Başbakan Erdoğan'dan Gülen'e gönderme

Ben alimim' diyeceksin. Tarihte kendi ülkesini karıştıran alim gördünüz mü?

Google Haberlere Abone ol
Başbakan Erdoğan'dan Gülen'e gönderme

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Bitlis mitinginde hem muhalefete hem de Fethullah Gülen'e yüklendi. Erdoğan, "Pensilvanya'daki zatın maskesini düşürmeye çalışıyoruz. Mahrem telefonları dinleyerek, insanların yatak odalarını gözetleyerek 'Ben alimim' diyeceksin. Tarihte kendi ülkesini karıştıran alim gördünüz mü? Ben bunların inancından şüphe ediyorum" dedi.

Muş'tan helikopterle Bitlis'e gelen Başbakan Erdoğan, mitingin düzenleneceği Gökmeydan'a parti otobüsüyle geldi. Coşkulu kalabalığın kaşıladığ Erdoğan, alanda toplanan yaklaşık 10 bin kişiye hitap etti. Geniş güvenlik önlemi alınan mitingte Başbakan Erdoğan, Fetullah Gülen, CHP, MHP ve BDP'ye yüklendi.

'SADECE ALLAH'IN ÖNÜNDE EĞİLİRİZ'

Kimsenin önünde eğilmeyeceklerini söyleyen Erdoğan, "Biz sadece Allah'ın huzurunda rükuda eğiliriz. Başka hiçbir güç bizi eğdiremez. Dik duracağız. Dikleşmeyeceğiz. Bitlis tarih boyunca hep ilim şehri oldu. Çok büyük şahsiyetler yetiştirdi. Büyük alimlere okul oldu. Küfrevi Hazretleri, İdrisi Bitlisi'yi rahmetle yad ediyorum. Hizan'ın Nurs Köyü'nde doğan yiğit, vatansever, geride bıraktığı eserleri ile Bediüzzaman Saidi Nursi'yi hayırla anmak istiyorum" dedi.

'SAİDİ NURSİ VATANINI TERKETMEDİ'

Bitlis'te muhalefet partilerinin kendilerine karşı birleşmesini eleştiren Erdoğan, 40 çürük yumurtadan bir sağlam yumurtanın çıkmayacağını söyledi. Ak Parti olarak büyük adımlar atarak devlet ve milleti birleştirecek reformlar yaptıklarını belirten Erdoğan, Saidi Nursi'nin Hizan'ın Nurs köyünde doğduğunu hatırlatıp, şöyle devam etti:

"1'nci Dünya Savaşı'nda milis kuvvetlere katıldı. Esir düştü. Ve ülkesine dönerek eserler yazdı. Çeşitli iftiralarla mahkum edip hapishanelere gönderdiler. Eserlerini yasakladılar. Ders vermesini yasakladılar. Ama Nursi hak bildiği yoldan dönmedi. İlkelerinden ve değerlerinden taviz vermedi. Hapislere düşmesine rağmen ülkesini vatanını terk etmedi. Saidi Nursi hayattayken Risale-i Nur kitaplarının Diyanet tarafından basılarak çoğaltılmasını istedi. 27 Mayıs'ta CHP hükümeti tarafından yasaklandı. İşte biz Saidi Nursi'nin bu arzusunu yerine getirdik. İnşallah diğer eserlerini de önümüzdeki günlerde bastıracağız. Yasaklanan, toplatılan kitaplar özgürlüklerine kavuşuyorlar."

'TARİHTE ÜLKESİNİ KARIŞTIRAN ALİM GÖRDÜNÜZ MÜ?'

BDP'yi de eleştiren Erdoğan, "BDP bugüne kadar ne yapmış? Bunların bulundukları belediyelerde halka hizmet anlamında ne var? Bakınız bunlar çıkıp 'Biz Kürtler'in temsilcisiyiz' diyorlar. Bunu diyenler ne hizmet verdi? 5 yılda Tatvan'da ne gördünüz? Belediye demek hizmet, eser demektir. Var mı eserleri? Son 10 yılda Bitlis bizden gördüğü yatırımları tarihinde gördü mü?" dedi.

Ardından Fethullah Gülen'i yüklenmeye başlayan Erdoğan, şunları söyledi:

"Son günlerde hükümetime ve Türkiye'ye yönelik baskıları görüyorsunuz. Pensilvanya'daki zatın maskesini düşürmeye çalışıyoruz. Birileri Başbakanın ilme ve alime hakaret ettiğini savunuyor. Bizim ilme bakışımız bellidir. Ama burada bir şey söyleyeceğim. Alim sadece bilen değildir, alim kendisini bilen kişidir. Alim hırslarını yenen kişidir. Alim vatanını milletini seven kişidir. Hem holding patronu olacaksın, hem de ülkede fitne çıkaracaksın, hem de 'Alimim' diyeceksin. Alim öğrenci yetiştirir. Tehdit, şantaj, ananas, tespihlerle iş göreceksin. 'Ben alimim' diyeceksin. Mahrem telefonları dinleyerek, insanların yatak odalarını gözetleyerek 'Ben alimim' diyeceksin. Tarihte böyle bir alim var mı? Tarihte kendi ülkesini karıştıran alim gördünüz mü? Uzaktan ülkesine fitne yapan alim gördünüz mü? Bu zatın Saidi Nursi ile alakası yok. Hayatında onu görmüşlüğü de yoktur. Baki hakikatler fani şahsiyetler üzerine kurulmaz. Din hiçbir şeye alet edilemez. Ey Pensilvanya'nın arkasına takılmış kardeşlerim; Baki hakikatler fani şahsiyetler üzerine bina kurulamaz. Rafineri ile ananasla, tespihle şantajla alim olunmaz. Bir Başbakan'ın görüşmelerini kayıt altına alanlardan alim olur mu? Ben bunların inancından da şüphe ediyorum. Benim dinimde böyle bir şey yok. Devletlerin sırlarını kaydederek, baki hakikatlere ulaşmanın mümkün olmadığını görmelerini istiyorum. Elbette birilerinin yaptıkları dine zarar vermez. Nesiller yara alır. Gerçek alimler yara alır. Yardımlaşma duygusu yara alır. Gerçekten insan yetiştiren cemaatler yara alır. Kendisini hizmete ilme, talebe yetişmeye adamış cemaatlerin bu insanlarla aralarına mesafe koyması boynunuzun borcudur. Kirli ilişkiler arasına mesafe koymaları hayati derecede önemlidir."

'BEN BELGE İLE KONUŞURUM'

Herkesi kucakladıklarını söyleyen Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"BDP'nin hizmet denilen bir derdi olabilir mi? Kürtçülük adına buraya oy verilir mi? Ben Türkü Türk olduğu için sevmiyorum. Kürdü, Laz'ı Çerkezi, Arabı Arap olduğu için sevmiyorum. Beni yaradan Allah sizleri de yarattığı için seviyorum. Bizim aramızdaki bağ buradan geliyor. 77 milyonun hizmetkarı olarak bu yola çıktım. AK Parti'nin farkı budur. Bunu hissetmenizi istiyorum. Biz bu millete efendi olmaya eğil, hizmetkar olmaya geldik. Son 10 yıl zaten bunu gösteriyor. Ben buradan sadece Bitlis'e değil, tüm Türkiye'ye sesleniyorum. 2 belge göstereceğim. Kardeşlerim Saidi Nursi tarafından yazılan Gençlik Rehberi adlı eser 15 Temmuz 1948'de yasaklandı. Bu belgenin altında Cumhurbaşkanı olarak İsmet İnönü'nün imzası var."

'SAİD-İ KURDİ' DEDİ

Konuşmasında ikinci bir belge gösteren Başbakan Erdoğan, "Bakın Kastamonu vilayet merkezine yerleştirilen Bediüzzaman Said-i Kürdi'nin Afyon vilayetinin Emirdağ kazasına nakli icra vekilleri heyetinin 9 Ağustos 1944 tarihinde kabul olunmuştur. imza İsmet İnünü. İşte Pensilvanya'daki zat CHP ile birlikte hareket edior. Siz bu milletin kutsallarına hayat hakkı tanımadınız. Ablaları kapı kapı dolaştırıyor. SMS'ler çekiliyor. 'Oyunuzu AKP'ye değil, CHP'ye MHP'ye BDP'ye verin' diyorlar. Pensilvanya'dakinde yüz olsa CHP ile hareket etmez. AK Parti'ye düşmanlık ediyorlar. Bunlar ne zaman iktidar ortağı oldularsa kamyonu devirdiler. CHP, MHP ve Pensilvanya'daki 3 kafadar devam ediyor. Bunların gideceği yer uçurumdur. Mersin'de 123 kişiyi uydurma belgelerle dinlemişler. CHP ve MHP bunlara ses çıkarmıyorlar. Bunlar ellerindeki hukuksuz kasetleri Pensilvanya'dan alıyorlar. Türkiye'ye karşı yapılan bir saldırı var. Bunlar da çanak tutuyorlar" diye konuştu.

'ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM'

Başbakan Erdoğan, seçimin genel seçim havasına dönüştüğünü belirterek şöyle devam etti:

"Bizim sevdamız var size. Bu aşk bizi buraya getirdi. Bu adımları atarak Bitlis'i iyi yerlere getirdik. İlçelerimizle birlikte AK Parti ile taçlandırmaya var mısınız? Bu seçim Ahmet, Mehmet'in seçimi değil. Bu genel seçime dönüşmüştür. Belediyeye oy verirken AK Parti'ye oy veriyorsunuz. Öyle yapın ki 'Bu kadar yalan fitne fesat yaptık yine tutmadı' desinler. Kız çocuklarımız başörtülü okula gidemiyordu. Kılıçdaroğlu ve MHP'nin böyle bir derdi yok ki. Benim iki kızım da İmam Hatip'i bitirdi. Üniversiteye giremedi. Yurt dışında okuttuk. Şimdi her şey kalktı mı? Ben şimdi sizden sadece başarı bekliyorum. Ama dershanelere giderek değil. Cumartesi- pazar günleri takviye dersleri vereceğiz. İsteyen katılır isteyen katılmaz. Şunu söyleyeyim bu zulmün hesabını soracaksınız. Dünyada hiçbir zaman zalimler eksik olmayacak. Biz Saidi Nursi'nin ifadesi ile 'Zalimler için yaşasın cehennem' diyeceğiz."

Başbakan Erdoğan yapılan yatırımları da hatırlatarak, Rabia işareti yaptı. 4 temel ilkenin olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, 'tek millet tek bayrak, tek vatan, tek devlet' vurgusu yaptı. Başbakan Erdoğan, "Birbirimizi Allah için seveceğiz. Biz bayrağımızın dışında başka bir bayrak tanımıyoruz. Bazı partilerin toplantılarına farklı bayraklar getiriliyor. Bunlara 30 Mart'ta cevap vereceksiniz" dedi.

Daha sonra Belediye Başkan Adayı Fehmi Alaydın'ı tanıtan Erdoğan, konuşmasının ardından eşi Emine Erdoğan ile birlikte kalabalıktakilere karanfil dağıttı.

Başbakan Erdoğan, Vali Orhan Öztürk'ü makamında ziyaret ettikten sonra geniş güvenlik önlemleri altında helikopterle Bingöl'e geçti.

"NE PARELEL YAPI, NE PARELEL DEVLET"

Başbakan Erdoğan, Bitlis'in ardından Bingöl mitingindeki konuşmasında, Fethullah Gülen, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile BDP'yi eleştirdi.

'Uzun adam Allah sana uzun ömürler versin', 'Menderes'i astınız biz daha yoktuk, Özal'ı zehirlediniz biz çocuktuk, Erdoğan yedirmeyiz. Biz büyüdük ve buradayız' pankartlarının dikkati çektiği meydanda yaklaşık 12 bin kişiye hitap eden Erdoğan, "Bingöl milli iradenin, dik duruşun ve mertliğin şehridir" dedi. Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu milleti yıllardır, laf laf laf üreterek kandırdılar. Siz onlardan eser isteyin. Hiç bir eserleri yok, eşek bile ölür eseri kalıyor. 30 Mart'ta icraata bakarak bedelini koyacaksınız. Bingöl eser üreten hizmet siyasetine bakar. Demokrasi, kardeşliği ve çözüm sürecine bakar. Siyasi Kürtçülük yapanlara karnımız tok. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden başka devlete izin vermeyiz. Ne paralel yapı, nede paralel devlet. 30 yıldır bu topraklar çok büyük acılara şahitlik etti. İnsanlarımız genç yaşta öldü. Türkiye'nin kaynaklarını kaybettik. Buna son vereceğiz dedik, gerekirse baldıran zehri içeceğiz dedik, zorlu yollardan geçtik. Bir yıldır güvenlik görevlisi, terör nedeniyle şehit olmadı. Dağlarda gençler ölmedi, analar, babalar gözyaşı dökmedi. Artık silahlar değil siyaset konuşuyor. Siz çözüm sürecine sahip çıktınız, bu süreci daha iyi yerlere ulaştıracağız."

"SAİDİ NURSİ İLE BİR KEZ BİLE KARŞILAŞMADI"

Çözüm sürecinin birilerini rahatsız ettiğini belirten Erdoğan, "Önce ağaç bahane edilerek Gezi, daha sonra 17 ve 25 Aralık'ta Türkiye'nin istikrarına ve çözüm sürecine darbe vurmak istediler. Türkiye bu tuzağa düşmedi. Yolsuzluk var iftirayla milli iradenin çalınmasına müsaade etmedik. Bu Pensilvanya'daki zat, Said i Nursi ile bir kez bile karşı karşıya gelmiş değil. Hiç bir alim, holding patronluğu yapamaz, ananaslarla, tespihlerle karanlık işlerin içinde olmadı, insanın namahremiyle ilgilenmedi, röntgencilik etmedi" dedi. Erdoğan, isim vermeden Fethullah Gülen'e yüklenirken, CHP milletvekillerinin TBMM'ye verdiği usulsüzlük iddialarıyla ilgili önergeleri okudu. Erdoğan, şunları söyledi:

"Burada özellikle bir şeyi söylemem lazım. Bakınız bir belge. Laiklik karşıtı yapıların içinde bulunduğu malum zatın, ismini okumuyorum. İzmir'de Nil Basın Yayın Ticaret A.Ş.'de redaktör olarak gösterilip sigortalandığı, bazı basında yer almıştır. Bir, yaklaşık 10 yıldan beri ABD'de yaşayan bu zatı, İzmir'deki söz konusu anonim şirketin sigortaladığı doğru mu? İki, doğruysa bu zatın, bu şirketi sigortalılığı iptal edilecek mi? Sahteyse işe giriş belgesi düzenleyerek, primlerini yatıran şirket hakkındaki yasal işlem yapılacak mı? Ahmet Ersin, (İzmir Milletvekili); Bu CHP'nin kağıdıyla, 26 Mayıs 2008. Şimdi bir başvuru dilekçesi daha. 9 Mart 2005. TBMM Başkanlığı'na verilmiş, baya uzunca. Meclis araştırması açılmasını istiyor. Ne diyor biliyor musunuz? Özet veriyorum. Kimileri yazılarıyla, kitaplarıyla, bu kuruluşların, malum okulların, laikliğe aykırı eğitim yaptığını belirtmiş. Malum zat, tarikatının militan yetiştirerek, devlette kadrolaşmayı amaçladığını ifade etmiş. 2001 yılında malum zat hakkında, laik devleti değiştirerek, dini kurallara bağlı devlet kurmak amacıyla, yasa dışı örgüt kurmak gerekçesiyle bir dava açılmıştır. Dava olumlu olumsuz bir sonuca bağlanmamıştır. Mustafa Gazalcı, CHP Denizli Milletvekili ve 69 arkadaşı. Peki bu arkadaşlar arasında kim var? Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul Milletvekili. Şimdi kol kola bak beraberler, görüyorsunuz. Pensilvanya ile ittifak yapıyor bu CHP. 40 çürük yumurtadan bir sağlam yumurta çıkmaz. MHP yavru muhalefeti bıraktı, şimdi yavru telekulak oldu. 30 Mart'ta Bingöl, bu 3 kafadara hesap soracaktır. 30 Mart'ta sandıklarda Bingöl'de BDP'ye de demokrasi dersi vereceksiniz."

Yorumlar