Bayrak indiren Ali Uçkun'un cezaevinde ölü bulunması yargıya taşındı

İstanbul’da bayrak indirme girişiminde bulunduğu için tutuklanan ve cezaevinde ölü bulunduğu belirtilen Ali Uçkun’un ölümüyle ilgili suç duyurusunda bulunuldu. İnsan Hakları Derneği (İHD) şizofren olan bir kişinin böyle bir girişimde...

Google Haberlere Abone ol
Bayrak indiren Ali Uçkun'un cezaevinde ölü bulunması yargıya taşındı

İstanbul’da bayrak indirme girişiminde bulunduğu için tutuklanan ve cezaevinde ölü bulunduğu belirtilen Ali Uçkun’un ölümüyle ilgili suç duyurusunda bulunuldu. İnsan Hakları Derneği (İHD) şizofren olan bir kişinin böyle bir girişimde bulunmasının mümkün olmadığını, cezaevine konmasının da ölümüne neden olduğunu savundu. Şikayetçiler, Diyarbakır’daki bayrak provokasyonunu yapanın ise devletin adamı olduğunu savundu.

Gaziosmanpaşa'da bayrak indirme girişiminde bulunurken polis tarafından silahla yaralanan ve cezaevinde ölü bulunduğu belirtilen Ali Uçkun’un ölümü yargıya taşıdı. İHD İstanbul Şube Başkanı avukat Abdulbaki Boğa, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Metris Cezaevi müdürleri ve koruma memurları hakkında kasten öldürme, görevi kötüye kullanma ve işkence suçlarından cezalandırılmaları istendi.

Suç duyurusu öncesinde basın açıklaması yapan Boğa, bayrak provokasyonlarına değindi. Diyarbakır’da bayrak indirme olayını hatırlatan Boğa, “Ne yapılacaktı, öldürülmesi gerekiyordu. Birileri yeniden bu toplumda bir kinin nefretin tohumlarını ekmek üzere o çocuğun öldürülmesi gerektiğini söylüyorlardı. Ve o da devletin bir zatihi elemanıydı. Hala ortaya çıkarılmadı ve çıkarmayacaklar. Çünkü devletti onu yapan.” dedi. Boğa yöre halkının provokasyonu gördüğünü ve önüne geçtiğini ifade etti.

Bayrak indirme girişimleriyle toplumda nefret tohumlarının ekilmek istendiğini öne süren Boğa, “Böylesi bir kininin, nefretin, çıldırmışlığın olduğu bir süreçte bir şizofren hastası, Ali Uçkun bir tane değil iki tane bayrağı indirme girişiminde bulundu. Normal bir insanın yapacağı davranış olabilir mi bu? Hiçbir insan Başbakanından tutun en alt kademedeki devlet görevlisine varıncaya kadar, partiler CHP, MHP, herkes öldürülmesi gerektiğini söyledi. Böylesi çıldırmışlığın, kendinden geçmişliğin, nefretin, savaş çığırtkanlığının olduğu bir süreçte normal bir vatandaş bir değil iki bayrağı indirebilir mi?” dedi.

Uçkun’un yüzde 80 şizofren hastası olduğunu belirten Boğa, “Yüzde 99 bu şahıs yönlendirildi. Evet hastaydı. İndirdiler, tırmandığı bayraktan ayağından tutup aşağı indirebilecekken silahla indirdiler. O toplumun biriktirdiği kin ve nefret azıcık belki teskin edilmiş oldu o çocuğun vurulmasıyla. Adliyeye çıkardılar yaralı halde. Aile raporunu sundu. Bu çocuk yüzde 80 şizofren hastası, normal bir insan değil. Dolayısıyla yaptığı eylem de bayrağa karşı yaptığı saygısızlığı da bu manada değerlendirilmelidir.” şeklinde konuştu.

Uçkun’un ölümünün şüpheli olduğunu iddia eden Boğa, “Araştırılması gerektiğini düşünüyoruz. Kamera görüntülerinin, salondaki görüntülerin, özellikle hücrenin bulunduğu koridordaki görüntülerin mutlak şekilde yargıya getirilmesi, savcıların araştırması gerektiğini düşünüyoruz.” diye konuştu.

Uçkun’un şizofren olduğuna dair raporun dikkate alınmadığını söyleyen Boğa, “Eğer siz onun şizofren olduğunu bilmiyorduysanız, itirazla birlikte rapor da size sunuldu. Savcının onu serbest bırakması gerekiyordu ve bir hastaneye yatırmaları gerekiyordu. Siz bunu gerçekleştirmediyseniz tek başına bir şizofreni bir hücrede tutmanın da kendisine zarar verebileceği ihtimalini de göz önünde bulundurmanız gerekiyordu. Siz hiçbir ihtimali göz önünde bulundurmadınız. Onun ölümü için ya öldürdünüz ya da ölümüne göz yumdunuz.” iddiasında bulundu.

Bir halkın sembolü olan bayrağın indirilmesi eylemini tasvip etmediklerini kaydeden Boğa, “Biz bayrağın indirilmesi olayını tasvip etmiyoruz. Ama yaşama hakkını her şart ve koşulda savunuyoruz. Bu suçlu kim olursa olsun hangi suçu işlemiş olursa olsun. Dolayısıyla biz şimdi müracaat savcısına dilekçemizi vereceğiz.” ifadelerini kullandı.

CİHAN

Yorumlar