'Ambulans uçak gönderilmiş olsaydı ölen 34 kişiden, 8 - 9'u bugün sağdı'
Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu ve Gülyazı köyleri yakınındaki sınırda; Irak topraklarından mazot kaçakçılığı yapan köylülerin, Türk savaş uçakları tarafından bombalanması sonucu 34 kişinin hayatını kaybettiği, 4 kişinin de yaralandığı elim olayı.
Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu ve Gülyazı köyleri
yakınındaki sınırda; Irak topraklarından mazot kaçakçılığı yapan
köylülerin, Türk savaş uçakları tarafından bombalanması sonucu 34
kişinin hayatını kaybettiği, 4 kişinin de yaralandığı elim olayın
üzerinden 2 yıl geçti. Katliamdan yaralı olarak kurtulan 4 kişiden
biri olan 19 yaşındaki Hasan Ürek, uçakların bombaladığı anı hiç
unutamadığını belirterek, "Olay yerine, ambulans helikopter
gönderilmiş olsaydı, bugün 8 - 9 kişi ölmeyecekti." dedi. Ürek, tek
dileklerinin olayın fail ya da faillerinin ortaya çıkarılması
olduğunu da vurguladı.
Hasan Ürek, 2 yıl önce yaşadığı o günü Cihan Haber Ajansı'na
(Cihan) anlattı. 28 Aralık 2011 günü saat 17.00 gibi Gülyazı ve
Ortasu köylerinden bir grupla yola çıktıklarını belirten Hasan
Ürek, yola çıkarken Heronlar’ın üzerlerinde gezdiğini kaydederek
şunları anlattı: "30-40 arkadaşımız Heron sesinden dolayı geri
dönmüştü. Yoldayken ben ve birkaç arkadaşım 'geri dönelim' diye
düşündük ama arkamızdan, Gülyazı köyünün Tarlabaşı Mahallesi'ndeki
arkadaşlar geldiği için 'kimse dönmemiştir' deyip yola devam ettik.
Gittiğimiz yer Haftanin değil, Dağlıkaynak'tı. Sınıra vardığımızda,
yükümüz hazırdı. Katırlara yükledik, dönüş yoluna geçtik. Tarlabaşı
Mahallesi'ndeki arkadaşlar öndeydi, biz de arkadaydık."
"ÜZERİMİZE 7 HAVAN TOPU ATTILAR"
Eşekler mağarasına geldiklerinde üzerlerine 7 havan topu atıldığını
belirten Ürek, şöyle konuştu: "3 tanesi bombaydı, 4 tanesi
aydınlatmaydı. Önden giden Tarlabaşı Mahalleli arkadaşlar, askerin
3 noktayı tuttuğunu söyledi. Hiçbir zaman 3 yolu tutmamışlardı. O
zaman, köyü aradık. Ne yapalım, diye. Ailelerimiz 'yükü atıp gelin'
dedi. Arkadaşlarla aramızda görüştük, o anda uçaklar bombalamaya
başladı. İlk önce, bizi vurdu. Birinci gruptaydım. Ağır yaralanıp,
kendimden geçmişim. Ondan sonrasını hatırlamıyorum. 45 dakika
sonra, ikinci grubu bombalamışlar. Saat 21.00'de oldu bunlar.
Köylüler 23.00 - 24.00 arası gelmişler. 4-5 kilometre, sırtlarında
bizi taşıyarak köye getirdiler. Salih Ürek’le, ağır yaralıydık.
Bizi, bir ambulansa koydular. Bir tane, oksijen tüpü vardı. Kaç
saat bekledik, sadece bir ambulans gelmişti. Ambulans helikopter
olsaydı, 8-9 kişi sağ olacaktı. Zaten basınçtan dolayı, iç kanama
geçirmişlerdi. Salih Ürek, yolda vefat etti."
“17 GÜN YOĞUN BAKIMDA KALDIM”
Şırnak Devlet Hastanesi'nde 17 gün yoğun bakımda kaldığını dile
getiren Ürek, "11. gün, ancak gözümü açtım. Kendimi bile
tanımıyordum. 'Ben kimim, burada ne işim var' diyordum. Babam 15.
gün gelmişti ziyaretime, o bile beni tanıyamamıştı. Bir kulağım
yüzde 70, diğer kulağım yüzde 30 duymuyor şu anda." diye
konuştu.
Şırnak İl Özel İdaresi’nde geçici işçi olarak çalıştığını dile
getiren Ürek, katliamın 3. yılına girildiğini ancak şu ana kadar
herhangi bir failin ortaya çıkarılmadığını söyledi. Tek
dileklerinin, faillerin ortaya çıkması olduğunu dile getiren Ürek,
dosyayı alan askeri savcılığın faillerini bulacağından ümidi
olmadığını da belirtti. CİHAN
Yorumlar