Batmanlı STK'lar: Kara propagandada dini terminoloji kullanılıyor
Batman'da faaliyet yürüten 24 dernek ve sivil toplum kuruluşu, Türkiye'de son dönemde yaşanan gelişmeler ile ilgili ortak basın açıklaması yaptı.
Batman'da faaliyet yürüten 24 dernek ve sivil toplum kuruluşu,
Türkiye'de son dönemde yaşanan gelişmeler ile ilgili ortak basın
açıklaması yaptı. Açıklamada, toplumun gönlünde yer edinen
insanlara ve kurumlara iftira atılmaması ve haksız ithamlarda
bulunulmaması istendi.
Batman Girişimci İşadamları Derneği'nde (BAGİAD) bir araya gelen
STK temsilcileri yaptıkları açıklamada, iki ayı aşkın bir süredir
Türkiye'de yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
STK'lar adına basın açıklamasını okuyan BAGİAD Genel Sekreteri
İbrahim Orak, "Hizmet Hareketi, Camia" diye isimlendirilen
gönüllüler hareketini yıpratma, itibarsızlaştırma, ötekileştirme,
karalama kampanyalarını üzülerek izlediklerini ifade etti. Bugün
bir kısım medya tarafından Hizmet Hareketi hakkında kara propaganda
kampanyası yürütüldüğüne dikkat çeken Orak, bu kampanyada hak hukuk
tanımamakla birlikte Allah’tan da korkmadan dini terminolojinin
kullanıldığını söyledi.
Geçmiş dönemde bir grubun, toplumun bir kesimini "mürteci, habis
ur, kan emici vampirler, yarasalar, örümcek kafalılar, sıkma
başlar" gibi ithamlarla yok etmeye çalıştığını belirten Orak, bugün
ise Hizmet Hareketi aynı itibarsızlaştırma taktiği ile belli bir
grup tarafından hedefe konularak "paralel devlet, çete, virüs, in,
gizli örgüt, haşhaşi" gibi iftiralarla hiçbir bilgi, belge ve
objektif kriter ortaya koymadan hiçbir hukuki temele dayanmadan
yaftalanıp karaladığını ileri sürdü.
Eski Türkiye’yi açıklamada hatırlatan manzaralarla karşı karşıya
kalındığını, kazanılmış bazı hakların kaybolduğunu belirten Orak,
"Eğitim sisteminin boşluğundan doğan ve dar gelirli ailelerin
çocuklarının önünü açan, Doğu ve Güneydoğu için olmazsa olmaz
müesseseler olan dershaneler, anayasanın teşebbüs hürriyeti, eğitim
alma hürriyeti çiğnenerek kapatılmak istenmektedir. Toplumun büyük
bir kesimi karşı olduğu halde bir oldubittiye getirilerek Anadolu
insanının elinden bu can simidi alınmak istenmektedir. Hizmet
Hareketi ile ilgisi olduğu düşünülen işadamları keyfi denetim ve
tehditlerle baskı altına alınmaya çalışılıyor. Bazı işletmelerin
ruhsatları iptal ediliyor. Bir bakan çıkıp bir katılım bankasını
hedef göstererek dolar aldığını söylüyor sonra bu yalanlanıyor.
Buna rağmen kamu kurumları, bir katılım bankasından mevduatlarını
çekmeye zorlanarak, banka devlet eli ile batırılmak isteniyor."
dedi.
2010 referandumu ile fişlemeler anayasal suç kapsamına girdiği
halde kamuda çalışan memurlar ile bürokratların fişlendiği ve
hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeden kıyıma tabi tutulduğunu ileri
süren Orak, bu süreçte ülkenin bir hukuk devleti olma keyfiyetinden
ve Avrupa birliği normlarından uzaklaştığını, bu durumun ülkeyi dış
dünyada itibarsızlaştırdığı ve yalnızlaştırdığını söyledi.
Orak, açıklamada şunları dile getirdi: "Allah rızasına kilitlenmiş
bir ilim ve fikir insanı olan, hayatta her hangi bir makam, mevki,
maddi çıkar ve siyasi hedef peşinde olmayan, hatta bu gönüllüler
hareketinin ismi ile anılmasını istemeyen, savaşla, tuzakla,
operasyonla, kirli oyunlarla ilgisi bulunmayan, ve bölgemiz ile
ilgili olarak “sulh hayırdır, Hayır sulhtadır” diyerek, Erbil’de
yayınlanan Rudaw gazetesine verdiği ropörtajda “temel hak ve
özgürlükler pazarlık konusu yapılamaz” diyerek çözüm sürecine
katkıda bulunan Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi örgüt lideri
olarak gösterilmeye çalışılmaktadır."
Bu gelişmelerin tavanı ve tabanı ile hizmet hareketine gönül veren
herkesi derinden üzdüğünü ve ülkenin birliği, beraberliği ve
geleceği adına kaygılandığını söyleyen Orak, toplumda oluşan
gerginliğe ve kullanılan ayrıştırıcı dile bir an önce son
verilmesini, toplumun gönlünde yer edinen insanlara ve kurumlara
iftira atılmamasını ve haksız ithamlarda bulunulmamasını
istedi.
CİHAN
Yorumlar