Annesini öldüren kızlar: Öldürmek gibi bir niyetimiz yoktu
İzmir'in Aliağa ilçesinde 9 Eylül 2013 tarihinde evinde bıçaklanarak öldürülen 39 yaşındaki Gülser Süngü'nün katil zanlıları olduğu iddiasıyla tutuklanan kızları 19 yaşındaki Ş.
İzmir'in Aliağa ilçesinde 9 Eylül 2013 tarihinde evinde
bıçaklanarak öldürülen 39 yaşındaki Gülser Süngü'nün katil
zanlıları olduğu iddiasıyla tutuklanan kızları 19 yaşındaki Ş.P. ve
17 yaşındaki B.P., Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim
karşısına çıktı.
Duruşmada haklarında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle dava
açılan Ş.P., kardeşi B.P. ve tarafların avukatları hazır bulundu.
Sanıklardan B.P.'nin yaşının küçük olması nedeniyle duruşmaya basın
mensupları alınmadı. Annelerini elektroşok cihazını kafasına
vurarak bayılttıkları ve bıçaklayarak öldürdükleri iddiasını kabul
eden kız kardeşler, annelerini öldürmek gibi bir niyetlerinin
olmadığını anlattı.
Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkan sanık
kardeşlerden ilk olarak Ş.P., savunma yaptı. Sanık Ş.P.,
savunmasına anne ve babasının boşandığını, kardeşiyle birlikte 7
yıl babasının yanında kaldıklarını, babasının iyi bir insan
olmaması nedeniyle kaçarak annelerinin yanına geldiklerini ve
Aliağa'da anneleri Gülser Süngü'nün yanında yaşadıklarını
söyleyerek başladı. Annesinin geceleri gazinolarda çalıştığını,
bazen çalıştığı yerden gelen erkeklerle birlikte olduğunu ifade
eden Ş.P., "Bu işi yapmaması için kendisini defalarca ikaz ettik,
ama annemiz bize karşı kötü davranıyordu. Sert birisiydi, bizi
dövüyordu. Hastaneye gittim fakat annemin dövdüğünü
söyleyemiyordum, çünkü ikimizin de gidecek yeri yoktu." dedi.
Kardeşiyle birlikte okuyup kendilerini kurtarmak istediklerini
mahkemede anlatan Ş.P., şunları söyledi: "Annemizin bu işleri
yapmamasını istiyorduk, en azından birahanede çalışsa bile
erkeklerle ilişkiye girmemesini istiyorduk. Bu konuda bir kez daha
kendisi ile konuşalım diye düşündük. Olay gecesi annem işten
dönmüştü. Saati tam hatırlamıyorum, ama gece 02.30'dan sonraydı.
Annemle konuşmak için odaya gittik, büyük olduğum için annemle ben
konuştum. Anneme bu işi bırak dedim. Annem alkollüydü, 'tamam'
dedi. Ama 'alkolü bırakma konusunda söz veremem' dedi. Sonra ben
kardeşimle yan taraftaki odaya geçtik. Kardeşime annemin sözünde
durup durmayacağını kontrol etmeye karar verdik. Saatimizi sabah
06.00'ya kurduk. O saatte uyanıp annemizin yanına erkek gelip geldi
mi, gelmedi mi, annem sözünü tuttu mu tutmadı mı bakacaktık."
Saatin 06.00'da çalmasıyla birlikte kardeşiyle uyanıp annelerinin
odasına bakmaya gittiklerini kaydeden Ş.P., sözlerine şöyle devam
etti: "Annemizin odasına baktık, uyanıkmış. Açık olan televizyonu
kapattıktan sonra bize, ‘Beni mi kontrol ediyorsunuz' diyerek
küfürler etti. Ben hayır anne sadece sana güvenmek istedik, dedim.
Annem bir anda sinirlendi, bizim üzerimize gelmeye başladı. Bir
hafta önceki üniversite kavgasında da benim bacağıma makas
saplamıştı. Annemin zarar verme güdüleri kuvvetliydi. Ondan
korktuk, o sırada orada bir şok cihazı varmış, ben yerini
bilmiyordum kardeşim B. biliyordu. Eline aldı, açık mıydı değil
miydi bilmiyorum. Anneme doğrulttu, vurmadı, üzerine gelmesini
engellemek istedi. Annem daha çok sinirlendi, mutfağa koşarak
gitti. ‘Ben size göstereceğim’ dedi. Küfürler ediyordu, elinde
bıçakla geldi, koşarak bizim üzerimize geldi, şok cihazı B.’nin
elindeydi, onun üzerine yürüdü ben aralarına girdim. B.’yi önümden
diğer tarafa iteledim.”
Kendisinin annesinin ellerini tuttuğunu, sonra da B.’nin şok
cihazıyla vurduğunu ve annesinin elinden bıçağın düştüğünü belirten
Ş.P., şunları anlattı: “Annem onu almaya çalışıyordu, tam
hatırlayamadığım bir şekilde bıçağı kardeşimin elinde gördüm.
Anneme doğru savurdu, denk geldi mi gelmedi mi bilmiyorum. Daha
sonra yine annemle boğuşuyorduk, annem yine bağırıyordu fakat ben
kendimde değildim, hatırlayamadığım bir şekilde anneme vurmuşum,
beni onu öldürmek gibi bir niyetim kesinlikle yoktu, daha sonra B.
ile birlikte apar topar evden çıktık.”
Annelerinin yaşayıp yaşamadığını bilmediklerini, bu nedenle daha
sonra annesinin birlikte olduğu E. isimli kişiyi aradıklarını
belirten Ş.P., “E. ağabeye telefonda anahtarın var, eve git bak
dedim. E. ağabey önce eve gitti, daha sonra biz de eve gittik, ama
eve girmedik. Zaten biz oraya gittiğimizde polisler oradaydı zaten,
biz de suçumuzu inkar etmedik, bu olayları yaşadığımız şekilde
anlattık.” sözleriyle savunmasını yaptı.
Sanık Ş.P., annesinin yaralanmasının ardından yüzüne yastık kapatma
işini önce B.’nin yaptığını, sonra sesi çıkmasın diye düşünerek
kendisinin devam ettiğini, yastığı hiç bastırmadıklarını ifade
etti.
Ş.P., yaşadıkları evin kendisinin üzerine tapulu olduğunu, bu evi
de daha önce annesinin birlikte olduğu İ.T.’nin aldığını belirtti.
Tanık olarak duruşmada bulunan İ.T. de evi Gülser’e birlikte olduğu
dönemde kendisinin aldığını ve tapusunu üzerine yaptığını, daha
sonra evi kızına verdiğini belirtti.
Hayatını kaybeden Gülser Süngü’nün küçük kızı B.P. de savunmasında
ablasının anlattıklarına tamamen katıldığını belirtti. Elektroşok
cihazının kendisinin elinde olduğunu, annesine bir kez bıçak
salladığını kabul eden B.P., daha sonraki bıçak darbelerini
ablasını vurduğunu söyledi. Sanık B.P, çok pişman olduğunu da ifade
etti.
S.P. ve B.P. kardeşlerin dedesi Kasım Süngü, duruşmada tanık olarak
dinlendi. Gülser’in kızı olduğunu belirten dede Süngü, kızını
öldüren iki torunundan da şikayetçi olduğunu belirtti.
Duruşmada Gülser Süngü’nün birlikte yaşadığı E.Ş. de tanık olarak
dinlendi. Gülser Süngü ile 16 aydır birlikte yaşadığını ifade eden
E.Ş, “Bu süre zarfında bu eve para karşılığı cinsel ilişki kurmak
ya da bu şekilde maksatlı hiçbir erkek gelmiyordu, hatta kendi
kızlarının erkek arkadaşlarının olmasını dahi istemiyorduk.” dedi.
Gülser’in birahanede garsonluk yaptığını belirten E.Ş., Gülser’in
birahane dışında herhangi bir erkekle ilişkisini duymadığını
anlattı. Ş.’nin doğum gününe kendisinin arkadaşları olan K.D. ve
T.’nin de katıldığını aktaran E.Ş., “Hatta bunlar Ş.’nin de
arkadaşıydı. Doğum günü dışında ben bu evde başka erkek görmedim.”
diye konuştu.
Tanıklık yapan M.B. de Gülser Süngü’yü 1,5 – 2 senedir tanıdığını,
çalıştığını birahanenin müşterisi olduğunu ve oraya gittiğinde
sohbet ettiğini söyledi. Zaman zaman evine kahvaltıya gittiğini
ifade eden M.B., “Bazen de çamaşırlarımızı yıkardı. Ben ablamın
para karşılığı cinsel ilişkiye girdiğini görmedim, duymadım.
Devamlı kızlarının okumasını isterdi.” şeklinde konuştu.
Gülser Süngü’yü çalıştığı birahaneden tanıyan diğer tanıklar da
zaman zaman evine kahvaltıya gittiklerini, ancak para karşılığı
ilişkisi olduğunu görmediklerini dile getirdi. Tanık İ.T. ise
Gülser’in çocuklarına kızınca onları dövdüğünü kendisine
anlattığını söyledi.
Duruşmada tanık olarak dinlenen Ş.P.’nin ilkokuldan bu yana
arkadaşı olan S.Ö., olayı görmediğini belirterek, “Polise verdiğim
ifademde Ş. ile annesinin yaşadıklarını ve bana anlattıklarını
anlattım. Sanıkların annesi evi kadın ticarethanesi gibi
kullanırdı.” dedi.
Sanık savunmaları ve tanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme
heyeti, Ş.P. ve B.P. kardeşlerin akli melekeleri yönünden ceza
ehliyetlerinin olup olmadığının tespiti için İstanbul Adli Tıp
Kurumu’na gönderilmesine karar vererek, duruşmayı mart ayına
erteledi. CİHAN
Yorumlar