Balıkesir'deki STK'lardan açıklama: 'Haşhaşi, âlim müsveddesi' kabul edilemez
Balıkesir'de faaliyet gösteren 41 sivil toplum kuruluşu (STK), ortak bir açıklama yaparak Hizmet Hareketi'ne gönül veren insanlara ve Fethullah Gülen Hocaefendi'ye yönelik yakışıksız söylemleri kınadı.
Balıkesir'de faaliyet gösteren 41 sivil toplum kuruluşu (STK),
ortak bir açıklama yaparak Hizmet Hareketi'ne gönül veren insanlara
ve Fethullah Gülen Hocaefendi'ye yönelik yakışıksız söylemleri
kınadı. Hukuk ve Demokrasi Platformu'nun yaptığı açıklamada "örgüt,
terörist, çete, Haşhaşi, in, karşı taraf, kalbi boş, zihni boş âlim
müsveddesi, din kisvesi" gibi benzetme ve suçlamaların kesinlikle
kabul edilemeyeceği vurgulandı.
Platform üyesi yaklaşık 150 kişi, Otel Basri'de biraraya geldi.
Erdem Kızılkaya'nın platform adına yaptığı açıklamada, son bir
buçuk aydır yaşanan gelişmelere dikkat çekildi. Bu gelişmeler
üzerine düşüncelerini kamuoyuna açıklamak istediklerini belirten
Kızılkaya, hükümetin demokratik, hukuki ve insani değerler
açısından yapmış olduğu bütün olumlu çalışmaları desteklemeye
çalıştıklarını bildirdi. Referandumda dünyanın her yerinden
öğretmenlerin gelip oy kullandığını belirterek, "Bununla kalmayıp
sivil anayasanın oluşturulması gündeme geldiğinde ve Avrupa Birliği
(AB) kriterlerine uygunluk söz konusu olduğunda, Hizmet Hareketi
hükümete hep destek olmuştur. Ayrıca dünyanın 160 ülkesinde, Türk
bayrağını ve ülkemizi şan ve şerefle temsil etmektedir. Hal
böyleyken parti tüzüğünde yolsuzluklarla mücadele için
başsavcılıkların yetkileri arttırılacağı vaadi bulunan bir
hükümetin, dört bakanın istifasına yol açan yolsuzluk ve rüşvet
soruşturmalarını örtbas etmesini, ilgili savcılara baskı
yapılmasını, hattâ hepsinin görevden el çektirilmesini üzüntüyle
karşılıyoruz." dedi.
'AÇIKLAMALAR BÜYÜK TALİHSİZLİK'
Binlerce polis memuru ve amirinin, yolsuzluk operasyonlarının hemen
ardından tayin edilmesini anlayamadıklarını söyleyen Erdem
Kızılkaya, "Ayrıca hükümetin, yolsuzluk operasyonu öncesinde ve
sonrasında yapmış olduğu 'Fişleme yoktur' açıklamalarına rağmen
emniyette ve bürokraside yaşanan bu tasfiyeler bize çok manidar
gelmektedir. Hizmet Hareketi'ne gönül vermiş insanları 'örgüt,
terörist, çete, Haşhaşi, in, karşı taraf, kalbi boş, zihni boş âlim
müsveddesi, din kisvesi' gibi benzetmelerle suçlamalarını
kesinlikle kabul etmiyoruz. Yargıyı itibarsızlaştırmaya yönelik
'yargı cuntası, paralel yargı' gibi isnatlarla yargı camiasını
baskı altına almayı, zan altında bırakmayı bu hükümete
yakıştıramıyoruz. 11 yıldır iktidar olan bu hükümetin, Hizmet
Hareketi'nin hemen hemen bütün faaliyetlerine katılıp takdir ve
tebriklerini kamuoyuna ilan etmesine rağmen yolsuzluk
soruşturmaları sonrası bu talihsiz yakıştırmaları yapmasını
kınıyoruz." şeklinde konuştu.
Hükümetin yolsuzlukları değil, yolsuzluklarla mücadele edenleri
hedef aldığı bir ülkede ekonomik istikrardan söz edilemeyeceğini
belirten Kızılkaya, şöyle devam etti: "Hükümet eliyle devlet
sisteminin altüst edildiği bir ülke, bizzat Sayın Başbakan'ın
durmadan paralel bir yapıdan bahsettiği bir ülke, ne dış
yatırımcıya cazip gelir ne de yerli üretici kendini güvende
hisseder. İşadamlarına vergi denetimi ve işyerlerinin kapatılması
gibi keyfi uygulamalar da çok üzücüdür. Hak aranamayan ya da haklar
hukuk teminatı altında muhafaza edilemeyen bir ülkede, tabii ki
yatırımcı durmaz. Sonunda ülke ekonomik olarak yalnızlaşır ve içine
kapanır. Ülkemizin bayrağını 160 ülkede dalgalandıran gurur
kaynağımız sevgi okullarının bile bu süreçte bizzat Sayın Başbakan
tarafından hedef alınması, durumun vahametini ve yaşanan akıl
tutulmasını göstermektedir."
Kızılkaya, Hizmet Hareketi'ni seven sivil toplum kuruluşları olarak
büyük ümitlerle destekledikleri, demokratik adımlarını içtenlikle
alkışladıkları hükümet yetkililerinin, halkı kutuplaştırıcı ve
birbirine düşman edici nefret söylemini bir kenara bırakarak,
toplumun bütün katmanlarını kucaklayacak bir açılımı başlatmasını
istedi. İnsanlar arasında sevgi, hoşgörü ve kardeşliği yok etmeye
sebep olan üzücü, kırıcı, suçlayıcı ve incitici her türlü ifadeden
kaçınmalarını, başta ülkeyi yönetenler olmak üzere medya organları
ve toplumun her ferdinin olağanüstü hassas ve dikkatli olması
gerektiği uyarısı yaptı. Hükümetin ve Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın, her il ve ilçedeki sivil toplum kuruluşlarından
yükselen bu sesleri dikkate alacaklarını ümit ettiğini söyledi.
CİHAN
Yorumlar