'Bediüzzaman’ın tavsiyelerine uyulmadığı için 1915 olayları bu boyuta ulaştı'
Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Müdürü Kazım Güleçyüz, “Bediüzzaman’ın 1915 olayları ile ilgili tavsiyelerine kulak verilseydi 1915 olayları bu boyutta yaşanmazdı.
Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Müdürü Kazım Güleçyüz,
“Bediüzzaman’ın 1915 olayları ile ilgili tavsiyelerine kulak
verilseydi 1915 olayları bu boyutta yaşanmazdı.” dedi.
Bediüzzaman Eğitim, Kültür ve Sanat Vakfı ve Risale-i Nur Enstitüsü
tarafından düzenlenen 'Bediüzzaman ve Müsbet Hareket' konulu panel
Şanlıurfa Urfa City AVM Merkezi salonunda yapıldı. Zübeyr Zorlu’nun
sunumunu gerçekleştirdiği panelde ilk konuşmayı Şanlıurfa
Büyükşehir Belediye Başkanı Celalettin Güvenç yaptı. Güvenç
konuşmasında, Said Nursi'nin yeryüzündeki müspet hareketin kurucusu
olarak görülmesi gerektiğini söyledi. Nursi'yi kalemi ve beyni
dışında silahı olmayan bir kişi olarak tanımlayan Güvenç,
"Bediüzzaman yeryüzündeki en büyük müsbet hareketin kurucusu olarak
görülmesi gereken bir sivil zat. Kalemi ve beyni dışında silahı
olmayan bir zat. Allah rahmet eylesin, aşağı yukarı yüz yıldır da
bu hareket gönülleri fethetmeye devam ediyor.” şeklinde
konuştu.
Karaköprü İlçe Müftüsü Hafız Ahmet Altınok tarafından okunan Kur'an
tilavetinden sonra Zübeyr Zorlu Hasan Şen’in kaleme aldığı ‘Selam
götürün üstadımıza’ şiiri seslendirildi. Bediüzzaman Vakfı adına
açılış konuşmasını Yrd. Doç. Dr. Cüneyt Gökçe yaptı. Gökçe
yeryüzünde Bediüzzaman adına ilk vakfın Şanlıurfa’da kurulduğunu
anımsattı.
Panelai açılışını yapan Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Cüneyt Gökçe, Bediüzzaman'ın her zaman
müspet hareketten yana olduğunu vurgulayıp, müspet hareketi tavsiye
ettiği için yıllar önce Kürt vatandaşlara hitaben bir müspet
harekete çağırıcı, davet edici bir hitabı olduğunu hatırlattı.
Hukukçu –Yazar Nihat Derindere ise ‘Hak aramada müspet hareket’
konulu bir konuşma yaptı. Bediüzzaman Said Nursi denildiği zaman
hak aramanın nasıl olması gerektiğini dünyaya ders veren bir büyük
müceddid ile karşı karşıya olduğumuzu vurgulayan Derindere, "Bu
noktadan baktığımızda ise hak aramada müspet hareketi onun ortaya
koyduğu ölçülerle tespit etmek bizim için ciddi bir rehberdir.
Bediüzzaman’ın İhlal edilen hakları nedir? Mesela yaşadığı 1925
sonrası dönemi kast ediyorum. 1925-1960 Urfa’da ahirete göç ettiği
zamana kadar ne kadar hakkı yenmiş. Eşitlik hakkı anayasada insan
hakları içerisinde de zaten en temel değerlerden biridir.
Bediüzzaman eşitlik hakkından mahrum bırakılmış. Bütün vatandaşlara
tanılan haklar ona sunulmamıştır.” dedi.
Said Nursi'nin 'Şu milletin saadeti ve selameti Ermenilerle ittifak
ve dost olmaya vabestedir.' sözüne atıf yapan Yeni Asya Gazetesi
Genel Yayın Müdürü Kazım Güleçyüz, "Ermeni açılımından söz edecek
olursak; gerçek manada doğru bir Ermeni açılımını ilk seslendiren
isim Bediüzzaman Said Nursi'dir" dedi. Günümüzün probleminin bir
arada yaşayamamak olduğuna işaret eden Güleçyüz, İslam’ın önerdiği
bu formülün Osmanlı döneminde iyi uygulandığını belirtti.
Günümüzde yaşanan sıkıntıların bu formülü terk etmekten
kaynaklandığını öne süren Güleçyüz, şöyle devam etti: “Bunun en
güncel örneklerinden bir tanesi Ermeni meselesi. Son günlerin
tekrar öne çıkan konusu. Aslında Bediüzzaman'ın bu konuda da 1915
olaylarından çok önce uyarılarda bulunduğunu, tavsiyelerinin
olduğunu görüyoruz. Mesela şu söz ona ait; 'Şu milletin saadeti ve
selameti Ermenilerle ittifak ve dost olmaya vabestedir.' Bu ikaza,
bu tavsiyeye sonraki yıllarda kulak verilmiş olsaydı, 1915 olayları
bu boyutta yaşanmazdı. Yüzyıldır başımızı ağrıtan ve bizi dünya
kamuoyu önünde de ciddi sıkıntılara muhatap kılan bu problemde
karşı karşıya kalmazdık. Dolayısıyla Ermeni açılımından söz edecek
olursak; gerçek manada doğru bir Ermeni açılımını ilk seslendiren
isim Bediüzzaman Said Nursi'dir. Aynı şeyi bugün Kürt meselesi
içinde ve birçok şey için de söylemek mümkün." CİHAN
Yorumlar