AYM'nin iptal ettiği ÇED muafiyeti yeniden Danıştay’a iletilecek

Geçtiğimiz yıl Çevre Kanunu’na geçici 3’üncü madde olarak konulan ve çok sayıda büyük projeye Çevresel Etki Değerlendirmesi(ÇED) muafiyeti getiren değişiklik Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından durduruldu. Anayasa Mahkemesi`nin verdiği...

Google Haberlere Abone ol
AYM'nin iptal ettiği ÇED muafiyeti yeniden Danıştay’a iletilecek

Geçtiğimiz yıl Çevre Kanunu’na geçici 3’üncü madde olarak konulan ve çok sayıda büyük projeye Çevresel Etki Değerlendirmesi(ÇED) muafiyeti getiren değişiklik Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından durduruldu. Anayasa Mahkemesi`nin verdiği karar tüm çevre mevzuatına yansıyarak özellikle 3. Köprü, İzmir – İstanbul (Gebze) Otoyolu, Ilısu Barajı ve HES projelerinde ÇED muafiyeti artık uygulanamayacak. Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baran Bozoğlu da, verdikleri mücadele sonucu mahkemenin verdiği kararın takipçisi olacaklarını ifade etti. Bozoğlu, “Anayasa Mahkemesi`nin verdiği kararı Oda olarak Danıştay`a ileteceğiz ve ÇED muafiyeti verilen tüm projelerin, temel insan hakkı olan sağlıklı çevrede yaşama hakkı kapsamında ÇED sürecinin başlatılmasını talep edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baran Bozoğlu, projelerin Çevresel Etki Değerlendirme sürecinden muaf tutulması için hükümet tarafından yoğun mesai harcandığını ve Danıştay`ın verdiği yargı kararları yok sayıldığına değindi. Bozoğlu, yüzlerce projenin ÇED sürecinden muaf tutulması ve halkın bilgilendirilmesi için düzenlenen toplantılardan, olası çevresel etkilerin ve alınabilecek önlemlerin bilimsel temellerle kamuoyu ile paylaşılmasından kaçınılmasına karşı mücadele verdiklerine değindi.

ÇED Yönetmeliğinde yapılan değişiklikler konusunda yaptıkları itirazların Anayasa Mahkemesi tarafından haklı bulunduğunu ifade eden Bozoğlu, yaşanan süreci şöyle anlattı: “ÇED yönetmeliği’nin 2. maddesi 1993 yılında yayımlanmasının ardından, yargının iptal kararlarına rağmen 8 defa yönetmeliğe konulmuş, yine Odamızın açtığı dava ile 1 Nisan 2014`te iptal kararı verilmiş fakat Danıştay`ın kararı yok sayılarak tekrar 5 Nisan 2014`te yönetmeliğe konulmuştu. Ertesi gün odamız derhal yeni davayı açmıştı. Davamız nedeniyle bu düzenlemenin de iptal edileceğini ön gören Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yönetmelikle yetinmemiş, aynı düzenlemeyi Çevre Kanunu`na torba kanun ile konulmasını sağlamıştır. Bu düzenlemeye karşı, kanun iptali için yetkili olan ana muhalefet partisi CHP`ye odamız tarafından Danıştay`da yönetmeliğe dair açılan davalar hakkındaki bilgiler iletilmiştir. CHP, Anayasa Mahkemesi`nde geçen yıl dava açarak Çevre Kanunundaki bu düzenlemenin iptalini istemiştir. Anayasa mahkemesi de kararını vermiş ve yine ders verir nitelikte bir açıklamayla projelerdeki ÇED muafiyetlerini iptal etmiştir.”

Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar neticesinde ÇED muafiyetinden birçok projenin yararlanamayacağını ifade eden Bozoğlu, “Faiz lobilerinden para alınabilmesi için İngilizce ÇED raporları hazırlanmasını meşru gören fakat toplum için gereksiz bulan hükümetin sırf ÇED raporu hazırlanmasın diye birçok hukuksuzluğa imza atmasına karşı Anayasa Mahkemesi`nin verdiği karar tüm çevre mevzuatına yansıyacaktır. 3. Köprü`de, İzmir – İstanbul (Gebze) Otoyolu`nda, Ilısu Barajında, onlar HES projesinde ÇED muafiyeti artık uygulanamayacaktır.”

Türkiye’nin çevre sorunlarının kronikleşmesinde, adaletsizliğin, hukuksuzlukların artmasında, ülke kaynaklarının yok edilmesinde büyük rolü olan ÇED Muafiyeti sürecinin oluşturduğu tahribatın hesabının mahkemelerce mutlaka sorulması gerektiğine değen Bozoğlu şöyle devam etti: “Gelişmiş ülkeler daha katılımcı bir anlayışla, bütüncül ele alarak ÇED süreçlerini nasıl yapabileceğini tartışırken, geri kalmış ülkeler gibi ÇED sürecinde muafiyet yaratmaya çalışmak aynı zamanda anti demokratikliğin ve kamu yararını gözetmemenin, plansızlığın yansımasıdır. ÇED bir belge veya rapor değildir. ÇED bir süreçtir. ÇED bir planlamadır. Bu planlamaya göre projelerin yapılıp yapılmayacağına karar verilmelidir. Aksi halde, yanlış projelerle halk sağlığı ve ülke ekonomisi zarar görmekte bundan sadece halk değil yatırımcı da olumsuz etkilenmektedir. Anayasa Mahkemesi`nin verdiği kararı Oda olarak Danıştay`a ileteceğiz ve ÇED muafiyeti verilen tüm projelerin, temel insan hakkı olan sağlıklı çevrede yaşama hakkı kapsamında ÇED sürecinin başlatılmasını talep edeceğiz.”

CİHAN

Yorumlar