Askerî belge davasında yargılamanın durdurulması talebi reddedildi

İzmir'de 38'i muvazzaf, 59'u tutuklu 357 sanıklı, tehdit ve şantajla askerî bilgi ve belge temin etme davasına, Başbakanlık Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ın gündeme getirdiği, "Orduya kumpas kuruldu" iddiası damga vurdu.

Google Haberlere Abone ol
Askerî belge davasında yargılamanın durdurulması talebi reddedildi

İzmir'de 38'i muvazzaf, 59'u tutuklu 357 sanıklı, tehdit ve şantajla askerî bilgi ve belge temin etme davasına, Başbakanlık Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ın gündeme getirdiği, "Orduya kumpas kuruldu" iddiası damga vurdu. Kumpas tartışmalarının ardından Balyoz, Ergenekon ve İstanbul'da görülen askerî casusluk davasının yeniden görülmesi istenirken İzmir'de görülen söz konusu davada sanık avukatları yargılamanın durdurulmasını, asker sanıkların askerî mahkemede yargılanmasını ve tutuklu sanıkların tahliyesini talep etti. Mahkeme heyeti, yargılamanın durdurulması taleplerinin reddine karar verdi. Duruşmayı CHP İzmir milletvekilleri Alaattin Yüksel, Erdal Aksünger ve Musa Çam ile Muğla Milletvekili Nurettin Demir de izledi.

Davaya, İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmada bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklarla avukatları hazır bulundu. Duruşmanın başında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "İçeride günahsız yatan çok kişi var." sözüyle Başdanışman Akdoğan'ın, "Orduya kumpas kuruldu." iddiasını gerekçe gösteren avukatlar, yargılamanın durdurulmasını istedi. Av. Mahmut Yılmaz, kumpas kurulduğu iddialarının dikkate alınarak tutuklu sanıkların bir saat dahi içeride kalamayacağını iddia ederek, yargılamasının durdurulmasını talep etti. Av. Andaç Şükrü Zaloğlu da yargılamanın bu saatten sonra devam etmesinin hukuken mümkün olmadığını öne sürerek, durdurulması gerektiğini söyledi. Yargılamaya devam edilmesinin, akıntıya kürek çekilmesi anlamına geleceğini savunan Av. Zaloğlu, "Bu güvensizlik ortamında yargılamaya devam edilemeyeceği gerekçesiyle yargılamaya devam edilemeyeceği kararının verilmesi, tutukluların tamamının da adli kontrol yöntemleri uygulanarak tutukluluk hallerinin kaldırılarak, duruşmaya ara verilmesini talep ediyoruz." dedi. Talepleri değerlendiren savcı, mevzuat değişiklikleri ve özel yetkili mahkemelerin kapatılması hususunda henüz net bir durum olmaması sebebiyle taleplerin reddini istedi. Mahkeme heyeti ise özel yetkili mahkemeler kaldırıldığını hatırlatarak, TMK 10. maddeyle görevli mahkemelerin görevlerini ifa ettiğini, halen hukukta bulunduğunu belirterek, düzenleme çalışmalarına rağmen devletin devamlılığı prensibi sebebiyle taleplerin reddi ve yargılamanın devam edilmesi yönünde karar verdi.

Av. Hakkı Çelik ise muvazzaf subay ve astsubaylarla ilgili dosyanın ayrılmasını, mahkemenin görevsizlik kararı vermesini ve asker sanıkların askerî mahkemede yargılanmasını talep etti. Bu talebi değerlendiren Mahkeme Başkanı Atilla Rahman, önceki duruşmalarda bu konudaki talepleri değerlendirerek reddi yönünde karar verdiklerini, aynı kararın geçerli olduğunu ve muvazzaf askerlerle ilgili yargılamanın da mahkemelerinde devam edeceğini belirtti.

Daha sonra tutuksuz sanıklardan, GATA Üroloji Bölümü'nde görev Prof. Dr. Tabip Kıdemli Albay Temuçin Şenkul savunma yaptı. Hakkındaki iddiaları reddeden Şenkul, mesai arkadaşlarıyla yaptığı, içeriği bile belli olmayan konuşmadan ötürü örgüt üyeliğiyle suçlandığını, bunun akıldışı olduğunu belirterek, iddianamede adı geçen 350 sanığın hiçbiriyle irtibatı olmadığını söyledi. Şer yuvası tarafından eşi ve kendisinin fişlenerek mağdur edildiğini ifade eden Şenkul, "Burada yargılanıyor ve savunma yapıyor olmaktan hicap duyuyorum. Beraatimi talep ediyorum.” dedi. Kendisine iftira atıldığını ve oyun oynandığını iddia ederek, bunu yapanların bir gün sanık sandalyesinde olacağını, kendilerinin de onları seyredeceğini söyledi. CİHAN

Yorumlar