Balkız: HSYK'nın yeniden yapılandırılması kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı
Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)'nun yeniden yapılandırması için Meclis’e sunulan kanun teklifine tepkiler devam ediyor.
Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)'nun yeniden
yapılandırması için Meclis’e sunulan kanun teklifine tepkiler devam
ediyor. Manisa Barosu Başkanı Zeynel Balkız, hükümetin HSYK’nın
yetkilerini Adalet Bakanı'na devreden ve kurul üyelerini görevden
alma yetkisi getiren kanun teklifini doğru bulmadığını söyledi. Bu
uygulamayla yürütmenin yargıya doğrudan müdahalesi olacağını, bunun
da kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olduğunu savundu. Kanun
yürürlüğe girerse seçimle gelen HSYK üyeleri hakkındaki disiplin
işlemlerini artık HSYK Genel Kurulu yerine Adalet Bakanı'nın tek
başına yürüteceğini ve karara bağlayacağını belirterek, “Bakan,
HYSK üyelerini görevden alma yetkisine kavuşacak. HSYK üyelerinin
adli suçlarıyla ilgili soruşturma ve dava açılması izinlerini de
yine bakan verecek.” dedi.
Bunun hatalı olduğunu ve yargıya yürütmenin doğrudan müdahalesi
olduğunu düşündüklerini belirten Balkız, “Demokrasi anlamında da
uygun değildir. Evrensel anlamda kuvvetler ayrılığı prensiplerine
aykırıdır. Adalet Bakanlığı, yürütmenin organlarından birisi olduğu
için doğrudan doğruya yargı üzerindeki etkileşmesi, bu yasa
değişikliğiyle artmış olacaktır. Dolayısıyla yargı üzerinde
yürütmenin vesayeti yeniden oluşturulmaya çalışılmaktadır. Buna bir
hukukçu olarak evet demek mümkün değil.” şeklinde konuştu.
Baro Başkanı Balkız, açıklamasında şunları kaydetti: “Biz bu
konunun anayasal bir mesele olduğunu düşünüyoruz, çünkü HSYK,
bağımsız bir kurum haline gelmesi ve üzerindeki Adalet Bakanlığı
vesayetinin kaldırılması için AK Parti hükümeti tarafından 2010
yılında anayasa değişikliğine konulmuştur. Milletin yüzde 58 oy
çokluğuyla mevcut bugünkü HSYK yapısı oluşmuştur. Bu bir anayasal
meseledir. Eğer HSYK’nın yapısı üzerinde, etkileri üzerinde bir
değişiklik ve farklılık düzenleniyor ise bu ancak anayasa
değişikliğiyle yapılmalıdır. Kanun yoluyla yapılmaya çalışılması
hukuka aykırıdır. HSYK, 2010 referandumundan sonra bu bağımsız
yapısına kavuşmuş ve gerek Türkiye’de gerekse de dünyada beğeni
toplamıştır.”
İktidarların gayrimeşru yollardan yıpratılmasını hiçbir zaman
desteklemediklerini de vurgulayan Zeynel Balkız, “Hükümetin HSYK
ile ciddi anlamda şikayeti var ise, kendilerine bir darbe teşebbüsü
yapılıyor ise bunlar lokal olaylardır. Bütün yargının karalanması
yerine, o lokal meselelerin üzerine gidilmelidir. Biz yargının
bağımsızlığını ve tarafsızlığını savunurken aynı zamanda millet
iradesiyle gelmiş olan iktidarların da gayrimeşru yollardan
yıpratılmasını ve onların devrilmesi çabalarını desteklemiyoruz.
Milletle gelen, milletle gider. Bizim önerimiz, Türkiye’de bunların
hükümet-yargı veya Adalet Bakanlığı-yargı kavgasının üzerine
taşınmasıdır. Eğer hükümeti anayasal yolların dışında farklı
metotlarla devirme, yok etme ve zarar verme girişimleri varsa biz
bunlara da karşıyız. Eğer hükümetin de belgelenmiş olan birtakım
çalışmaları varsa bunu bizzat ortaya çıkarmalı ve icabını
yapmalıdır ama böyle bir şeyler söylenti halinde kalıp da tümden
yargının üzerinde bir ambargo kurmak veya hegemonya kurmak doğru
değildir. Yüzde 58’in 'evet' demiş olduğu bugünkü yapıyı
değiştirmek istiyorsak, halka gitmek veya anayasal çoğunluğu
oluşturmak gerekir.” dedi. CİHAN
Yorumlar