Başbakan' dan yeni açıklamalar
Başbakan Davutoğlu, "Suriye için bütünlüklü bir stratejiye ihtiyacımız var" dedi.
Google Haberlere Abone ol
Bütünlüklü stratejiye ihtiyaç var Başbakan Davutoğlu, "Suriye
için bütünlüklü bir stratejiye ihtiyacımız var" dedi. LONDRA
(AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suriye için bütünlüklü bir
stratejiye ihtiyaç olduğunu söyleyerek "Sınırımızda görmek
istemediğimiz üç grup var: Suriye rejimi, IŞİD ve PKK. Bunların
tümü Türkiye'nin düşmanıdır" dedi. Davutoğlu, BBC'nin
uluslararası başmuhabiri Lyse Doucet'in Kobani'deki gelişmeler,
IŞİD ve Suriye konularındaki sorularını yanıtladı. Davutoğlu'nun
BBC mülakatına BBC Türkçe servisi internet sitesinde yer
verdi. Kobani'nin, Suriye'deki savaş açısından şüphesiz
çok önemli olduğunu kaydeden Davutoğlu, ancak Kobani'nin
Suriye'deki daha geniş kapsamlı bir krizin sonucu olarak ortaya
çıktığının unutulmaması gerektiğini vurguladı. "Bu nedenle
Kobani'ye odaklanmak, Suriye'de teröre karşı, IŞİD'e karşı savaşla
mücadelenin sembolü haline geldiği için önemli" diyen Davutoğlu,
Kobani meselesinin birkaç ay önce başladığını, Suriye'deki iç
savaşın ise üç buçuk yıl önce başladığını
belirtti. Davutoğlu, Suriye krizi çözülmeden Kobani
kurtulsa bile, Suriye rejiminden ya da IŞİD'den başka bir saldırı
olacağını ve bugün Kobani'de görülen sonuçlarla karşı karşıya
kalınacağını ifade etti. Başbakan Davutoğlu, "Birkaç yüz
Peşmerge'nin kente geçişi, Kobani'deki savaşın gidişatını
değiştirir mi, savaşın kazanılmasını sağlayabilir mi?" sorusuna ise
şu yanıtı verdi: "Açık konuşmak gerekirse bu yeterli olmaz
fakat Kobani'nin yalnız olmadığını göstermek bakımından psikolojik
olarak önemli. Kobani'yi kurtarmak, son iki aydır uluslararası
toplumun sloganı, ana mesajı oldu. Ama bunun ne anlama geldiğini,
Kobani'yi kurtarmanın ne olduğunu tanımlamalıyız. Kobani'yi
kurtarmak, Kobani'de yaşayan sivillerin kurtarılması demekse
oradaki insanların çoğu zaten Türkiye'ye geldi ve güvendeler.
Sadece insanlar değil, hayvanlar, araçlar bile Türkiye'ye
getirildi. Kobani'den Türkiye'ye 200 bin kişi
geldi." - "Türkiye askeri müdahalede bulunursa
eleştirirler" Kobani'yi kurtarmak, Kobani'yi ve çevresini
IŞİD'den geri almak için askeri bir operasyonun gerekli olduğunu
söyleyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu askeri
operasyonu kim yapacak? Mesele bu. Uluslararası medyanın Türkiye'yi
suçladığını ve Türkiye'den bir şey yapmasını beklediğini gördüğümde
gerçekten çok şaşırdım ve şoke oldum. Türkiye'nin ne yapması
gerektiğini tarif etmeliler. Eğer Türkiye Kobani'ye askeri
müdahalede bulunursa uluslararası tarafların çoğunun Türkiye'yi
eleştireceğine eminim. Diğer ülkeler Kobani'ye kara
birliklerini göndermek istemedikleri için kente yardım etmenin tek
yolu barış amaçlı ya da ılımlı güçler göndermek. Peki bu güçler
kim? Peşmerge. Şu an anayasal olarak Irak ordusunun parçası olan
Peşmerge ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO). Türkiye, Irak Peşmerge
güçlerine ve bizim için Suriye halkının gerçek temsilcisi ve
sahadaki ılımlı güçler olan ÖSO'ya yardım etmeye hazır olduğunu ve
Türkiye üzerinden Kobani'ye geçebileceklerini beyan
etmişti." - "PYD, bizden ne
bekliyor?" "Suriyeli Kürtlerin ÖSO güçlerinin Kobani'ye geçme
önerisine tepki gösterdiklerinin" anımsatılması üzerine Başbakan
Davutoğlu, Suriyeli Kürtlerin kim olduğunu tanımlamanın önemine
işaret ederek ÖSO'nun içinde de savaşan Kürtler olduğunu ayrıca
yalnızca PYD'yi değil Barzani'nin partisi KDP'yi destekleyen
Kürtler de olduğunu kaydetti. Davutoğlu, şöyle devam
etti: "Eğer PYD Suriyeli Kürtler olarak değerlendiriliyorsa
PYD'nin geçen üç yılda rejimle işbirliği yaptığını ve rejimin
Suriye halkına saldırmasına yardım ettiğini unutmamalıyız. Ayrıca
PYD, son bir senedir IŞİD'le yan yana yaşıyor, Suriye içindeki
diğer Kürt gruplara baskı uyguluyordu. Şimdi bu yardımı kimin
almaya hazır olduğunu tanımlamamız gerekiyor. PYD, cepheye çok
sayıda Peşmerge gelmesini istemiyor ve ÖSO'yla işbirliğine
yanaşmıyor. Peki bizden ne bekliyorlar? Türkiye'den Kobani'ye
yardım talepleri geldiğinden bu yana, onlara bizden ne istendiğini
soruyoruz. Türk ordusunu göndermiyoruz - ki ne PYD, ne başka
birinin bunu istediğini düşünüyorum. Kimse Suriye'de kara
birlikleri, Peşmerge ya da ÖSO güçlerini görmek istemiyor. Ve
PYD'den Kobani'ye güç göndermesini istedik ama gitmek istemiyorlar.
300 kişiden sadece 60'ı Kobani'ye dönmek istedi. Diğerlerine,
Amerikalılara dilerseler kara birlikleri gönderebileceklerini
söylüyoruz. Sadece Peşmerge ve ÖSO, Kobani'ye birlik göndermek için
bizle temasa geçtiler." -"Türkiye buna asla
hayır demez" "Peşmerge ve ÖSO'nun, Cumhurbaşkanı Erdoğan arada
anlaşma olduğunu söylediğinde bunu yalanladıklarının" anımsatılması
üzerine Davutoğlu, Peşmerge ve ÖSO ile müzakere edildiğini ve
Irak'taki birliklerini göndermeye hazır olduklarını söylediklerini
ifade etti. Davutoğlu, "Dolayısıyla Peşmerge ve ÖSO, birliklerimini
göndermeye hazır olduklarını söylediğinde, biz de evet dedik. Diğer
ülkeler ve Amerikalılar ve Avrupalılar kendi birliklerini göndermek
isterlerse Türkiye buna asla hayır demez" diye
konuştu. BBC muhabirinin, diğer ülkelerin defalarca
birlik göndermeyeceklerini söylediklerini hatırlatması üzerine de
Davutoğlu, "Eğer onlar kara birliklerini göndermek istemiyorsa
Türkiye'nin sınırda aynı riskleri alarak birlik göndermesini nasıl
bekleyebilirler?" dedi. "Türkiye'yi IŞİD'le çok yakın
ilişkisi olmakla suçluyorlar. Türkiye'nin IŞİD'e lojistik destek
verdiğini, eğitim ve istihbarat sağladığını söylüyorlar" yorumu
üzerine ise Başbakan Davutoğlu, "Hayır, hayır. Öncelikle kavramları
doğru kullanmalıyız. Onlar İslami değiller. IŞİD hem Türkiye'ye hem
de İslam dünyasına ideolojik bir tehdit oluşturuyor. İslam'ın her
türlü dogmatik yorumu İslam'a bir tehdittir. Türkiye, demokrasi ve
İslam birlikteliğinde bir başarı öyküsüdür" yanıtını
verdi. - "Asla izin vermedik" BBC
muhabiri Doucet'in "Sınırınızdan cihat yanlılarının geçişini
durdurmak için daha fazlasını yapamaz mıydınız?" sorusuna karşılık
Davutoğlu, şunları kaydetti: "Biz asla sınırımızdan yabancı
savaşçıların Suriye'ye geçişine izin vermedik. İstihbarat
servislerinin iddialarından bahsediyorsunuz. Böyle bir şey ileri
süremezler. Türkiye'nin bu gruplarla işbirliği yaptığına ya da bağı
olduğuna dair hiçbir kanıt yok. Onlar sınırımızda Türkiye için bir
tehdittir. Türkiye Ekim 2013'te IŞİD'i terör örgütü olarak ilan
etti. Diğer ülkeler aylarca bunu yapmadılar. Türkiye Aralık 2013'te
IŞİD mevzilerini bombaladı. Türkiye sınırına yaklaşan yüzlerce
IŞİD'li öldürüldü. İki yıl önce muhataplarımızla İngiltere
gibi ülkelerden gelen yabancı savaşçıları nasıl durduracağımızı
konuştuk. Onlardan Türkiye'ye gelmelerine engel olmalarını istedik.
Bize, 'Hayır, biz demokratik bir ülkeyiz' dediler. Biz de 'O zaman
isimlerini verin biz durduralım' dedik. Cevap olarak suç işlemeyen
birinin ismini veremeyeceklerini söylediler. Bunun üzerine biz
de yılda 35 milyon turist ağırlayan Türkiye'nin bu kişileri
durdurmasını nasıl beklediklerini sorduk. Bunu nasıl
denetleyebilirsiniz? Bu ortak çaba gerektirir. Kimse kimsenin tek
tek isimleri kontrol edip geçişe mani olmasını bekleyemez. Tıpkı
Amerika-Meksika sınırı gibi. Üstelik ABD'nin muhatabı olarak
karşıda işleyen bir Meksika devleti var. Oysa bizim karşı üzerinde
hiçbir denetimimiz yok." - "Kobani'ye yardım
ettiğimizi biliyorlar" Ahmet Davutoğlu, Kobani'nin düşmesi halinde
barış sürecinin sona ermesinden ve Türkiye'de şiddet içeren
protestoların alevlenmesinden endişelenip endişelenmediğinin
sorulması üzerine, "Hayır. Biz Kobani'den gelen tüm sığınmacıları
kabul ettik. Daha ne yapabiliriz? Türkiye vatandaşı Kürtler bizim
Kobani ve Kürtlere yardım ettiğimizi çok iyi biliyorlar"
dedi. ABD'nin Suriye politikasıyla ilgili ise Davutoğlu,
Suriye için bütünlüklü bir stratejiye ihtiyaç olduğunu belirterek
ılımlı Suriye güçlerine yani ÖSO'ya yardım edilmesi gerektiğini,
ÖSO'nun donatılması ve eğitim desteği verilmesi gerektiğini
kaydetti. Davutoğlu, "Hepimiz, ÖSO'nun El Kaide ya da IŞİD gibi bir
örgüt olmadığında hemfikiriz. İkinci olarak IŞİD'in ve rejimin
halka saldırdığı yerlerde güvenli bölgeler oluşturmalıyız. Türkiye
şimdiye kadar 1,6 milyon sığınmacı kabul etti. Bu rakam, neredeyse
Birmingham, Glasgow, Manchester ve Liverpool'un toplam nüfusuna
eşit. İngiliz, Avrupa ve Amerikan kamuoyu artık bunun bir sınırı
olduğunu anlamalı" ifadesini kullandı. Davutoğlu, "Bu
durumda, İncirlik üssünün kullanımını IŞİD'in yanı sıra Esed
güçlerinin bombalanması şartına mı bağlıyorsunuz?" sorusuna, "Yeni,
çoğulcu ve demokratik bir Suriye yaratılması ve gerek IŞİD gerek
rejim tarafından işlenen tüm insanlığa karşı suçlarla mücadele
konusunda ortak bir anlayışa varacağımız her türlü güce,
koalisyona; üslerin açılması ve diğer yollarla yardım ederiz"
yanıtını verdi. ABD'nin, Türkiye'nin uçuşa yasak bölge
talebini kabul edip etmeyeceği kosunuda ise Davutoğlu, şöyle
konuştu: "Uçuşa yasak bölge neden önemli. Rejim ve IŞİD
tarafından oynanan oyunu biliyoruz. Suriye rejimi Halep ve etrafını
bombalıyordu. Rejimin kara birlikleri olmadığından IŞİD bu
bölgelere yerleşti, dolayısıyla aralarında taktiksel bir işbirliği
vardı. Rejim belli bölgeleri bombaladığında ÖSO çekildi, IŞİD bu
bölgeleri işgal etti. IŞİD bu bölgelerden çekilirse ve uçuşa yasak
bölge oluşturulmazsa, Suriye rejimi, bombardımana devam edecek
Türkiye'ye daha fazla kişi sığınacak." - "Eğit ve
donat programı çoktan başladı" Lübnan'ın acil durumlar dışında
artık mülteci kabul etmeyeceğini açıkladığını, Türkiye'nin de
aynısını yapmayı düşünüp düşünmediğinin sorulması üzerine
Davutoğlu, Türkiye'nin böyle bir şey yapmayı düşünmediğini, tarihi
bağlardan dolayı Türkiye'nin her zaman sığınmacılara kapılarını
açtığını kaydetti. Davutoğlu, "Saddam, Kürtleri katlederken
sınırımızı açtık. Miloseviç, Boşnakları katlederken yine
kapılarımızı açtık. Bulgaristan'da Türkler katliama uğrarken onları
kabul ettik. Dolayısıyla tarihi bir gelenek olarak kapılarımız tüm
mağdurlara açıktır" dedi. BBC muhabirinin, "Türkiye
müttefiklerine, bütünlüklü bir politika izlenmemesi halinde,
ülkesinde ılımlı güçleri eğitmeyeceğini ya da hava üssünü
kullandırmayacağını söylüyor. Doğru mu anlıyorum?" sorusu üzerine
de Davutğlu, şu yanıtı verdi: "Hayır, hayır. Eğit ve donat
programı çoktan başladı. Hatta Kobani krizinden bile önce başladı
ve devam edecek. Eğit ve donat bizim bütünlüklü stratejimizin bir
parçasıdır. Tek çözüm yolu bunun hızlanmasıdır. Bunun hızlanmasını
istiyoruz. Türkiye'nin kendi öncelikleri ve bu önceliklerine bağlı
riskleri var. Biz müttefiklerimizin bu endişelerimizi anlamasını
istiyoruz. Sınırımızda görmek istemediğimiz üç grup var: Suriye
rejimi, IŞİD ve PKK. Bunların tümü Türkiye'nin düşmanıdır. Türkiye
için tehdit ve risk oluşturmaktadır. Son olaylar Suriye krizini
Türkiye'ye taşımak istediklerini gösterdi. Buna asla izin
vermeyeceğiz."
Yorumlar