Annesinin böbreğiyle ikinci hayat
Azerbaycan’da yaşayan 26 yaşındaki iki çocuk annesi Könül Stotskaya, şu anda 9 aylık olan kızının sezaryen yöntemiyle dünyaya gelmesinin ardından iki böbreğinin yetmezliğe girerek çalışmadığını öğrendi.
Azerbaycan’da yaşayan 26 yaşındaki iki çocuk annesi Könül
Stotskaya, şu anda 9 aylık olan kızının sezaryen yöntemiyle dünyaya
gelmesinin ardından iki böbreğinin yetmezliğe girerek çalışmadığını
öğrendi. Kızının doğumuna sevinirken, sağlık durumu bozulan ve
haftada 3 gün diyalize girmek zorunda kalan Stotskaya,
Azerbaycan’da bir TV programına çıkarak yardım istedi. Başına gelen
üzücü olayı anlatan ve nakil ameliyatı olabilmek için destek arayan
Könül Stotskaya, Azerbaycan’da organ nakli ameliyatının
yapılmasıyla ilgili teknik bazı yetersizlikler bulunduğundan dolayı
Türkiye’ye getirildi.
Acıbadem Bursa Hastanesi’nde Böbrek Nakli Bölüm Başkanı Prof. Dr.
Bülent Oktay tarafından nakil ameliyatı gerçekleştirilen Stotskaya,
Nefroloji Uzmanı Dr. Hüseyin Çelik’in ameliyat öncesi ve sonrası
takipleriyle izlenerek sağlığına kavuşturuldu. Üzücü olaylar
nedeniyle moralinin çok bozulduğunu anlatan Könül Stotskaya,
“Kızımı kucağıma aldım, eşim, annem hepimiz çok mutlu olduk. Ancak
doktorların bana bir kötü haberi vardı. Sezaryen komplikasyonları
ve başka sorunların da eklenmesiyle her iki böbreğim de artık
çalışmıyordu. Sapasağlam, sağlıklı bir insanken birdenbire bunu
duyunca dünya durdu sandım. Ne yapacağımı şaşırdım.” diye
konuştu.
Doktorların diyalize girmesine yönelik öneri ve yönlendirmeleriyle
haftanın 3 günü diyalize girmeye başladığını belirten Könül
Stotskaya, şunları söyledi: “Her kadın 9 ay bebeğini karnında
taşıdıktan sonra onun mutluluğunu, sevdikleriyle doyasıya yaşamak
ister. Ben bu mutluluğu yaşayamadım. Çocuğuma sarılıp onu bağrıma
basacakken, ona vereceğim zamanı diyalizde geçirmeye başladım.
Annem çocuklarıma bakıyordu. 5 yaşında da bir oğlum var. Eşim de
annem de durumuma çok üzülüyordu. Sonunda diyalizle bir hayat
sürdürmeye dayanamayacağımı anladım. Doktorlara danıştım, onlar da
uygun bir böbrek bulunursa nakil olmanın beni yaşatacağını söyledi.
Ancak kendi ülkemde bu imkanı bulamadık. Türkiye’ye geldim.
Doktorlarım benimle çok sıcak bir şekilde ilgilendi. Her soruma
ilgiyle, sabırla cevap verdiler, ülkemden, çocuklarımdan
uzaktaydım, çok stresliydim, beni sakinleştirmek için uğraştılar.
Her konuda yardımcı oldular. Prof. Dr. Bülent Oktay başta olmak
üzere Dr. Hüseyin Çelik’e, hemşirelere ve tüm sağlık personeline ne
kadar teşekkür etsem azdır. Annemin hakkını da asla ödeyemem. Beni
ikinci defa doğurdu annem. Onun sayesinde yaşıyorum, ben de bir
anneyim. Annem hem beni kurtardı, hem de iki çocuğumu kurtarmış
oldu. Kendisine minnetin ötesinde gönül borcum var, ne yapsam
ödenmez.”
“TÜRK DOKTORLARINA MİNNETTARIZ, HAKLARINI ÖDEYEMEYİZ”
Könül Stotskaya’nın annesi 57 yaşındaki Lidiya Stotskaya ise
kızının çektiği acılardan ötürü bir anne olarak çok yaralandığını,
çaresizlik ve umut arasında gidip geldiğini belirterek, “Doktorlara
bu derdin çaresini sorduk. Nakil olması lazım dediler. Hiç
düşünmeden gönüllü oldum, kızım da bir anne. İki küçük çocuğu var.
Haftanın 3 günü diyalizde 5-6 saat zamanı geçiyordu, diyalizden
çıktıktan sonra da çok sağlıklı değildi. Onun her gün eridiğini,
üzüldüğünü görmek bir anne olarak beni de kötü etkiliyordu. İyi ki
testlerimizin sonuçları iyi çıktı. İyi ki benim böbreğim kızıma
uydu. Allah yardım etti, doktorlar da çok bilgiliydi. Hocalarımıza
ne kadar teşekkür etsem az gelir, kızımın hayatını kurtardılar.”
şeklinde konuştu.
"UZUN SÜRE DİYALİZE GİRMEYİ ÖNERMİYORUZ"
Anne Lidiya Stotskaya’nın böbreğini alarak kızı Könül Stotskaya’ya
nakleden Prof. Dr. Bülent Oktay, ameliyatın sonucunun başarılı
olmasından dolayı büyük mutluluk duyduklarını belirterek,
hastasının tedavi ve ameliyat süreci hakkında şu bilgileri verdi:
“Hastamız Könül Hanım henüz çok genç ve iki küçük çocuğu var. Bu
genç yaşında hem anne olmanın zorluklarını göğüslemek zorunda
kalmış, hem de haftanın üç gününü diyalizde geçirmek durumundaymış.
Eğer her iki böbreği de sezaryen ameliyatından sonra yetmezliğe
girmeseydi, tek böbreği çalışsaydı, ömür boyu onu idare ederdi.
Ancak burada her iki böbrek de işlevini yitirmişti. Gencecik, iki
çocuklu bir annenin diyalize girmesi çok eziyetli bir süreç olmuş.
Diyaliz sonunda hastalarda halsizlik, kas krampları ve ağrılar
oluyor. Kanda üre, sodyum, potasyon, kreatinin gibi bir sürü madde
de zararlı seviyelerde birikiyor. Bu nedenle diyalizin olumsuz
etkilerine baktığımızda, böbrek naklinin hastalara getirdiği yaşam
konforuyla kıyaslamamız mümkün değil. Biz gerekli testleri yaptık.
Sonuçlara bakınca anneden kızına nakil için bir engel olmadığını
gördük. Anneden laparoskopik (kapalı yöntemle) aldığımız böbreği,
aynı gün bir başka operasyonla kızına naklettik. Laparoskopide
kamerayla içeri küçük bir delikten girip çok ince damarları 12 kat
büyütüp görebiliyoruz. Bu ameliyatta kanama, enfeksiyon olmuyor.
Böbrek nakil ameliyatları hastalar için de hekimler için de stresli
süreçlerdir. Çok şükür hastamızın operasyonu başarılı geçti.
Kendisini sağlığına kavuşmuş bir şekilde ülkesine, eşinin ve
hasretle yolunu gözleyen çocuklarının yanına uğurlamaktan ötürü çok
mutluyuz.” CİHAN
Yorumlar