Arjantinli Adrian: Sivil toplum kuruluşlarının eğitimdeki rolü önemli

'Türkiye’nin eğitimle sınavı ile uluslararası tecrübeler ışığında eğitim politikası ve çözüm arayışları'nın tartışıldığı 31.

Google Haberlere Abone ol
Arjantinli Adrian: Sivil toplum kuruluşlarının eğitimdeki rolü önemli

'Türkiye’nin eğitimle sınavı ile uluslararası tecrübeler ışığında eğitim politikası ve çözüm arayışları'nın tartışıldığı 31. Abant Platformu devam ediyor. Çeşitli ülkelerden gelen eğitimcilerin katıldığı toplantıda ülkelerin eğitim modelleri ve sıkıntılar ele alınıyor. Ülkesindeki eğitimi değerlendiren Arjantin Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Birimi Danışmanı Prof. Suarez Gerardo Adrian, "Sivil toplum kuruluşlarının eğitimdeki rolü çok önemli. Sadece devlet tekelinde olmamalı. Bizler sistemdeki boşlukları bulup bunlara alternatif çözümler getirmeliyiz.” dedi.

İstanbul Conrad Otel’de yapılan 31. Abant Toplantısı’nda, eğitimdeki sorunlar ele alınıyor. Toplantının ikinci günündeki ilk oturumunu Gazeteci Yazar ve Avrupa Parlamentosu eski üyesi Joust Lagendijk yaptı. Nijerya Ortak Kabul ve Başlama Kurulu Kayıt Uzmanı ve Baş Yöneticisi Prof. Dibu Ojerinde, ülkesindeki üniversitelerin öğrenci alım şeklini ve eğitim sistemini anlattı. Nijerya’nın yapısından kaynaklanan nedenlerden dolayı eğitimde bazı kesimlerin gelişemediğini kaydeden Ojerinde, “Kırsal alanla yaşayan halk gelişmemiş. Devlet üniversitelerinin oranı 40’a 20. Üniversitelere yetenekleriyle öğrenci alınıyor. Daha az gelişmiş bölgelerden öğrenci alabilmek için kota tanınıyor. Kabul şartları bölgelere göre değişiyor. Burada ölçek kullanıyoruz. Bu bir finansal belge. 23 tane ders adının bulunduğu bu belgede 4 ders seçiliyor. Öğrenciler sınava girerken biyometrik tanıma kullanılıyor. Bunun için parmak izini kullanıyoruz. İnternetten de ulaşılabilen kayıt mektubuyla sınava alıyoruz. Sınavlarda kopya çekerken yakalanan öğrenci yargılanıyor ve hapse giriyor. Hesap makinesi, kalem, silgi veriyoruz.” diye konuştu.

Avusturya Eğitim Bakanlığı Soysal Eşitlik Uzmanı Dr. Barbara Herzog-Punzenberbger, ülkesinde ilkokula 6 yaşında başlandığını söyledi. Özel okullarla ilgili sistemde tercih seçeneklerini değiştirmeyi planladıklarını ifade eden Punzenberbger, “Hemen değiştirmek mümkün değil. Okul seçimi konusunda genel bir problem var. Çocukların anlaşılması ve yetenekleri çerçevesinde seçilmesi zor. Şu anda eğitim seçiminde süreci ertelemeyi planlıyoruz. Ortaokul seviyesi 14 yaşına kadar devam ediyor. Sonrasında farklı okul türlerine geçebiliyorlar. Öğrenciler genellikle genel liselere, az miktarda da akademik liselere gidiyorlar. Kırsal kesimdeki öğrenciler genellikle akademik liseleri tercih etmiyor. Yüksek teknoloji okulları ülkede bir denge sağlıyor. Farklı guruplardan öğrencileri bir araya getiren bir okul olduğu için eşitlik sağlanıyor. Burada ister meslek öğreniyorlar isterse buradan üniversiteye devam edebiliyorlar.” şeklinde konuştu.

Japonya EIKOH Halkla İlişkiler Yöneticisi Reiko Tokutaka, Japonya’da geçmişte yaşanan krizlerin eğitim gücüyle aşıldığını söyledi. Tokutaka, şöyle devam etti: “Özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan sonra toparlanmasında çok önemli rol oynadı. Ekonomi geliştikçe daha fazla ortaokul mezunu liseye, liseliler de üniversiteye devam etti. Ekonomik büyümeden sonra insanlar farklı şeyler talep etmeye başladılar. Yüksek öğretime olan ilgili artan taleplere bağlı olarak dershanelerin sayısını arttırdı. Dershaneler eğitimde önemli bir yer aldı.”

Arjantin Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Birimi Danışmanı Prof. Suarez Gerardo Adrian, ülkesindeki eğitimde devlet imkanlarının ve dershanelerin önemine dikkat çekti. Özel eğitim sisteminde, Sivil Toplum Kuruluşları’nın, bireylerin ve dini gurupların açtığı eğitim kurumlarında eğitim verildiğini ifade eden Adrian, “Eğitimdeki temel etkenlerden ilki çocukların kaliteli bir şekilde eğitilmesi için sosyal durum ve milliyet ne olursa olsun devletin bekasına fayda sağlamak. İkinci hedef ise vatandaşların ve eğitim sürecindeki insanların birbirlerini rakip değil birleştirici bir güç olarak görmesi. Bu iki hedefi de gerçekleştirmek kolay değil. Zaman zaman çıkar çatışmaları yaşanıyor. Ölçüm teknikleri ve müfredat konusunda anlaşmazlıklar çıkabiliyor. Çatışmaları göz ardı etmeden diyalog ortamı oluşturarak, hükümet değil devletin garantör olarak kaliteyi sağlaması çatışmaların önlenmesi açısından çok önemli. Sivil toplum kuruluşlarının eğitimdeki rolü çok önemli. Sadece devlet tekelinde olmamalı. Bizler sistemdeki boşlukları bulup bunlara alternatif çözümler getirmeliyiz.” diye konuştu.


CİHAN

Yorumlar