Amerika'dan gelen kemik iliğiyle hayata tutundu

Başkent Üniversitesi Adana Erişkin Kemik İliği Nakli ve Hücresel Tedavi Merkezi‘nin kemik iliği naklindeki 10. Yılı nedeniyle düzenlenen tören inanılması güç yaşam öykülerini de gün ışığına çıkardı. 10 yılda 400’ün üzerinde...

Google Haberlere Abone ol
Amerika'dan gelen kemik iliğiyle hayata tutundu

Başkent Üniversitesi Adana Erişkin Kemik İliği Nakli ve Hücresel Tedavi Merkezi‘nin kemik iliği naklindeki 10. Yılı nedeniyle düzenlenen tören inanılması güç yaşam öykülerini de gün ışığına çıkardı. 10 yılda 400’ün üzerinde kemik iliği nakli yapan merkezin belki de en unutulmaz nakillerinden biri şu anda 26 yaşında olan Canan Deniz Günay’a gerçekleştirildi. Çünkü Canan’ın yaşama tutunuş öyküsü aynı zamanda bir felaketin başka bir felaketi sonlandırması anlamına geliyor.

Vücudundaki morluklar nedeniyle 23 yaşındayken doktora giden Canan Deniz Günay, Başkent Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Merkezi doktorlarından Prof. Dr. Can Boğa’ya kontrol oluyor. Günay’ın kontrolünde herşey normal görünürken, ‘Sizi eve rahat göndermek istiyorum’ diyerek doktoru tahlil sonuçlarını beklemesini ister. Bilmeden hayatının en kritik 24 saatini yaşayan Günay, “O sırada ne diye düşündünüz?” sorusuna “Aslında vücudumdaki morluklar yüzünden hiç hoş şeyler düşünmüyordum. Ertesi gün Can Hocam yanıma geldiğinde iliğimde sorunlar olduğunu dile getirdi. O an dünyaya tüm kapılarımı kapattım ve sadece kalbimin sesini dinledim. Annemin sesiyle kendime geldim. ‘Biz bunu başaracağız bitanem’ diyordu. O anda kendime geldim ve annemden güç aldım. Sonrasında sadece iki damla gözyaşı.” diyerek durumunu özetliyor.

LÖSEMİ OLDUĞUNU DOSYASINDAN OKUDU

    Sonrasında hastaneye yattığını vurgulayan Canan Deniz Günay, hastaneye yatana kadar lösemi olduğunu bilmediğini söylüyor. Ta ki 23 Şubat 2013 tarihinde dosyasında okuduğu o teşhisi görene kadar. Acı olay sonrası yılmayan Günay ailesi, “Ne yapabiliriz?” sorusuna odaklanıyor. Doktorlarına inanmayı ve güçlü olmayı tercih ettiğini belirten Günay, “Saçlarım, kirpiğim, kaşım döküldü. Buna rağmen olumlu yönde bakmaya çalıştım her şeye. Hastanede pijamayla oturmayı reddettim. Takılarımı taktım. Dışarıdaymış gibi yaşadım. Aynı yıl içinde 4 kemoterapi oldum. Akraba taramaları yapıldı ancak tam uyumlu donör çıkmadı.” diye anlatıyor yaşadıklarını.

Günay’a müjdeli haber ise, umutların tam tükendiği anda 100'den fazla kişinin hayatını kaybettiği ‘Sandy Kasırgası’nın yaralarını sarmaya çalışan Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentinden geliyor. Yurt dışında uygun kemik iliği bulunması için tarama yapan Ulusal Kemik iliği Bankası, ABD'de uygun bir kemik iliği olduğunu tespit ediyor. Doku grubu tam uyan, kurallar gereği kimliği açıklanmayan 20 yaşındaki ABD'li bağışçıdan alınan kemik iliği, filmleri aratmayan heyecanlı bir yolculukla Adana'ya getiriliyor. Laboratuvar incelemesi yapılarak canlılığı yüzde 99 olduğu tespit edilen kemik iliği, hiç vakit geçirilmeden Günay’a naklediliyor.

Yüksek güvenlik önlemi alınan, X-Ray cihazından geçirilmeyen ve çok özel donanımlı taşıma kutusunda ısı dengesi sağlanan kemik iliği, Başkent Üniversitesi Yüreğir Hastanesi Erişkin Kemik İliği Nakil Merkezi'nde Klinik Direktörü Prof. Dr. Hakan Özdoğu, Medikal Direktör Prof. Dr. Can Boğa ile Hücre İşleme Direktörü Doç. Dr. İlknur Kozanoğlu ve tüm hematoloji ekibi tarafından Canan Deniz Günay'a başarılı biçimde naklediliyor.

Mücadeleci ve asla pes etmeyen bir profil çizen Günay, “Şimdi peruk kullanıyorum ama saçlarım çıkmaya başladı. Tedavi sürecim içinde hastane kontrolündeydim. İlaçlarımı bitirdim ve şu anda herhangi bir terslik yok. Başkent Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Merkezi’ndeki doktorlarıma tam anlamıyla aşıktım.” şeklinde konuşuyor. Genç bir kız için saçlarının dökülmesi, fiziki değişimlerin kolay olmadığını dile getiren Günay, bu sıkıntılı günleri keyifli bir yaşam şekline dönüştürerek, hiçbir şey yokmuş gibi yaşadığını ifade ediyor.

    Saçlarını güle oynaya kazıttığını dile getiren Günay, “Teyzem saçım kazındıktan sonra benim başımı öptü. Her şeyin olumlu yönüne bakarak yaşadım. Hastanede pijamayla oturmayı reddetmiştim. Takımı da taktım dışarıdaymış gibi yaşadım. Makyajımı yaptım, en şık kıyafetlerimi giydim. Hayatımda başka ne zaman kel bir kadın olabilir ki deyip kel olmanın bile tadını çıkardım. Beni hayata döndüren iliği gönderen vericiyi tanımayı çok isterim ancak yasalar buna izin vermiyor. Şimdi yeniden doğmuş gibiyim. Valizimi hazırlıyorum, çıkıyorum, geziyorum. Hayatta olmanın tadını her gün doya doya yaşıyorum.” diyerek yaşadıklarını anlatıyor. CİHAN

Yorumlar