Banka, raportörün kredi kartını ‘aleyhimize karar veriyor’ diye iptal etti

Tüketici sorunları hakem heyetinde raportör olarak görev yapan kişi, aleyhine karar çıkarttığı iddiasıyla banka tarafından kredi kartının iptal edildiği gerekçesiyle manevi tazminat istemiyle yargıya müracaat etti.

Google Haberlere Abone ol
Banka, raportörün kredi kartını ‘aleyhimize karar veriyor’ diye iptal etti

Tüketici sorunları hakem heyetinde raportör olarak görev yapan kişi, aleyhine karar çıkarttığı iddiasıyla banka tarafından kredi kartının iptal edildiği gerekçesiyle manevi tazminat istemiyle yargıya müracaat etti. Yerel mahkemenin raportöre ödenmesine hükmettiği 3 bin liralık manevi tazminat Yargıtay tarafından bozuldu. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, kartın kullanıma kapatılmasının manevi tazminat gerektirmeyeceğine hükmetti.

    Olay, Kırklareli’nin Pınarhisar ilçesinde 2012 yılında gerçekleşti. Pınarhisar Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’nde raportör olarak çalışan bir kişi, kredi kartını aldığı bankanın, ‘Bizim aleyhimize karar çıkartıyorsun’ diyerek kartının iptal edildiğini iddia ederek olayı yargıya taşıdı. Olaydan büyük üzüntü duyduğunu belirten raportör, kredi kartının haksız fiilden kaynaklanan sebeple iptal edildiği iddiasıyla banka aleyhine Pınarhisar Asliye Hukuk Mahkemesi’ne manevi tazminat davası açtı. Raportör, bankaca kartının kullanıma kapatıldığını ve olay nedeniyle üzüntü duyduğunu belirterek 5 bin TL manevi tazminat istedi. Davalı banka da mahkemeye sunduğu savunmasında, bankaların 5464 sayılı yasanın 25. maddesi uyarınca belirledikleri ücreti ödemek istemeyen kişiler ile sözleşme özgürlüğü çerçevesinde sözleşme yapmaya zorlanamayacaklarını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istedi.

    Davanın kısmen kabulüne karar veren mahkeme, davalı bankanın raportöre dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte 3 bin TL manevi tazminatın ödenmesine hükmetti. Davalı banka avukatı mahkeme kararını temyiz etti. Dava dosyasını yeniden inceleyen Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, manevi tazminatın dayanağının kişinin onur, şeref ve haysiyetine karşı saldırılara karşı koruyan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 24’üncü maddesi ve 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 49.maddesi olduğu vurgulandı.

    Yargıtay kararında, TMK’nın 24.maddesindeki ‘Hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırılan kimse hakimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça kişilik haklarına her türlü saldırı hukuka aykırıdır’ hükmü hatırlatıldı. Kararda, Borçlar Kanunu’nun 49/1 maddesindeki 'şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir' hükmüne de dikkat çekildi.

    Kararda şu ifadelere yer verildi: "Ne var ki, manevi tazminata hükmedilirken şahsiyet haklarına hukuka aykırı şekilde bir saldırının varlığı da aranmalıdır. Sözleşme ilişkilerinde manevi tazminatın kabul edilebilmesi için salt sözleşmeye aykırı davranmak yeterli değildir. Ayrıca sözleşmenin ihlaliyle birlikte kişilik haklarının da (kişinin yaşamı, sağlığı, beden ve ruh tamlığı, düşün uğraşısı, onur ve saygınlığı, resmi ve özel yaşantısı gibi) ihlali gerekir. Burada kişinin bedensel ve ruhsal ve sosyal bireyliğinin korunması söz konusudur. Somut olayımızda da, davacının kredi kartının kullanıma kapatılması nedeniyle kişilik haklarının ne şekilde saldırıya uğradığı kanıtlanmadığı gibi, bankanın kredi kartı üyelik aidatını makul olmak kaydıyla istemesinde yasaklayıcı bir hüküm olmadığı gibi tüketici hakem heyeti kararlarının maddi anlamda kesinlik taşımaması nedeniyle kartın kullanıma kapatılması manevi tazminat gerektirmez. Bu durumda manevi tazminat isteminin reddedilmesi gerekirken, kısmen kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına bozulmasına oy birliği ile karar verildi."

    "KİŞİNİN ÜZÜLMESİ DOĞRU AMA BU TAZMİNATI GEREKTİRMEZ"

    Yargıtay’ın bozma kararının ardından dava Pınarhisar Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yeniden görülmeye başlandı. Yargıtay kararını değerlendiren Ankara Barosu avukatlarından Mustafa Akınçı, Yargıtay kararının isabetli ve yerinde olduğunu söyledi. Akıncı şunları kaydetti: "Somut olayda; taraflar arasındaki kredi kartı kullanım sözleşmesinin banka tarafından iptali tek başına, kart kullanıcısına manevi tazminat verilmesi hakkını bahşetmez. Yine mal varlığına yönelen eylemlerde bile kişinin az çok manevi üzüntüye uğradığı gerçek ise de; bu durum da kişilere manevi tazminat verilmesini gerektirmez. Manevi tazminata asıl vücut veren unsur; kişilik haklarına hukuka aykırı ağır saldırı, bu saldırı neticesinde kişinin beden ve ruh sağlığı tamlığının bozulması halidir. Yargıtay kararında; kişilik haklarının ne şekilde saldırıya uğradığının kesin olarak delilleri ile ortaya konulmadığına işaret edilmiştir. Raportör davacının; kartının kullanıma kapatılması sırasında; banka görevlilerinin husumet ve garez ile hareket edip sözlü yada fiili saldırı gerçekleştirdikleri somut olayda ortaya konulmamıştır." CİHAN

Yorumlar