Bakan Güllüce: Kentsel dönüşümü sadece mühendis ve mimarlara bırakmamalı

Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, kentsel dönüşüme sadece mühendis gözüyle bakıldığını söyledi. Güllüce, "Kentsel dönüşüm sadece mühendis ve mimar gözüyle bakılmayacak kadar önemli bir konu. Bu işin insani yanı, sosyolojisi,...

Google Haberlere Abone ol
Bakan Güllüce: Kentsel dönüşümü sadece mühendis ve mimarlara bırakmamalı

Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, kentsel dönüşüme sadece mühendis gözüyle bakıldığını söyledi. Güllüce, "Kentsel dönüşüm sadece mühendis ve mimar gözüyle bakılmayacak kadar önemli bir konu. Bu işin insani yanı, sosyolojisi, psikolojisi birçok parametresi var. Sosyal etkileri çok kolay ölçemiyorsunuz, tartamıyorsunuz, belirleyemiyorsunuz. Bunu ölçemediğiniz için de kentsel dönüşümüm etkilerini baştan iyi tartıp, iyi biçip, iyi tartışıp, iyi konuşmak lazım. Sadece mühendis ve mimarlara bu işi bırakmamak lazım." dedi.

Mimar ve Mühendisler Grubu ile İstanbul Ticaret Odası'nın birlikte düzenlediği ‘Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu’ sempozyumu İstanbul Ticaret Odası’nda (İTO) gerçekleşti Sempozyuma; Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu, İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökhan Murat Kalsın, Mimar ve Mühendisler Grup Başkanı Murat Özdemir ve çok sayıda sektör temsilcisi katıldı.

Programda konuşan Bakan Güllüce, şehirleri çağdaş donatılara ulaşması gerektiği ve 81 ilde tespit edilen riskli yapılardan 106 bin 679’unun kentsel dönüşümüne başlandığını söyledi. Güllüce, “Kentsel dönüşüme sadece mühendis gözüyle bakılıyor. Bende mühendisim ama bu konu sadece mühendis ve mimar gözüyle bakılmayacak kadar önemli. Bu işin insani yanı, sosyolojisi, psikolojisi birçok parametresi var. Sade rakamlarla bakıldığı zaman, bina sayısıyla baktığımız zaman bu bizi aldatır. Bunun bir de insani ve sosyal yanı var. Bunu çok ciddi şekilde konuşmak ve görüşmek lazım. Çünkü o ölçülemiyor. Bina sayısını sayıyorsunuz, yüksekliği ölçüyorsunuz, kilometreyi buluyorsunuz, yolun genişliğini ölçüyorsunuz ama sosyal etkileri çok kolay ölçemiyorsunuz, tartamıyorsunuz, belirleyemiyorsunuz. Bunu ölçemediğiniz için de kentsel dönüşümüm etkilerini baştan iyi tartıp iyi biçip, iyi tartışıp konuşmak lazım. Sadece mühendis ve mimarlara bu işi bırakmamak lazım.” diye konuştu.

Siyasetin mümkün olanı yapmak olduğunu belirten Güllüce, şöyle devam etti: “Halka rağmen olmayacak. 1950 öncesi bir ülke değiliz. 50 öncesinin sloganı ‘Halka rağmen halk içindi’ 50’de sonra ise ‘Yeter söz milletin’ denmiş. Şuan hem söz hem hakimiyet milletin. Kentsel dönüşüm de dahil olmak üzere bu uygulamaya başlandı. Siyaset mümkün olanı yapmak Mümkün olmayanı söylerseniz karşınızdakine doğru söylememiş olursunuz. Olabilecek olanları hem düşünüp hem de projelendirmek lazım ama mümkün olanlarda her zaman doğru olanlar olmuyor. Olması gerekenle olanlar örtüşmüyor hiçbir zaman. Şehircilikte de böyle olması gerekenle olabilecek olan, yapılması gerekenle yapabilecekleriniz aynı şeyler değil.”

Göç veren şehirleri sıralayan Bakan Güllüce, “Eğer siz buranın imarını yapamamışsanız, insanların orda durması için doyurucu bir yapı oluşturmamışsanız, insanlar nerede iş bulabilecekse ekonomik imkan sağlayacaksa o tarafa doğru kayıyor. Akışta o kadar hızlı olmuş ki. Belediyeler yetişememişti. Bu vatandaşın göç hızına bu nedenle olumsuz şehirler ve olumsuz yapılaşmalar oluşmuştur.” ifadelerini kullandı.

TOPBAŞ: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ RANTA ÇEVİRMEMELİYİZ

İBB Başkanı Kadir Topbaş ise, yönetimlerin kendi ideolojik yapılarına göre şehirlerde farklı çalışmalar yaptığını söyledi. Topbaş, “Kentler hangi fonksiyonları, işlevleri üstlenecekler, bunların kararını vermediğimiz için bugün maalesef yöneticilerin kendi siyasi perspektifleri doğrultusunda şehirler gelişti. Her yöneticiye göre yeni, farklı adımlar atıldığını görmekteyiz bu da gelecek adına kaygı verici. Kurumsal planlar yapılmalı.” şeklinde konuştu.

Yapılan site modeli evlerin insanlar arasında ayrışmaya yol açtığını söyleyen Topbaş, “İstanbul’da siteler tarzında ayrıştırılmış, ekonomik durumları aynı durumda olan insanlar birbirleriyle ilişki kuruyor, diğerini hissetmiyor. Belli yerde yaşayanlar arka sokaklardaki problemlerin farkında değiller. Aradaki uçurumlar giderek artmakta, makas açılmakta.” dedi.

İstanbul’da deprem riski söz konusu olduğunu hatırlatan Topbaş, “Kentsel dönüşümü İstanbul için bir şans olarak görmeliyiz. Bir ranta çevirmeden üzerinde hassasiyetle durmalıyız. Bazı sıkıtılar yaşanmakta. Maalesef dünyada bir rant iştahı var. Bununla mücadele etmek kolay değil.” ifadelerini kullandı.

CİHAN

Yorumlar