Belediye–İş Sendikası Başkanı Yurdakul: Başbakan demokrasiyi sandığa kilitledi.

Belediye–İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul, üniversitelerin, basının ve sivil toplum örgütlerinin susturulduğu bir yerde demokrasiden bahsetmenin mümkün olmadığını söyledi.

Google Haberlere Abone ol
Belediye–İş Sendikası Başkanı Yurdakul: Başbakan demokrasiyi sandığa kilitledi.

Belediye–İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul, üniversitelerin, basının ve sivil toplum örgütlerinin susturulduğu bir yerde demokrasiden bahsetmenin mümkün olmadığını söyledi. Yurdakul, “Başbakan, bugünkü iktidar demokrasiyi sandığa kilitledi. Bu millet, ancak bu kadar anlar. Demokrasi denildiği zaman sandık. Şunu söylemiyor: Esad’da da sandık vardı, söylüyoruz bunu. Anlatamıyorsun millete. Esas bunun nedenlerini bulmamız lazım.” dedi.

Yurdakul, Adana’daki programı çerçevesinde Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’ni (ÇGC) ziyaret etti. Burada açıklamalarda bulunan Yurdakul, “Milletimiz yalandan hoşlanıyor. Yalan söylediği zaman hoşuna gidiyor. Bilmiyorum, bir tuhaf millet olduk. Milletimiz hırsızdan hoşlanmaya başladı. Biz bunu açık açık dillendiriyoruz. Adam diyor ki, ‘bu benim param değil’ diyor. Kardeşim, Obama bunu göndermedi ki… Bu bizim, çocuklarımızın parası. Doğacak bebeklerimizin parası. Böyle bir ülke. AKP düşmanı veya yanlısı değilim. Yanlış yaptığı için söylüyorum. Kim yaparsa söylerim, bunu.” diye konuştu.

BUGÜNKÜ ANLAYIŞIN BASIN ÜZERİNDEKİ ETKİSİ BELLİ

Siyaseti şeffaflaştırmak ve demokratikleştirmek gerektiğinin altını çizen Nihat Yurdakul, bütün emekçi ve çalışanların partizanlığı bırakıp buna yoğunlaşmasını gündeme getirdi. Basın mensuplarının bin bir çileyle yaptıkları haberleri özgürce toplumla paylaşamadığını dile getiren Yurdakul, şöyle devam etti: “Hangi çağda yaşıyoruz. Bugünkü anlayışın basın üzerindeki etkisi belli. Hele son zamanlarda çıkanlar işte… Alolar, malolar; hepsini görüyoruz… Sendikaları eleştiriyorum. İyi bir intibah bırakmamışlar. Sistem öyle kontrol altına alınmış ki, mecrasından çıkmış. İşin kolayına kaçılmış, bireyselleşmiş. Bir ülke eğer çağdaş olacaksa, insanlar iş, aş bulacaksa; ekonomik özgürlüğüne kavuşacaksa bu örgütlü ve eğitimli toplumla olur. Türkiye’yi idare etmeye kalkanlar böyle bir toplum istiyor mu istemiyor mu? İsteyenler var istemeyenler var. Bizlerde hep birlikte isteyenlerin mi yanında olacağız, istemeyenlerin yanında mı olacağız. Mesele bu.”

Toplum sürekli midesine baktırılıp ne kadar demokratik hakları varsa ellerinden alındığına dikkat çeken Yurdakul, mevcut zihniyetin özgürlüklere karşı olduğuna işaret etti. Yurdakul, şunları söyledi: ”Basın özgürlüğü yoktu bu ülkede de hangi özgürlük var ki. Bizde diyoruz ki basın, sendikalaşma, yargı bağımsızlığı da; üniversite özerkliği de yok. Kamuoyunu aydınlatacak, haberdar edecek kanallar kesiyor. İşine gelmiyor. İşine geleni verdiriyor. İki yıla yakındır bir komisyon kurdular. Bu ülkenin 50 yıllık geleceği tartışılıyor. Anayasası tartışılıyor. Yani bu ülkede öyle üniversiteler vardı ki; Balkanlar’da, Ortadoğu’da, bilmem nerelerde söz sahibiydi. Tekbir çıt yok. Üniversitelerde hukuk fakülteler var. Hangi fakültenin bir dekanı açıklama yaptı. Hangi üniversitede bu konuda bir görüş geldi. Böyle bir şey yok.”

Belediye–İş Sendikası 2. Başkanı Şükrü Erol, Adana Şube Başkanı Ahmet Zeki Eker ile diğer yöneticilerin katıldığı ziyarette ÇGC Başkanı Cafer Esendemir ise basının büyük bir “baskı ve sansürle” karşı karşıya bulunduğuna işaret etti.


CİHAN

Yorumlar