Amerikalı Ünlü tarihçi: 1,5 milyon Ermeni öldü iddiası tamamen yanlış

ABD Louisville Üniversitesi’nden ünlü tarihç, Prof. Justin Mccarthy, I. Dünya Savaşı’nda 1,5 milyon Ermeni'nin öldüğü iddiasının tamamen yanlış olduğunu söyledi.Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) tarafından Edirne’de...

Google Haberlere Abone ol
Amerikalı Ünlü tarihçi: 1,5 milyon Ermeni öldü iddiası tamamen yanlış

ABD Louisville Üniversitesi’nden ünlü tarihç, Prof. Justin Mccarthy, I. Dünya Savaşı’nda 1,5 milyon Ermeni'nin öldüğü iddiasının tamamen yanlış olduğunu söyledi.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) tarafından Edirne’de düzenlenen 3. Dünya Türk Forumu toplantısına katılan Mccarthy, 'Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti'ne Türk-Ermeni İlişkilerine Tarihsel Bakış' konulu oturumda konuştu. Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nurşen Mazıcı’nın yönettiği oturumda, ABD’li profesörle birlikte Azerbaycan Milletvekili Prof. Dr. Musa Gasımlı, KAFKASSAM’dan Gevorg Kalloshyan, İpek Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kemal Çiçek, İstanbul Üniversitesi’nden Mehmet Perinçek ve Coastal Carolina Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Christopher Gunn birer sunum gerçekleştirdi.

Toplantıda ilk sözü alan Justin Mccarthy, 1,5 milyon Ermeni’nin ölmesinin mümkün olmadığını ifade ederek, bu sayının toplam Ermeni nüfusundan daha fazla olduğunu belirtti. Böyle olması durumunda, her bir Ermeni’nin iki kere ölmüş olması gerektiğini dile getiren Mccarthy, 1912 ile 1921 yılları arasında 3 milyon Müslüman ve 100 bin Ermeni’nin öldüğünü dile getirdi. Osmanlı'da, Ermenilere karşı suç işledikleri için bir valinin idam edildiğini, birisinin ise idam edilmek üzereyken intihar ettiğini dile getiren ünlü tarihçi, bu nedenle 2 bin kişinin suçlu bulunarak yargılandığını kaydetti.

“Ama burada kaç tane Ermeni veya Rus, işledikleri suçlardan dolayı mahkemeye çıktı veya ceza gördü.” diye soran Mccarthy, “Osmanlılar, görmüşken ya da Müslümanlara kıymış olan kaç tane Ermeni ve Rus bunu böyle gördü. Bir tanesi bile mahkemeye çıkartılıp cezalandırılmadı.” dedi. Birinci dünya savaşından sonra 1,5 milyon Ermeni’nin öldüğünün söylendiğini aktaran ABD’li profesör, “Bu, tamamen yanlış. Bu sayı tüm Ermeni nüfusundan bile daha fazla. Dolayısıyla 1,5 milyon Ermeni’nin olması mümkün değil. Böyle olsaydı herkesin iki kere ölmesi gerekiyordu. Kaç tane Ermeni’nin öldüğü tabi ki yanıltıcı. Tabii ki birçok Türk de öldü. Açlıktan, susuzluktan ya da hastalıktan öldü. Bütün ölenlerin Türkler tarafından öldürüldüğü söyleniyor ama hastalıklar, enfeksiyonlar ortaya çıktı. Bu hastalık ayırım yapmaksızın herkesi öldürebilir.” diye konuştu.

Mccarthy, 1912-1921 arası yaklaşık olarak 3 milyon Müslümanın, tahminen 100 bin Ermeninin öldüğünü söyledi. Mccarthy, şöyle devam etti: "Bir taraftan da bunun tam tersini söyleyebiliriz. Burada doğrunun karmaşıklığını yanıltmaya götürmemesi lazım. Tarih burada her zaman belli başlı noktalarda kimi ulusların masum olduğunu kimi zaman ulusların da suçlu olduğunu ön plana koyabilir. Kimi tarihçiler bunu ortaya koyabilir ama böyle bir çözüm getirmek taraflı bir araştırmadır. Burada tartışmanın iki tarafı yok demektir. Çünkü, burada tek bir tarafın olması lazım. Tarihçilerin araştırmalarını serbest bir şekilde özgürce yapmaları lazım. Politikadan ve siyasetten etkilenmemeleri lazım. Tartışmaları lazım. Bulguların mukayese edilmesi lazım. Bu şekilde tarihi bilginin doğrularından emin olabiliriz. Türkler de Ermenistan durumu araştırdığımız zaman da bunu görüyoruz. Ama maalesef ki tarih böyle olmamıştır. Siyaset tarafından güdülmüştür. Çeşitli etkiler var. Aynı şekilde yasaklamalar gelebiliyor. Sansür gelebiliyior. Kimi insanlar doğruyu söylediği zaman hapse girebiliyor. Burada serbest ve özgür araştırmanın ortaya konulması lazım akademide. Aslında buradaki özgürlük insanları cezalandırmakta o kadar korkutmuştur ki insanlar doğru bildiklerini söyleyememişlerdir."

Ermenistan akademik yayınlarına bakıldığında hiçbir profesör ve hocanın Ermenistan sorununu sorgulama hakkının bile olmadığını vurgulayan Mccarthy, şunları söyledi: “Sorgulayanlar kovuluyor, cezaya, yaptırıma çarptırılıyor. Ya da hapse atılıyorlar. Doğru bir şey değil ahlaki olmayan tabii ki sansürdür. Aynı şekilde fikir özgürlüğünün de önüne geçmektedir. Bunlar savaş ve isyanlar sırasında gerçekleştirmiştir diye düşünüyorum. Askerin de aynı şekilde açlıktan, hastalıktan öldüğünü düşünüyorum. Her iki tarafça da gerçekleştirilmiş olan belli başlı ölümlerin, kıyımların savaş sırasında gerçekleştiğini düşünüyorum. Bizim burada gerçeklere tarafsız bir şekilde bakmamız ulusalcı, milliyetçi tanımları ve ifadeleri bertaraf etmemiz lazım diye düşünüyorum. Gerçek tarihçiler hareket etmemiz lazım. Elimizde olan araçları tüm gerçek tarihçilerin kullanacağı araçları kullanmamız lazım. Tartışmalı, görüşmeli ve tarihin her tarafına bakmalı, tüm gerçekleri düşünmemiz gerekiyor. Bizim tarihçiler olarak işimiz budur. Tartışma yapmayı reddeden kişilere ben direk olarak şunu soruyorum; neden korkuyorsunuz diye soruyorum. Çünkü kişiler ancak ve ancak dürüstçe yapılmış olan tarihi çalışmaların onları yanıltacağını göstermelerinden korktukları için konuşmuyorlar.” diye ifade etti. CİHAN

Yorumlar