Başesgioğlu: Paralel yapı konusunda tek bir somut delil yok
MHP İstanbul Milletvekili ve eski İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Hizmet Hareketi hakkında ortaya attığı paralel yapı iddiaları hakkında tek bir somut delil olmadığını söyledi.
MHP İstanbul Milletvekili ve eski İçişleri Bakanı Murat
Başesgioğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Hizmet Hareketi
hakkında ortaya attığı paralel yapı iddiaları hakkında tek bir
somut delil olmadığını söyledi. Başesgioğlu, Güneydoğu’nun PKK ve
KCK’ya teslim edildiğini ve esas paralel yapılanmanın o bölgelerde
olduğunu söyledi.
Başesgioğlu, MHP Rize Teşkilatı’nın davetlisi olarak geldiği
Rize’de, 53 Gazeteciler Derneği’ni ziyaret ederek, Türkiye’de son
zamanlarda yaşanan güncel konular hakkında önemli açıklamalarda
bulundu.
AK Parti’nin, birçok siyasi partiye nasip olmayan büyük bir oy
yüzdesi ile iktidara geldiğini hatırlatan Başesgioğlu, “Ne yazık ki
bugün gelinen noktada Türkiye çok ağır bir tablo ile karşı karşıya
kalmıştır. Türkiye’nin geçmişten devraldığı yapısal sorunları var.
Eğitim, sağlık, yoksulluk, işsizlik gibi yapısal sorunlar bugün de
devam etmekte. Eğitim konusunda adeta bir yap boz düzeni söz
konusu. İşsizlik konusunda gençlerimizin geleceği kararmış durumda.
Her beş gençten biri işsiz. İşsizlik rakamları da her yıl artarak
devam etmekte. AK Parti Türkiye’yi çok can yakıcı birçok tehlike
ile Türkiye’yi karşı karşıya getirmiştir. Bu tehlikelerden bir
tanesi etnik temelli bölücülük tehdididir. Bu tehdit hem ülkemizin
hem de milletimizin birlikteliğini parçalamaya yönelik bir
harekettir. AK Parti iktidarının parlamenter demokrasiden hızla
uzaklaşıp, otoriter bir yönetime gittiği tehlikesi ile de karşı
karşıyayız. Hukuk devleti ilkesini ayaklar altına almış ve ‘ben
sandıktan çıktım’ diyerek, bütün güçleri kendi elinde toplayarak
ülkemizde otoriter bir yönetimin adımlarını atmaya başlamışlardır.”
dedi.
"PARALEL YAPIYA DAİR TEK BİR SOMUT DELİL YOK"
Başesgioğlu, 17 Aralık tarihinde Türkiye’nin, Cumhuriyet
tarihindeki en büyük rüşvet operasyonunu yaşadığını ifade etti.
Başesgioğlu, şöyle devam etti: “Kişilerin masumiyet karinesi,
soruşturmanın gizliliği önemlidir ama ortaya konulan iddialar bize
bu büyük bir yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun olduğunu
göstermekte. 17 Aralık’tan itibaren hükümet yargıya musallat
olmuştur. Operasyonların içini boşaltmak için olağanüstü dönemlerde
yapılan icraatlere başvurmuştur. 100’ü aşkın hakim ve savcının yeri
değiştirilmiştir. 6 bine yakın emniyet mensubu görevinden
alınmıştır. Birçok kamu kurumlarında tayinler söz konusu olmuştur.
Bütün bunların nedeni yolsuzlukların üstünün örtülmeye
çalışılmasıdır. Bu işi paralel devlet, paralel yapı yaptı diye bir
slogan geliştirdiler. Başbakan Erdoğan ve hükümet yetkilileri bu
paralel yapıya dair tek bir somut delil ortaya koyamamıştır. Hem
yurtiçi hem de yurt dışında bağırıyorlar. Çok acımasızca
eleştiriler yapıyorlar. Bir yapıyı halk nezdinde mahkum etmeye
çalışıyorlar. Fakat bu bizim hırsızlığı, yolsuzluğu, rüşveti
unutmamız anlamına gelmeyecektir. Ne kadar da uğraşsalar
vatandaşımızın zihninden bu hırsızlığı, bu yolsuzluğu
kapatamayacaklardır. Çok olağanüstü bir gayret sarf edildiğini
görüyoruz. Sanki bunun bir istiklal mücadelesi olduğu Sayın
Başbakan tarafından da ifade edilmiştir. Ama bütün bunlara rağmen
devletin kayıtlarına giren hiçbir husus kaybolmayacaktır. Bugün
olmasa bile ilerde bunların hesabı sorulacaktır. 11 yılın sonunda
AK Parti milletimizin sırtına çok ağır bir yük olarak binmiştir.
Bütün şahsi meselelerini devlet meselesi haline getiren bir hükümet
ile karşı karşıyayız. Bugüne kadar gelmiş geçmiş hiçbir hükümet
vatandaşın sırtına bu kadar ağır gelmemişti.”
"ASIL PARALEL YAPI PKK VE KCK’YA TESLİM EDİLEN GÜNEYDOĞU’DA"
Başesgioğlu, barış sürecinin bir devlet projesi olmadığına dikkat
çekerek, şöyle dedi: “1984 yılında bölücü başının başlattığı bir
isyan hareketi ile milletimizin birliğine, devletimizin bekasına
yönelmiş bir hareket söz konusu oldu. Bu uğurda evlatlarımız şehit
oldu. Ama hiçbir zaman terörün siyasallaşmasına, terörün
meşrulaşmasına AK Parti hariç hiçbir hükümet müsaade etmedi. Sözde
açılım, barış süreci denen paketlerle maalesef her gün birlik ve
beraberliğimizden bir tuğla kopartılıyor. Bu yürütülen süreç
tamamen gayri meşru bir süreçtir. Bunun hiçbir anayasal zemini
yoktur. Hiçbir siyasal meşruiyete dayanmayan bir ihanet projesi
yürütülüyor. Hükümet yetkilileri buna devlet projesi diyor. Bu
devlet projesi değildir. Bölücü başı ile gizli bir anlaşma
yapılmıştır. BDP bu işin ortağıdır. Bu süreci vatandaşımızdan
gizleyerek yürütmektedirler. Ülkemizin büyük bölümünde maalesef
güvenlik güçlerimiz o bölgeleri terk etmiştir. PKK ve KCK’ya bu
bölgeler teslim edilmiştir. Oralarda istedikleri gibi otorite
kurmuşlardır. Esas paralel yapılanma denilen yapılanma ülkemizin o
bölgelerinde gerçekleşmiştir. İstediklerini Kandil’e kaçırmaktalar,
istediklerinden haraç, vergi almaktalar. Devlet iktidarını o
bölgede paylaşan bir yönetim söz konusudur. AK Parti bu paralel
yapılanmaya kayıtsız kalmaktadır. Oradaki seçim güvenliğini
sağlamakta zorlanmaktadır. MHP olarak bu seçimlerin sağlıklı bir
şekilde yapılacağından endişe duymaktayız. O bölgelerde seçim
güvenliğinin sağlanması adına gerekli adımların atılmasını
istiyoruz.”
Suriye’nin kuzeyinde PKK ve PYD işbirliği ile üç eyaletin özerk
bölge ilan edilmesini hatırlatan Başesgioğlu, “Bu, hükümetin
uyguladığı dış politikanın iflası anlamına gelmektedir. Türkiye’nin
birliği için çok büyük bir tehdittir. Bölücü mihraklar buna benzer
özerk bölgelerin seçim sonrası artacağını ifade etmekteler.
Maalesef bütün bunlar hükümetin gerekli tedbirleri almadığından
kaynaklanıyor. Bir terör örgütünün karşısındaki devletten istediği
üç şey vardır. Birincisi muhatap alınma, ikincisi meşru kılınma,
üçüncüsü de müzakere etmedir. Bölücü başı 1984 yılında devlete
isyan ederken hiçbir zaman 800 bin kişilik Türk Silahlı
Kuvvetleri’ni yeneceğine inanmıyordu. Onun inancı günün birinde bir
hükümetin kendisiyle müzakere etme, meşru kılma ve muhatap alma
inancıydı. Maalesef bugün bölücü örgütün beslediği emeller
gerçekleşmiştir. Güneydoğu’da yıllarca devletin yanında saf tutmuş
korucu aileler maalesef PKK’nın eline teslim edilmiştir.” diye
konuştu.
Başesgioğlu, Başbakan Erdoğan’ın bir televizyon kanalını arayarak
talimatlar vermesi hakkında ise “Bu, hem siyasi parti hem de basın
yasasına bir darbedir. Başbakan'ın yurt dışından bir televizyon
programına müdahale ederek Genel Başkanımız Sayın Devlet
Bahçeli’nin sözlerini kaldırmasını istemesi hiçbir demokratik ilke
ile bağdaşmıyor. Bunu hoş görmediğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.”
ifadelerini kullandı.
CİHAN
Yorumlar