Bakan Yıldız: Ölenlerin isim listelerini milletvekillerine de göndereceğiz

Enerji Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, talep üzerine maden faciasında hayatını kaybedenlerin listelerinin iktidar ve muhalefet partisi milletvekillerine gönderileceğini söyledi. Yıldız, maden faciasında ocaktaki 787 işçiden 485'inin kurtulduğunu, 284'ünün hayatını kaybettiğini, içeride halen 17-18 işçinin olduğunu belirtti.

Taner Yıldız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile TKİ Kurumu Eynez Yeraltı Kontrol Şube Müdürlüğü önünde 284 madencinin hayatını kaybettiği maden kazasının ardından yürütülen çalışmalarla ilgili açıklamalarda bulundu.

İlk olarak konuşan Bakan Yıldız, açıklamalarına maden ocağındaki gelişmeleri saati saatine aktardıklarını belirterek başladı. Madendeki yangının önemli ölçüde söndürüldüğünü ve karbonmonoksit oranının belirli bir orana düştüğünü söyleyen Yıldız, "Arama ve kurtarma ekiplerimizin daha rahat çalıştmaya başladığını sevinerek söylemeliyim. İçeride bozulan bir kısım yapının tahkim edilmesi, güçlendirilmesiyle alakalı da çalışmalar devam ediyor. Biz bugün işçi kardeşlerimize belli oranda ulaşacağımız kanaatindeyiz. Yoğun bir çalışma bu manada sürdürülüyor." dedi.

Rakamların manipüle edilmeye başlandığını söyleyen Yıldız, şöyle konuştu: "Değerli arkadaşlar, keyif alınacak bir konu değildir bu. Şu anda burada bulunan işçi kardeşlerimizin canlarıyla alakalı konuşuyoruz. Daha yüzlerce içeride işçi kardeşlerimizin olduğunu söyleyenler var. Bunu kesin bir dille söyleyerek rakamları veriyorum. 787 işçi kardeşimizle başladı biliyorsunuz kazanın olduğu saatte, 769 işçi kardeşimiz bir şekliyle çıktılar, geriye kaldı belki 17-18 kişi. Bunun sebeplerini sizler biliyorsunuz, adli tıpla ilgili konular var. Bakın 485 işçi kardeşimiz bir şekliyle sağ olarak çıktılar. Şu ana kadar 284 işçi kardeşimiz hayatlarını kaybetti. Bunlardan 282'sinin cenazesini ailelerine teslim ettik. En son bir DNA raporu daha geldi. Bir işçimiz de ailesine teslim ediliyor. Şu ana kadar 284 işçimizden 1'i hariç tamamını ailelerine teslim ettik. 787 işçimizle başlayan bu kaza 769 işçimizin canlı ve vefat etmiş olmasıyla beraber içeride ya 17 ya 18 civarında bir işçi kardeşimizi kurtarmakla şu anda meşgulüz. Bu rakamların özellikle vurgulanmasını isterim. İçeride daha yüzlerce işçi bulunduğu haberini kati bir dille de yalanlıyorum."

"MİLLETVEKİLLERİNE ÖLENLERİN LİSTELERİNİ GÖNDERECEĞİZ"

Üç işçinin durumları ağır olmamakla birlikte hastanede kontrol altında tutulduğunu kaydeden Yıldız, "Birçok ziyaretçimiz geliyor; iktidar, muhalefet partilerinden, sivil toplum örgütlerinden. Bugün KKTC Başbakanı ziyaret ettiler, acımızı paylaştılar. Bir talep var ve bizim de öngördüğümüz bir konuydu. Kesin ama net isimleri vermek için özellikle bu tarihleri bekledik. AFAD'ın web sitesinde hayatını kaybeden işçilerimizin isim ve doğdukları yerler yayımlanıyor. Hangi ildelerse o illerin ister iktidar ister muhalefet partilerinden olsun hiç fark etmez, çünkü bu bizim ortak acımız. Edirne'den Kars'a Sinop'tan Hatay'a varıncaya kadar 77 milyon yaralının bulunduğu bir hadiseden bahsediyoruz. O milletvekillerimizin de danışmanlarına ve kendi maillerine bu isim listeleri aktarılacak ayrıca. Bu konuda CHP'den Şafak Hanım'ın ve iktidar ve muhalefetten birçok milletvekili arkadaşlarımızın da talepleri vardı, biz de bunları değerlendirmiş olduk." şeklinde konuştu.

"3 İŞ MÜFETTİŞİ, 4 BİLİRKİŞİ, 2 DE SAVCI OCAĞA GİRDİ"

Ocağın tehlike ve risk teşkil etmeyen, işçi kurtarma ve arama faaliyetlerinin bulunmadığı bölümlerine savcı ve bilirkişinin girdiğini söyleyen Yıldız, şunları kaydetti: "Bunların içerisinde 3 iş müfettişi, 4 bilirkişi 2 de savcı bulunmaktadır. Kontrollü olmak kaydıyla ve ocağın her tarafında bulunmamak kaydıyla böyle bir işlem, zaten kazanın oluş tarihiyle beraber idari ve adli soruşturmanın başladığını söylemiştim."

"BURASI NÜMAYİŞ YAPMA YERİ DEĞİL"

Soma'ya otobüslerle bazı sivil toplum örgütlerinin gelmek istediklerini hatırlatan Yıldız, "Böyle bir hayat kurtarmayla veya işçilerimizi çıkartmayla alakalı faaliyetin bulunduğu yerde nümayiş yapamayız. Bu bizim geleneklerimize, göreneklerimize yetişme tarzımıza da ters. Hayatını kaybetmiş işçimizin defnedilmeden önce bu kadar nümayişi, ben yetişme tarzlarımıza da aykırı buluyorum. Bunu işçimize ve ölüye yapılan bir saygısızlık olarak da görüyorum. O yüzden bize gerek kurtarma ekibi adı altında gelen, gerekse 'ben burada bir şişe su verecektim' diye gelenlerin, bunların hepsi fiili olduğu için söylüyorum, her biriyle alakalı biz şu anda içeride bulunan işçi kardeşlerimizin aileleri ve yakınlarıyla alakalı burada bulunuyorlar. Nümayiş yapma yeri değildir arkadaşlar. Bugün farklı yazılar da yazıldı bu konuda. Suskunluğumuzun özellikle yanlış anlaşılmaması lazım gerektiğini ve bizim hayatını kaybetmişlere karşı bir saygı olarak isimlendirilmesi ve tanımlanması lazım geldiğini bir kez daha vurgulamak isterim. Biz burada tek bir şeye odaklandık; işçilerimizin oradan çıkartılmasını, eğer mümkünse sağ, ki ümitlerimiz çok azaldı, değilse mutlaka hayatını kaybetmiş olsalar da çıkartmaktır. Bundan başka da amacımız yok. Daha sonraki işlemlerde tabii ki her bir türlü idari yargıyla alakalı konuşmalarımız olacak." açıklamasını yaptı.

CİHAN