Antarktika'ya giden ilk Türk akademisyen, buzul dünyasını inceledi

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yakup Çelik, Antartika'ya giderek buzul dünyasını inceleyen ilk Türk bilim adamı oldu.

Google Haberlere Abone ol
Antarktika'ya giden ilk Türk akademisyen, buzul dünyasını inceledi

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yakup Çelik, Antartika'ya giderek buzul dünyasını inceleyen ilk Türk bilim adamı oldu. Çelik, Antarktika Kutup Bilimsel Araştırmalar Merkezi (TAKBAM) tarafından oluşturulması planlanan Türkiye üssünün jeolojik yapısını da inceledi. 13 ülke geçerek bölgeye ulaştığını kaydeden Çelik, "Güvenlik nedeniyle belli bölgelere giremedik. Sahilde bulunurken buzların kırılma sesi insanı çok etkiliyor.” dedi.

İÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yakup Çelik, 'Türk Antarktika Programı' kapsamında, 6 Ocak'ta Antarktika yolculuğuna çıktı. Türkiye’den yola çıkan Çelik, Bulgaristan'daki ekiple birlikte önce Roma’ya ardından da Arjantin’e ulaştı. Daha sonra sırasıyla Patagonya ve Macellan Boğazı’nın en stratejik noktalarından biri olan Punta Arena bölgesine gitti. Ekip, buradan lojistik desteği aldıktan sonra Bulgaristan’ın Antarktika’daki üssüne ulaştı. Türkiye’nin Antarktika’da üssü bulunmuyor. Bu nedenle Bulgaristan üssünü kullanan Çelik, Antarktika ile ilgili 1959 yılında yapılan Washington Anlaşması bulunduğunu ancak Türkiye’nin de bu konsorsiyuma 1995 yılında attığı imza ile katıldığını söyledi. Ancak Türkiye konsorsiyumda ‘istişari olmayan üye’ konumunda bulunuyor.

HEM STRATEJİK HEM DOĞAL

Geziyi ve Antarktika’da yaptığı çalışmaları Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) değerlendiren Çelik, kıtaların hareketi teorisiyle Antarktika’nın ana karadan koparak bugünkü yerine geldiğini ve dolayısıyla Güney Afrika ve Avustralya’da bulunan yer altı kaynaklarının şu anda Antarktika’da da olmasının mümkün olduğunu belirtti. Çelik, “Batılılar ve emperyalistlerin buraya gitme amacı; fosil yakıtlar ve yeraltı zenginlikleri. Gördüğüm kadarıyla bir takım kuars damarları var. İçinde altın da olabilen metalik ve stratejik mineraller açısından da çok önemli bir bölge. Bundan da önemlisi kirlenmemiş doğası, balinadan tutun da her türlü deniz canlısını görebiliyorsunuz.” dedi.

Beyaz kıtaya indikten sonra temiz hava ve penguenler tarafından karşılandıklarını belirten Çelik, “Kampta maliyet nedeniyle işçi ya da aşçı bulundurulması mümkün değil. Herkes kendi işini yapıyor. Biz de bir günde iki arkadaş nöbet tutarak sırayla karşıladık. Gemiden Zodyak botlara binerek buzları küreklerle öteleyerek kıyıya yanaştık. Üstte, bütün ihtiyaçlarımızı nöbet yöntemiyle kendimiz karşıladık. Üstten dışarı çıkarken en az iki kişi oluyorduk. Tek başına çıkmıyorsunuz, telsizle haberleşiyorduk. Son 20-30 yıl içinde küresel ısınma ile orada buzul çökelleri oluşuyor. Bizde ‘hal geçmişin aynısıdır’ görüşü vardır. Şimdi ne oluyorsa geçmişte de o oluyordur. Orada eriyen buzulları çalıştım. Bu, daha eski olan buzul çökellerine ilişkin bir model teşkil edecek. Sedimanlar arasında 300-400 metre buzul altındaki kaya parçaları var. Dolayısıyla kaynak ve rezerv alan hakkında buradaki bulgular bize bilgi veriyordu. Mesela Ruslar, kutba yakın bir noktada yaptıkları araştırmada buldukları tatlı su gölünü buzulların 2 bin 5 metre altında keşfetmiş. Bazı bölgelere gitmek gerçekten zor. Çünkü buz çatlakları var, zaten izin vermiyorlar. Düştüğünüz anda yaşama şansınız yok. Buzullar zaman içinde eriyip çatlıyor. Sahilde on dakika kalsanız buzulların kırılma sesi sizi etkiliyor." şeklinde konuştu.

ANTARKTİKA'DA TÜRKİYE ÜSSÜ

Çelik, Antarktika’da 31 ülkenin üssü bulunduğunu ancak toplam üs sayısının yüzün üzerinde olduğunu anlattı. Birden fazla üssü olan ülke de bulunduğunu belirten Çelik, “Kış aylarında araştırmacı sayısı binlere kadar düşerken yaz aylarında bu sayı on bin civarında. Orada kalıcı olabilmek için de üssünüzün olması şart." ifadesini kullandı.

Bölgedeki araştırmaları sırasında topladığı numunelerin kuşlar tarafından dağıtıldığını anlatan Çelik, yeniden numune toplamak için saatlerce uğraşmak zorunda kalışını güzel bir anı olarak anlattı. Çelik’in bir diğer hatırası ise askeri bölgede bulundukları sırasında yanına gelen Brezilyalı bir asker olmuş. Türk Bayraklı kıyafetini görüp yanına gelen subayın da Müslüman olduğunu söylediğini ve gezide kendisi için güzel bir hatıra olduğunu anlattı.



CİHAN

Yorumlar