Başbakan'ın Bilal'i Lütfetti, İfade Verdi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.
Bahçeli, "Kuvvetler ayrılığı ilkesi tümden rafa kalkacaktır.
Hakimler ve savcıların akıbeti Adalet Bakanı'nın iki dudağı
arasında olacaktır. Sayın Gül yetkisini kullanmalı, parti çıkarını
değil, devletin ve milletin selametini düşünerek hareket etmelidir.
HSYK Kanunu Çankaya'dan mutlaka dönmelidir. Aksi taktirde muhtemel
tehlikeler çok fazladır" diye konuştu.
Bahçeli, "İnsanımızın gerçek gündemi, somut ve belirgin ihtiyacı
ekonomi odaklıdır. Fakat AKP hükümeti bambaşka telden
çalmakta, abuk sabuk işlerle oyalanmaktadır. Türk milleti ekonomik
zulmün pençesindedir. Yokluk, yoksulluk ve yozlaşma önüne ne
geldiyse yutmaktadır. Emeklimiz perişandır ve kıt kanaat
geçinmektedir. Esnafımız şikâyetçidir ve borçları sınırı aşmıştır.
Memurumuz çok katmanlı dert küpüdür, çoluğunun çocuğunun nafakasını
temin edememektedir" dedi.
"İŞSİZLİK HER HANEYİ KEMİRMEKTEDİR"
Bahçeli "Türkiye genelinde işsiz sayısı 2013 yılı Kasım döneminde
2012 yılının aynı dönemine göre 154 bin kişi artarak 2 milyon 784
bin kişiye yükselmiştir. İşsizlik oranı da yüzde 9,9 düzeyine
çıkmıştır. Bu elbette madalyonun görünen ve gösterilmeye çalışılan
bir yüzüdür. Diğer yüzü ise daha korkunç, daha yürek burkucudur.
Sokaklar, caddeler, mahalleler, köyler, şehirler işsiz, umutsuz,
çaresiz vatandaşlarımızla kaynamaktadır. İşsizlik her haneyi
kemirmektedir" diye konuştu.
"BAŞBAKAN ERDOĞAN OLANLARI YALNIZCA SEYRETMEKTEDİR"
"AKP hükümetinin dış politikadaki hiçbir hesabı gerçekleşmemiştir"
diyen Bahçeli, şunları söyledi ; "Hiçbir planı işlememiş, hiçbir
projesi dikiş tutmamıştır.Uluslararası ilişkilerde kaybedilen
mevziler, kaçırılan fırsatlar, çarçur edilen itibar ve iddialar,
fos çıkan taahhüt ve temenniler hükümetin hanesine ayıp ve
başarısızlık olarak kazınmıştır. Türkiye artık yanıbaşındaki
hadiselere dahi yön vermekten, tesir etmekten uzak bir ülke haline
gelmiştir. PKK sınırlarımızın hemen dibinde üç kantondan oluşan
özerk bölge ilan etmiştir. El Kaide ise etki alanını artan bir
şekilde yaygınlaştırma çabasına girmiştir. Irak Şam İslam Devleti,
Irak'ın Felluce ve Ramadi bölgesinde Irak ordusu ile çatışırken,
Türkmen kardeşlerimizin yaşadığı Kerkük'e bağlı Tuzhurmatu'ya kadar
eylem sahasını genişletmiştir. Hatta bu Türkmen kasabasının bazı
semtlerini ele geçirdiğine dönük haberler kamuoyuna yansımıştır.
Maalesef Türkmen kardeşlerimiz iki ateş arasında kalmış, can
derdine düşmüştür. IŞİD terörünün, Suriye'li Türkmenlere yönelik
mütecaviz ve alçak eylemleri yetmezmiş gibi, bu kez de Iraklı
Türkmenleri hedefine alması caniliktir, canavarlıktır. Başbakan
Erdoğan olanları yalnızca seyretmektedir."
"TERÖRİSTBAŞI MASUMLAŞTIRILMAYA ÇALIŞILMAKTADIR"
Bahçeli, "Irak'ın kuzeyinde kurulan peşmerge yönetimi Kürdistan'a
giden yolda ilk etap olmuştur. Suriye'nin kuzeyindeki özerk
yapılanma ikinci etap olarak ortaya çıkmıştır. Şimdi de tüm
dikkatler Türkiye'ye yönelmiş, bölücüler, teröristler, hainler,
işbirlikçiler, çözümcüler, şarlatanlar vızır vızır provokasyona
girişmişlerdir. İmralı canisinin kanlı fotoğrafları özgürlük
kampanyası altında cilalanarak bilbordlarda sergilenmiştir.
Başbakan can dostunu, müzakere ortağını podyuma çıkarır gibi
çıkarmış, Diyarbakır'ın birçok noktasında caninin fotoğrafıyla
birlikte sözde 'özgür önderlikle özgür yaşama' yazılı afişin
asılmasına göz yummuştur. Geçtiğimiz yılki Nevruz Bayramı'nda
kalabalıklara mektubu okunan bebek katili şimdi de Başbakan'ın
yardım ve himayesiyle ihanet ajansında çektirdiği fotoğraflarıyla
gündeme yerleşmiştir. Teröristbaşı masumlaştırılmaya
çalışılmaktadır. Bu apaçık şekilde icra edilen, derin ve hain bir
psikolojik harekâtın neticesidir" diye konuştu.
"REZALETTE TÜM EŞİKLER AŞILMIŞTIR"
Bahçeli, "BDP'liler peş peşe özerklik konusundan bahsetmeye, 30
Mart'tan sonra bunun gerçekleşeceğine atıf yapmaya başlamışlardır.
Terörist Karayılan ise yönlerinin zafere dönük olduğunu arsızca
açıklamıştır.İhanetin dozu öyle artmış, kontrolü öyle kaçmıştır ki,
AKP'nin hazırladığı seçim bildirgesinde yerel yönetimler için
özerlik vaadi bile yer bulmuştur.Türkiye'nin Avrupa Yerel
Yönetimler Özerklik Şartı'ndaki çekincelerini ve koyduğu şerhi AKP
hükümetinin tamamen kaldıracağı medyaya yansımıştır. Anlayacağınız
şerefsizlik diz boyudur. Rezalette tüm eşikler aşılmıştır.Vatan,
bayrak ve millet düşmanları ittifak yapmıştır. Biz çok büyük
acılara katlanarak bu coğrafyayı kendimize vatan yaptık. Biz nice
badireleri aşarak, nice acıları göğüsleyerek bin yıllık kardeşlikte
söz kestik, karar verdik" dedi.
"BAŞBAKAN ERDOĞAN, CEBİNİ DOLDURACAK KADAR MÜNAFIK OLANLARIN
KORUYUCUSUDUR"
Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü; "Yolsuzluk AKP'yi kaplamış ve
her tarafını kapatmıştır. Esasında Başbakan'ın insan içine çıkacak
yüzü kalmamıştır. Ancak yüzündeki deri öylesine kalındır ki,
utanmak şöyle dursun, hala kendisi ve hükümeti hakkındaki iddiaları
komplo, paralel devlet, darbe laflarıyla bastırmaya uğraşmaktadır.
Başbakan Erdoğan yolsuzlukları, ayyuka çıkmış hırsızlıkları red ve
inkar siyasetiyle öteleme çabasındadır. Bunu yaparken aklı
ve mantığı tanınmaz hale getirmektedir. Başbakan Erdoğan'ın rüşvet
tanımından sonra, gündeme getirdiği yolsuzluk izahı da tam bir kara
mizah örneğidir. Telefonlarda parola parfüm ve maden işi diyen
Başbakan yakınları ve kadim dostları soyguncu değil midir?
Etiler'deki polis okulu arazisini önce Kiptaş'a devredip, ardından
da talan düğmesine basmak yolsuzluk değil midir? Bu arazinin Yasin
el Kadı'nın oğlu Muaz Kadı ve işadamı Usame Kutub'un da ortakları
arasında bulunduğu bir şirkete ihalesiz olarak verilme hazırlığı ve
bu şirketin gizli hissedarları arasında Bilal Erdoğan'ın da yer
alması yolsuzluk değil midir? Başbakan'ın Etiler Polis Okulu
arazisinin malum şirkete devri için İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı'na emir vermesi yolsuzluk değil midir? İranlı karanlık
işadamının, rüşvet kölesi yaptığı dönemin İçişleri Bakanı'na “bana
operasyon var mı?ö sorusuna, bu Bakanı'nın “abicim rahat ol, öyle
bir şey varsa senin önüne ben yatarım” demesi yolsuzluk değil
midir? Evet kimin nerede yattığı ve daha nasıl uzun yıllar yatacağı
bellidir. Bir Bakan düşününüz ki, rüşvetçiler buyurdu diye Emniyet
Müdürlerinin hayatını karartacak kadar nevri ve gözü dönsün. Bir
Bakan düşününüz ki, rüşvet alması yetmiyormuş gibi, haramın eseri
olan özel uçakla Umre'ye gitsin, kara para ve altın kaçakçılığı
işinin ana üssü haline gelsin. Bir Bakan düşününüz ki, çantaların
ve elbise kılıflarının içinde getirilen rüşvetlere tamah etsin,
haysiyetini iki paralık yapsın. Ve bir Başbakan düşününüz ki, doğru
bir işi olmasın, ne kadar uğursuz, hırsız, düzenbaz varsa etrafına
toplasın. Başbakan besmeleyle soygun yapacak kadar günahkar
olanların, Allah'ın selamıyla yolsuzluk gemisini yürütecek ve
cebini dolduracak kadar münafık olanların koruyucusudur."
"BAŞBAKAN'IN BİLAL'İ İFADESİNİ 42 GÜNLÜK GECİKMEYLE
LÜTFETMİŞTİR"
Bahçeli, "Başbakan Erdoğan'ın kendi çocuğuyla birlikte bakan
evlatlarının da 17 Aralık savcıları hakkında suç duyurusunda
bulunacaklarını söylemesi, hırsızlığın ne kadar da pervasız hareket
ettiğine en açık karine teşkil etmiştir. Savcılar topyekûn görevden
el çektirildikten, hukuka yandaş gölgesi düştükten, muhtemel yol
kazalarından doğabilecek riskler ortadan kaldırıldıktan sonra
Başbakan'ın Bilal'i ifadesini 42 günlük gecikmeyle lütfetmiştir.
Kamu arazilerinin etrafında fırıl fırıl dönen, işadamlarının ve
medya mensuplarının peşinden bir an olsun ayrılmayan bu evlad-ı
muhteşemin avukatı, tüm suçlamaların soyut iddia ve yorumlardan
ibaret olduğunu savunmuştur. Başbakan oğlunu tam korumaya almış,
dokunulmazlıkla ödüllendirmiştir .Ardından da rüşveti gizlemek için
yandaş ve sözde alimlerden fetvalar almıştır. Allah'tan korkmaz,
kuldan utanmazlar yolsuzluğa dini kılıf bulmak için her kılığa
girmiş, her değerlerini ayaklar altına almışlardır" dedi.
"HSYK KANUNU ÇANKAYA'DAN MUTLAKA DÖNMELİDİR"
"Başbakan Erdoğan ve partisi yargıya operasyon yapmıştır" diyen
Bahçeli, şunları söyledi ;"TBMM'de kabul edilen HSYK düzenlemesi
bunun en bariz delilidir. Hukukçuların rejim krizi çıkar diye
itiraz ettikleri, Cumhurbaşkanı'nın Anayasaya aykırı göndermeyin
dediği, herkesin ağız birliği etmişçesine mahsurlarını dile
getirdiği HSYK Kanun Teklifi Meclis'te tekme, tokat ve dökülen
kanlar eşliğinde kabul edilmiştir. Şayet Sayın Cumhurbaşkanı
sözünde durmaz ve sil baştan yazılan HSYK Kanunu onaylarsa yargı
tamamen hükümete bağlanmış olacaktır. Kuvvetler ayrılığı ilkesi
tümden rafa kalkacaktır. Hakimler ve savcıların akıbeti Adalet
Bakanı'nın iki dudağı arasında olacaktır. Sayın Gül yetkisini
kullanmalı, parti çıkarını değil, devletin ve milletin selametini
düşünerek hareket etmelidir. HSYK Kanunu Çankaya'dan mutlaka
dönmelidir. Aksi taktirde muhtemel tehlikeler çok
fazladır."
"TÜRK MİLLETİ HIRSIZLARI GÖRMEKTEDİR"
Başbakan Erdoğan'ın demokrasiyi darbelediğini belirten Bahçeli,
"Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu'ndan yakayı kurtarabilmek için
hukuku kurşuna dizmektedir. Kişisel verilerin korunması amacıyla,
bu verileri hukuka aykırı olarak kaydedenlere, yayanlara veya ele
geçirenlere verilecek cezalar da artırılacaktır. Takdir edersiniz
ki, bunların hiçbirinin demokrasiyle uzaktan ya da yakından alakası
yoktur. Başbakan için tek amaç yargıyı susturmak, rüşveti aklamak,
yolsuzluğu gizlemektir. Demokrasiyi ağızlarına dahi almaları
haksızlık ve hakaretle aynı anlamda olanların paketlerle
milletimizin gözünü boyama teşebbüsleri bu kez karşılık
bulmayacaktır. Türk milleti hırsızları görmektedir" diye
konuştu.
KABATAŞ HADİSESİ
Bahçeli, "Son günlerin en çok konuşulan konularından birisi de
Kabataş hadisesidir. Bu meselenin ayrıntısına girmeden şu kadarını
söylemeliyim ki, geçtiğimiz hafta Kabataş'taki olayın kamera
görüntüleri ortaya çıkmıştır. Ve hiç de söylendiği gibi bir
saldırının olmadığı anlaşılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı
sıfatını taşıyan zat, konuyu enine boyuna incelemeden bu yalanın
üzerine atlamış ve insanımızı birbirine düşman etmek için
vicdansızca kullanmıştır. Her şey netleştiğine ve Kabataş'ta
herhangi bir saldırı olmadığı görüntülerle sabitleştiğine göre
Başbakan çıkıp Türk milletinden özür dileyecek erdemi
gösterebilecek midir?" dedi.
Yorumlar