 bin TL maddi, toplamda 200 bin TL manevi, minikler Özge ve Gamze'nin her birisi için 200 bin TL manevi tazminat olmak üzere yekün 1 milyon TL tazminat istek etmekteyiz. İdarenin ağır kusurunu kabul ederek, istek konusu maddi ve manevi tazminat istek haklarımızın kabulünü, ters takdirde hukuki istek haklarımızı kullanacağımızı bildiririz.'

Kaynak: HABERLER.COM

Yorumlar