Bakanlığın raporunu görmezden gelen ATK: Tanı konsa da hasta ölürdü

Eskişehir'de akciğer kanseri rahatsızlığı sonucu hayatını kaybeden Nuriye Kasap'a 3 kez yanlış teşhis koyduğu iddia edilen Dr. A.G. ile ilgili Adli Tıp Kurumu (ATK) 1. İhtisas Kurulu'da tartışmalı bir karara imza attı. Bakanlığın isteği...

Google Haberlere Abone ol
Bakanlığın raporunu görmezden gelen ATK: Tanı konsa da hasta ölürdü

Eskişehir'de akciğer kanseri rahatsızlığı sonucu hayatını kaybeden Nuriye Kasap'a 3 kez yanlış teşhis koyduğu iddia edilen Dr. A.G. ile ilgili Adli Tıp Kurumu (ATK) 1. İhtisas Kurulu'da tartışmalı bir karara imza attı. Bakanlığın isteği üzerine Osmangazi Üniversitesi’nden 3 profesör tarafından verilen ve davalı doktorun 4 ayrı başlıkta kusurlarını gösteren raporu dikkate almadı. ATK başka bir kuruldan istediği uzmanla hazırladığı raporda, “Doktor, hastadan ileri tetkik istememesi nedeniyle kusurludur. Ancak , kanser tanısı koysa da hasta ölürdü. Ölümün meydana gelmesindeki kusur oranı 8/2’dir.” yanıtını verdi.

Nuriye Kasap (35) 5 Ocak 2011’de nefes darlığı şikayeti üzerine kentteki özel bir hastaneye gitti. Muayeneyi yapan Göğüs Hastalıkları Polikliniğinde görevli doktor A.G., Kasap’a astım teşhisi koydu. Tedavi sonuç vermeyince Kasap, ikinci kez aynı doktora giderek bu kez öksürük, nefes darlığı ve hırıltıdan şikayetlerinin arttığını belirtti. Doktor A.G., astım ve bronşit teşhisi koydu ve hastayı evine geri gönderdi. Kasap, rahatsızlığınıın giderek artması üzerine 3 kez aynı doktora gitti. Ancak Doktor A.G., Kasap’a yine astım ve bronşit teşhisi koyup geri gönderdi. Kasap, bu kez 14 Kasım 2011 tarihinde Ankara Turgut Özal Tıp Fakültesi Hastanesi'ne başvurdu. Kasap'a yapılan tetkiklerde kanser olduğu anlaşılan Kasap’ın bu hastalığının ileri aşamada olduğu belirlendi. Kasap, 9 ay sonra hayatını kaybetti.

Bu gelişmeler üzerine Kasap’ın ailesi, ilgili hastane ve doktor A.G.’yi Sağlık Bakanlığı’na şikayet etti. Bakanlığın talebi üzerine Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Muzaffer Metintaş, Prof. Dr. Sinan Enginel ve Prof. Dr. Füsun Alataş, konuyu araştırması için bilirkişi olarak atandı. Üç profesörün İl Sağlık Müdürlüğü'ne gönderdiği raporda, Doktor A.G.’nin Kasap’ın tedavisinde 4 maddede 8 hatasını yer verdi. Bakanlığın 3 profesöre hazırlattığı raporun ardından Kasap ailesi konuyu yargıya taşıdı. Aile adına Avukat Selamet Şen, Eskişehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak, Doktor A.G.’den 250 bin liralık tazminat talebinde bulundu. Dilekçede, Dr. A.G.’nin doğru teşhis koymayarak, Kasap’ın ölümüne yol açtığı iddia edildi. Davaya bakan mahkeme, dosyayı Adli Tıp Kurumu1. İhtisas Kurulu’na gönderdi. Ancak 1. İhtisas Kurulu’nun hazırladığı raporda tartışmalı kararlara imza attı. Acılı aile karara tepki gösterdi.

Bakanlığın isteği üzerine Osmangazi Üniversitesi’nde görevli alanında uzman 3 profesör tarafından verilen ve davalı doktor A.G.’nin 4 sayfadan oluşan, 4 ayrı maddedeki kusurlarını gösteren rapora yer vermemesi dikkat çekti. Ayrıca kurul, 15 sayfadan oluşan raporunda davacı avukatı Şen’in dilekçesine yedi satır yer verirken, davalı doktor A.G.’nin savunmasına 4.5 sayfa ayırdı. Bununla da kalmayan kurul, söz konusu dosyayı incelemesi için 3. İhtisas Kurulu’ndan Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Erelel’i davet edip, ilgili raporu görüştü. Bu raporda da skandal ifadeler kullanılması dikkat çekti. Raporda, davalı A.G.’nin, "Hastadan ileri tetkik istememesi nedeniyle kusurludur. Ancak gecikme olmaksızın tanısı konularak uygun tedavisinin yapılması durumunda da hastanın kurtulmasının kesin olmadığı, ölümün meydana gelmesindeki kusur oranının 8/2olarak değerlendirildiği.” ifadesi kullanıldı. ATK, gerekçeli kararında, Kasap’ın asıl ölüm nedeni olan akciğer kanseri tanısına yer vermek yerine kulak, burun, boğaz, nöroloji raporlarına yer vererek genişçe anlattı.

ATK’ nın raporuna itiraz ederek 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dilekçe ile başvuran Avukat Şen, ATK raporunun tam bir skandal olduğunu, bilirkişi kurumunun deformasyona uğratıldığını ve suiistimal edildiğini savundu. ATK raporunda, raportörün ayrımcılık uyguladığını kaydetti. “Doktor lehine olan görüş niteliğindeki raporu dört sayfa olarak rapor edilmiş. Davacının raporu 7 satır girmiş. Bu bir vakıadır.” dedi.

CİHAN

Yorumlar