Bahçeli'den Operasyon Açıklaması
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin “İstanbul’da Yürütülen Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturması”yla ilgili açıklamalarda bulundu.
Bugün sabah saatlerinde İstanbul’da başlayan ve üç koldan
yürütüldüğü anlaşılan “Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu” doğal olarak
tüm dikkatleri üzerine çekmiştir.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Organize Suçlarla Mücadele ve
Mali Şube ekiplerince kamu ihalelerine fesat karıştırma ve rüşvet
iddiaları kapsamında şimdiye kadar 49 kişi gözaltına
alınmıştır.
Aralarında yandaş işadamlarının, bakan çocuklarının, AKP’li
danışman ve bürokratların, AKP’li Fatih Belediye Başkanı’nın ve bir
kamu bankası genel müdürünün de bulunduğu şüpheliler çok vahim
suçlamalarla soruşturma sürecine dâhil edilmişlerdir.
Bir yıllık teknik ve fiziki takip sonucunda yolsuzluk ağlarının
deşifre edildiği, kirli kazanç bağlantılarının belirlendiği, rüşvet
çarkının tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Sahte belgelerle hayali ihracat teşebbüsleri, altın kaçakçılığı,
kara para aklama, rüşvetle vatandaşlık dağıtımı, imar
usulsüzlükleri, rant yolsuzlukları, arazi vurgunculuğu ve ihalelere
fesat karıştırma gibi ağır suç ve suçlamalar iktidar yönlendirmeli
yandaş ve yolsuzluk çetelerini köşeye sıkıştırmıştır.
İstanbul’daki yolsuzluk operasyonu bir kez daha göstermiştir ki,
hükümet boyunu aşan kir ve karanlık işlere bulaşmış, çıkar
ilişkilerinin, kul ve yetim hakkını gasp eden ahlaksızlıkların
merkez üssü haline gelmiştir.
Nitekim Başbakan Erdoğan’ın yönetimi altında Türkiye resmen;
yolsuzluğun, yoksulluğun ve yasakların hâkimiyeti altına
girmiştir.
Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz hırsızlar, yağmacılar,
talancılar, hortumcular, yan kesiciler, komisyoncular, tefeciler ve
tufeyliler AKP hükümetinin etrafında öbek öbek toplanmışlar, aynı
amaca doğru yönelmişlerdir.
Şu günkü şartlarda, hükümetin sevk ve idare ettiği yolsuzluk ve
hukuksuzluk kervanı gizlenemeyecek, saklanamayacak ve örtülemeyecek
kadar büyümüş, kökleşmiş, her tarafı sarmıştır.
Kara para zincirinin halkaları, gayri meşru gelir kapılarının
parçaları, yasa dışı yollarla servet üstüne servet edinen mafyatik
yapılanmaların uzantıları AKP’ye tam olarak sızmış ve hatta ele
geçirmiştir.
İstanbul’da yürütülen ve çok ayaklı devam eden yolsuzluk
soruşturması bunu bir kez daha ispatlamıştır.
Her şeyden önce sürdürülen adli soruşturma nereye uzanırsa uzansın,
ucu kime dokunursa dokunsun mutlaka sonuna kadar
götürülmelidir.
Türkiye yolsuzluklarla hesaplaşmalı, temiz toplum, temiz yönetim ve
temiz siyaset için herkes samimi bir şekilde mücadele
etmelidir.
Kanunsuzluklarla baş edebilmek ve yolsuzluk damarlarını kökünden
kesip atabilmek için bu tarihi fırsat heba edilmemelidir.
AKP’nin 11 yıllık iktidar süresinde defalarca yazılı ve görsel
medyaya intikal etmiş iddialar ve şaibeler de devam eden hukuksal
sürece eklemlenerek ülkemiz yolsuzlukların zincirinden
kurtarılmalıdır.
Geldiğimiz bu aşamada, hükümetin tüm kirli çamaşırları, tüm
hukuksuz, vicdansız ve kural tanımaz aşırmaları deşifre
edilmelidir.
AKP iktidarı millet önünde yargılanmalıdır.
Gemicik sahiplerinden yumurtacılara, mısırcılardan enerji
ortaklarına kadar kim varsa biriktirdikleri servetleri, şişkin
banka hesapları, dünyalıklarını erken yaşlarda fazla fazla
kazanmalarının derin sırları detaylı olarak mercek altına
alınmalıdır.
Ayrıca söz konusu hukuki süreci; yıpratmak, sulandırmak ve
rotasından saptırmak amacıyla gündemde sıcaklığını koruyan siyasi
bir kutuplaşmaya, malum anlaşmazlığa ve sözde rövanşist bir çıkışa
bağlamak en azından pişkinlik ve utanmazlık örneğidir.
Meseleyi “Hükümet-Cemaat” çekişmesine hapsetmek, yolsuzluklarla
ilgili soruşturmayı zamanlama itibariyle manidar bulup yakın
geçmişteki iktidar tasarruflarına misilleme olarak yorumlamak son
derece maksatlı, son derece kasti ve oldukça da akıl dışıdır.
Başbakan Erdoğan’ın “tehditlere boyun eğmeyeceğiz” diyerek hedef
saptırma girişimi, “birilerinin topu tüfeği varsa bizim Allah’ımız
var” ifadeleri suçüstü yakalanan ve üste çıkmaya gayret eden
telaşlı bir zihniyetin çırpınışlarından başka bir şey değildir.
Yolsuzlukları örtbas etmeye, milli irade dolandırıcılığıyla
akılları karıştırmaya ve siyaset
cambazlığıyla günahları örtmeye hiç kimse, hele ki Başbakan Erdoğan
asla kalkışmamalıdır.
Aziz milletimiz çalan, çırpan ve haksızlıklarla menfaat temin eden
kim olursa olsun yakalarından tutulmasını ve bunlardan hesap
sorulmasını beklemektedir.
Ayrıca mahdumları haram para peşinde koşan ve nüfuz ticareti
yoluyla hukuk dışı iş, işlem ve ilişkilere karışan bakanların
mevcut hal ve durumlarını gözden geçirmeleri siyasi ahlakın bir
gereği olacaktır.
Türkiye her anlamda arınmalı, her bakımdan paklanmalı, her düzeyde
temizlenmelidir.
Tüyü bitmemiş yüzbinlerce yetimin, mağdur olmuş milyonlarca
mazlumun hakkına el uzatacak kadar İslam’dan, insaftan ve
insanlıktan uzaklaşanlar sona yaklaşmış, krediyi tüketmiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul’da süren yolsuzluk
soruşturmasını titizlikle ve büyük bir özenle takip edecektir.
Hukuka saygı duymak herkes için ortak yükümlülüktür.
Bu kapsamda siyasi telkin ve müdahalelerin olmaması konusunda
özellikle Başbakan ve hükümeti çok dikkatli hareket etmek
zorundadır.
Bugünkü ortamda gecikmeyle de olsa yargı devreye girmiş,
inisiyatifi ele almıştır.
Başbakan Erdoğan ‘Uluslararası Yolsuzluk Algısı Endeksi’ndeki
sıralamayı 2002’ye göre mukayese etmek yerine, her anlamda
yolsuzluğa gömülen etrafına, ailesine ve bizzat da aynadaki
akislerine acilen odaklanmalıdır.
Yorumlar