Başbuğ Kararı Ciddiye Almayacak
Genelkurmay Eski Başkanı İlker Başbuğ ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ile birlikte Sincan Açık Ceza İnfaz Kurumu bulunan MHP Milletvekili Engin Alan'ı ziyareti sonrası açıklamalarda bulundu.
Genelkurmay Eski Başkanı İlker Başbuğ ve Türkiye Barolar Birliği
Başkanı Metin Feyzioğlu ile birlikte Sincan Açık Ceza İnfaz Kurumu
bulunan MHP Milletvekili Engin Alan'ı ziyareti sonrası
açıklamalarda bulundu. Ergenekon davasının gerekçeli kararını
değerlendiren İlker Başbuğ, "Ciddiye almıyorum" dedi.
İlker Başbuğ, "Engin Alan her zaman olduğu gibi kendi tabiriyle
bomba gibi. Biz de kendisini bomba gibi gördük. 'Alan kimdir' diye
sorarsanız... Ben şöyle tanımlıyorum: Engin Alan 11 yaşında Türk
ordusunun şerefli üniformasını giyen ve 40 yıl şerefiyle tamamlayan
TSK'ya değerli hizmetlerde bulunan, emekli olduktan sonra MHP'den
vekil seçimlerinde aday gösterilen, YSK tarafından seçime
girmesinde engel görülmeyen, seçime giren ve Türk halkının
oylarıyla vekil seçilen ama bugün Meclis'te bulunmayan tek
milletvekili" diye konuştu.
"ENGİN ALAN BU SÜRECİN KAHRAMANLARINDAN BİR
TANESİ"
"Engin Alan yaşanılan hukuk cinayetleri süresinde adeta simge olmuş
arkadaşlarımızdan birisi" diyen Başbuğ, şunları söyledi; "Alan için
saydığımız nitelikler TSK mensubu olan diğer arkadaşlarım da aynı
niteliklere sahip. Engin Alan bu sürecin kahramanlarından bir
tanesi. Bugün Engin Alan'ın ve diğer bütün silah arkadaşlarımızın
cezaevlerinde tutsak oluşu sadece onlara yönelik yapılan bir
saldırı değildir. Bu TSK’ya ve bunun yanında altını çiziyorum Türk
milletinin iradesine yapılan bir saldırıdır."
"CİDDİYE ALMIYORUM"
İlker Başbuğ, "Bu saldırılar bu şeyler sadece kişilere değil, Türk
milletine yönelik saldırıdır. Artık Balyoz süreci olmak üzere diğer
casusluk davaları da dahil olmak üzere tutsak bulunanların artık
son noktasındayız diye düşünüyorum. Artık yeter deyin! Bugün
Ankara’ya gelirken çok sayıda telefon aldım. Telefonların nedeni
de; Kaldırılan tarih olan bir mahkemenin 8 ay sonra açıkladığı
gerekçeli karar var. Basından arayarak veya bana ulaşmak üzere
arayarak ne düşündüğümü bilmek istediler. Ben özel yetkili
savcıların hazırladığı iddianameyi ciddiye almadım. Özel yetkili
mahkemenin 5 Ağustos 2013 günü vermiş olduğu kararı da ciddiye
almadım. Bana bu soruyu sormayın. Ban lütfen kalkıp bana gerekçeli
karar hakkında ne düşündüğümü sormayın. Ciddiye almıyorum.
Zamanınızı harcamayın. 16 bin sayfalık gerekçeli karar
hazırlamışlar. Ben onlara acıyayım mı kelime bulamıyorum. Sayın
mahkeme üyeleri 16 bin sayfa değil 116 bin sayfa da gerekçe
yazsanız siz o kararı savunamazsınız" diye konuştu.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ise "Engin Alan’dan
mesaj getirdim. Sabahat Tuncel'le aynı birebir aynı durumda olduğu
halde AYM'nin kendi durumuyla ilgili karar vermediğini not ettiğini
kaydetmiştir. Kendiyle ilgili her hangi bir talebinin olmadığını
özellikle ifade etmiştir. Kendisini mahkum olarak görmediğini ve
zindan da çalışmaya devam ettiğini kaydettmiştir. Atatürk'ün
önderliğinde Türk milleti bu sınavdan da başarıyla çıkacaktır.
Balyoz mağdurları mutlaka özgürlüklerine kavuşacaklardır. Benim
vasıtamla sizlere iletmemi istemiştir, bana da bu şerefli isteği
yerine getirmek kalmıştır. Hurşit Tolon’la ilgili önemli bir husus
var. Bu kargaşada gözden kaçmıştır. Tolon’un tahliyesiyle ilgili
tahliye talebinin reddi kararı ibretliktir. Mahkeme başkanı
Tolon’un mutlaka tahliye edilmesi gerektiğini belirtirken şunu
demiştir: Bu davada tek aleyhinde kanır gizli tanıktır, davanın da
sanığıdır. Gizli tanığın söylediği her hush dosyada hiçbir şeyle
desteklenmemiştir. Buna raĞmen tahliye talebi reddedilmişti.
Balyoz’da özgürlük yolunun açılmasını bekliyoruz" diye konuştu.
"İLKER BAŞBUĞ HAKKINDA TERÖR SUÇLUSU DEĞERLENDİRMESİ
YANILTMACADIR"
Ergenekon davası sanığı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un avukatı
İlkay Sezer davanın gerekçeli kararında müvekkiline ilişkin yapılan
değerlendirmelerle ilgili yazılı açıklama yaptı.
"İlker Başbuğ hakkında terör suçlusu değerlendirmesi yanıltmacadır"
denilen açıklama şöyle devam etti: "Genelkurmay Başkanı'nın görevi
başında iken terör örgütü yöneticisi olarak gösterilmesi ve
terörist olarak suçlanarak tutuklanması, kamuoyunca haklı eleştiri
konusu yapılmıştır. 3 Nisan 2014 tarihinde basına dağıtılan ve
hukuken tartışmalı metinde ise toplumsal algıyı etkilemek adına
müvekkilimize yönelik 'terör suçlusu' ifadesinin kullanıldığı
görülmüştür. Müvekkilimize isnat edilen ve TCK 314. maddesinde yer
alan 'silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek' suçlaması ve bugüne
kadar terör örgütünde faaliyet gösteren kişilere ne denildiği
dikkate alınmadan yapılan değerlendirmenin kamuoyunu yanıltmaya
yönelik olduğu düşünülmektedir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur"
Ergenekon Davası'nın 16 bin 600 sayfalık gerekçeli kararında İlker
Başbuğ'la ilgili olarak, "Sanıklar tarafından 'Bir genelkurmay
başkanından nasıl terörist olur?' söylemleriyle oluşturulan bir
algı söz konusu olmuştur. Öncelikle ifade etmek gerekir ki,
'terörist' kelimesi hukuki değil, basın yayın organlarının
kullanmayı tercih ettiği siyasi bir kavramdır. Hukukta ise terör
suçlusu kavramı tercih edilir. Bu kapsamda yasa koyucu devlet
aleyhine işlenen TCK 309, 311, 312 gibi maddelerdeki suçları terör
suçu olarak kabul etmektedir. Herkesin, her türlü suçun sanığı
olması mümkündür" ifadelerine yer verildi.
Yorumlar