Anayasa Mahkemesi: Tazminat davasının 8 yılda bitirilmemesi hak ihlalidir
İzmir’de 2005 yılında 3 ayrı gazetede çıkan haberlerin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu iddiasıyla açtığı tazminat davasının neticelenmediğini öne süren vatandaş, bireysel başvuru hakkını kullanarak Anayasa Mahkemesi’ne müracaat etti.
İzmir’de 2005 yılında 3 ayrı gazetede çıkan haberlerin kişilik
haklarına saldırı niteliğinde olduğu iddiasıyla açtığı tazminat
davasının neticelenmediğini öne süren vatandaş, bireysel başvuru
hakkını kullanarak Anayasa Mahkemesi’ne müracaat etti. Başvuruyu
yargılamanın uzunluğuyla ilgili şikâyetler yönünden kabul
edilebilir olduğuna dikkat çeken Yüksek Mahkeme, Anayasa’nın 36.
maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiğine ve başvurucuya devam eden dava dosyası için 7 bin
600, sonuçlanan dosya için de 4 bin 500 lira manevi tazminat
ödenmesine hükmetti.
2005 yılında bazı gazetelerde çıkan haberlerde kişisel haklarına
saldırıda bulunulduğunu öne süren H.Ş. ve S.K.'nin şikâyeti üzerine
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, A.E.’nin ‘basın yoluyla hakaret’
suçundan cezalandırılması istemiyle İzmir 2. Asliye Ceza
Mahkemesi’ne kamu davası açıldı. Mahkeme, 2006’da verdiği kararda,
basın yoluyla hakaret suçunun işlendiğine hükmetti. Temyiz üzerine,
Yargıtay 4. Ceza Dairesi, ceza miktarının hesaplanmasında hata
yapıldığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozdu. Dosyayı
yeniden ele alan İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın suçu
işlediğine dair kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle
beraatine karar verdi. Hüküm, H.Ş. ve S.K.’nin temyizi üzerine,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı dosyanın incelenmeden İzmir
Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine karar verdi.
H.Ş. isimli kadın, hakkında Sabah, Yeni Asır ve Takvim Gazetesi’nde
çıkan haberlerde kişilik haklarına saldırıda bulunduğu iddiasıyla,
29 Nisan 2005 tarihinde İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ve İzmir
5. Asliye Ceza Mahkemesi’ne 2 ayrı tazminat davası açtı. Her 2 dava
dosyası İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/144 esas sayılı
dava dosyası ile birleştirildi. İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi,
asıl ve birleşen davaları reddetti. Temyiz üzerine Yargıtay 4.
Hukuk Dairesi’nce yerel mahkemenin hükmü onanırken, karar düzeltme
istemi de 20 Haziran 2013’te reddedildi. İzmir 5. Asliye Hukuk
Mahkemesi’ndeki tazminat davasının ise halen devam ettiğini
belirten H.Ş., Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunarak,
yargılamaların 8 yıldan fazla sürdüğünü, tazminat davalarının
hepsinde İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki davanın sonucunun
beklendiğini söyledi. 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki dava sonucunun
beklenmesine gerek olmadığını vurgulayan H.Ş., makul sürede
yargılama yapılmadığını belirterek, Anayasa’nın 36. maddesinde
güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürerek, ihlalin tespitini, manevi tazminat ödenmesini talep
etti.
KARAR OY BİRLİĞİ İLE ALINDI
Yüksek mahkeme ilk olarak olayla ilgili rapor hazırlattı. H.Ş.’nin
İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yapılan yargılamanın halen
devam ettiğini, İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davanın ise
uzun bir yargılama sonunda neticelendiğini belirttiğine dikkat
çeken yüksek mahkeme raportörü, Adalet Bakanlığı’nın başvuruya
ilişkin olarak görüş sunulmasına gerek görmediğini hatırlattı.
Anayasa Mahkemesi raportörü, başvurucunun kişilik haklarına
saldırıda bulunulduğu iddiasıyla İzmir 5. Asliye Hukuk
Mahkemesi’nde açtığı manevi tazminat davasının da makul olmayan bir
süre olan 8 yıl 9 ay 7 günden beri devam ettiğine dikkat çekti.
Raporda, "Başvurucunun kişisel yararı göz önünde bulundurulduğunda
başvurucuya yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi
zararı karşılığında takdiren 7 bin 600 lira manevi tazminat
ödenmesine karar verilmesi gerekir. Başvurucu tarafından kişilik
haklarına saldırıda bulunulduğu iddiasıyla İzmir 1. Asliye Hukuk
Mahkemesi’nde açtığı manevi tazminat davası, İzmir 5. Asliye Hukuk
Mahkemesi’nde devam eden davadan farklı olarak, temyiz ve karar
düzeltme süreçleriyle birlikte makul olmayan bir süre olan 8 yıl 2
ay 21 gün devam etmiştir. Dolayısıyla başvurucunun kişisel yararı
göz önünde bulundurulduğunda başvurucuya yalnızca ihlal tespitiyle
giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında takdiren 4 bin 500
lira manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir" denildi.
Oy birliği ile alınan kararı açıklayan yüksek mahkeme, Anayasa’nın
36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiğine ve başvurucuya devam eden dava dosyası
için 7 bin 600, sonuçlanan dosya için de 4 bin 500 lira manevi
tazminat ödenmesine hükmetti.
CİHAN
Yorumlar