Alkol ve madde bağımlılarının aileleri iftar yemeğinde bir araya geldi

Gazi Üniversitesi’ne bağlı Alkol ve Madde Bağımlıları Tedavi Merkezi (AMATEM) hasta ve yakınları iftar yemeğinde bir araya geldi. Yapılan iftarın bir duygu paylaşımı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Zehra Arıkan, ”Bu yemeğin bir özelliği...

Google Haberlere Abone ol
Alkol ve madde bağımlılarının aileleri iftar yemeğinde bir araya geldi

Gazi Üniversitesi’ne bağlı Alkol ve Madde Bağımlıları Tedavi Merkezi (AMATEM) hasta ve yakınları iftar yemeğinde bir araya geldi. Yapılan iftarın bir duygu paylaşımı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Zehra Arıkan, ”Bu yemeğin bir özelliği var; burada eski, yeni hastalar, hasta yakınları ve tedavi ediciler bir araya geliyorlar. Bu yemek sırasında bütün bu duygular paylaşılabiliyor.” dedi.

Gazi Üniversitesi AMATEM Ünitesi sorumlusu Prof. Dr. Zehra Arıkan, klinikte bulunan hastalarıyla, taburcu olmuş hastalarını ve ailelerini iftar yemeğinde bir araya getirdi. Geleneksel olarak yapılan yemekle hastalar ve yakınları kaynaşma fırsatı yakaladı. Ramazanın sevgi ve kaynaşma güzelliğinden yararlanmak için iftarı yaptıklarını söyleyen Arıkan, bağımlı hastalarının büyük zorluklar yaşadığını ve zaman zaman da çok yalnız ve sevgisiz kaldıklarını söyledi. Arıkan, ”Bu yemeğin bir özelliği var; burada eski, yeni hastalar, hasta yakınları ve tedavi ediciler bir araya geliyorlar. Bu yemek sırasında bütün bu duygular paylaşılabiliyor. Aynı zamanda uzun süredir temiz ve ayık olan eski hastalarımız, yeniler için inanılmaz bir umut kaynağı oluyor. Yanlarında aileleriyle birlikte geliyorlar. Aileleriyle birlikte düzenlerinin ne kadar güzelleştiğini sergiliyorlar. Yeni gelen hastalarımız ve yakınları da bunun için gayret sarf etmek istiyorlar. Aileler de de moral eksikliğini çok görürüz ama burada gördükleri şeyler onlar için motivasyonlarını artırıcı bir güç oluyor. Eski hastalar yeni hastalara destek olurken bir yandan da onların neler yaşadığını gördükçe kendi temizliklerini, ayıklıklarını daha uzağa götürmek için motive olmuş oluyorlar. Yani burada bir nevi duygu ve tecrübe alışverişi.” ifadelerini kullandı.

“BİR ANNE OLARAK SOKAKLARDA 30 YAŞINDA BİR ÇOCUK ARIYORUM”

İftara katılanlar arasında oğlu için alkolizmle mücadele etmiş olan bir de hemşire anne vardı. İsmini vermek istemeyen anne, kendisi gibi binlerce ağlayan annenin olduğunu ve iyileşmek için burada olduklarını söyledi. Anne sözlerine şöyle devam etti: ”Biz iyileşmeyi burada buluyoruz. Alkolik annesi olmak acı ve ağır bir şey. Sesimizin duyurulmasını istiyoruz. Benden binlerce var. Sağlık Bakanımızda duysun. Kendim de hemşireyim. Elimizden tutsun. Ağır bir durum. Benim çocuğum benim gözümün önünde her gün ölüyor. Ben binlerce kere doktorları gezdim son olarak da çareyi burada buldum. Hiçbir doktor bana bunun hastalık olduğunu söylemedi. Yaklaşık 2 buçuk yıldır geliyorum ve doktorumdan bir kelime duydum: ’Hastamda iyileşme görüyorum.’ Ben bir anneyim ya. Sokaklarda 30 yaşındaki bir çocuk arıyorum. Arkadaşlarımın ve doktorumun sayesinde ben ayaktayım. Eşimle birlikte sağlık personeliyiz ama bir şey yapamıyoruz. İkimizin de eli kolu bağlı. Hastalık olduğu için biz çırpınıyoruz. Hastalık olduğunu da burada öğrendim. Ankara’da gezmediğim doktor kalmadı ama hiç biri bana bunun bir hastalık olduğunu söylemedi. İlaç verip gönderiyorlardı sadece.”

Bir zamanlar alkolizmle mücadele etmiş ve sonun yenmeyi başarmış olan Şeref Bey ise, alkolizmin geçen bir hastalık olmadığını sadece durdurulan bir hastalık olduğunu söyledi. Şeref Bey, ”Şuanda durdurmuş vaziyetteyim. Her hafta burada terapilere katılıyorum. Eğer noksan olursa oldukça sıkıntılara düşerim. Çünkü; 22 senedir içmememe rağmen benim fiyatım bir duble. Bir duble aldığım zaman yeniden her şey bozulacak. Buradakilerin hepsi damdan düşmüş insanlar. Burada bir sinerji var ki korkunç bir şey. Şahsen ben köprü altından geldim. Çok daha kötü durumdaydım. Kendi kendime bırakamıyordum. Bu enerji hayat enerjisi. Bu iftar ’Biz yaşıyoruz, hayatımızdan memnunuz demenin’ enerjisi. Çünkü; alkolizm yalnız başına bırakılan bir şey değil. Diğer bağımlılıklar da öyle.” şeklinde konuştu.

"BAZILARININ DAHA 20 YAŞINDA 2 TANE ÇOCUĞU VAR"

Yemekte ayrıca kliniğin gönüllü sanat öğretmeni Nurcan Canlı ve klinik hastaları tarafından yapılan sanat eserlerinin sergilendiği bir de sergi açıldı. Sergide ahşap boyama, seramik, ebru gibi eserler sergilendi. Yemek sonunda satışa sunulan eserlerin gelirleriyle yeni hastalar için resim malzemeleri alınacak. Tedavi gören hastaların kendi çocukları gibi gördüğünü söylen Canlı, onlar için mücadele edilmesi gerektiğini belirtti. Canlı, ”Onlar benim çocuklarım, benim ülkemin çocukları. Onların temizlenmesi, topluma, hayata kazandırılması, suçtan uzak tutulması lazım. Belki bir şekilde bulaştılar buna ama herkes ‘Bana ne’ derse bunların sonu ne olacak? Bunu düşünmek zorundayız. Bunu anne olan, azıcık insani duygusu olan herkes düşünür, düşünmeli de ayrıca. Bu bir lütuf değil, bu bir sorumluluk, bir vazife. Herkes üzerine düşeni yapmalı. Aileler yeterince uğraşıyor, perişanlıklarını görüyoruz zaman zaman. Bazen çok küçük yaşta çocuklar yatıyor. İnanamıyorsun onların bağımlı olduğuna. Bazılarının daha 20 yaşında iki tane çocuğu var. ‘Hocam bunu çocuğuma yapacağım.’ diyor. Üzülüyorsun ve ‘Bu benim çocuğum da olabilirdi.’ diyorsun. Ayrıca onlar benim çocuğum gerçekten ben onları öyle görüyorum. Onlar da bana bazen ‘Anne’ bazen de ‘Teyze’ diyor öyle devam ediyoruz. Sergide onlar ne istiyorsa onları yapıyor. Bir kere renk konusunda onlara tabi kalıyorum. Onların rahatlaması çok önemli. Ahşap boyama, seramik, daha çok böyle hazır objeler. Bu malzemeler de çocuklar bazen dayanamayıp hastaneyi terk ediyor. Onların bıraktıklarını tamamlayıp şimdi burada sergi yaptık. Yemekten sonra satış yapacağız ve satıştan da tekrar malzeme alacağız hastaneye.” ifadelerini kullandı. CİHAN

Yorumlar