Ali İsmail Korkmaz davasıyla ilgili 12 tanık ifade verdi

Eskişehir’deki Gezi Parkı eylemleri sırasında eli sopalı kişilerce dövüldüğü belirtilen, 38 gün sonra da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüyle ilgili davanın tanıkları dinlendi.

Google Haberlere Abone ol
Ali İsmail Korkmaz davasıyla ilgili 12 tanık ifade verdi

Eskişehir’deki Gezi Parkı eylemleri sırasında eli sopalı kişilerce dövüldüğü belirtilen, 38 gün sonra da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüyle ilgili davanın tanıkları dinlendi. Ana davası Kayseri'de görülen davanın 12 tanığı, Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dinlendi. 2 tanığın ifade vermeye gelmediği duruşmaya, 50'den fazla avukat müdahil olarak katıldı. Duruşmaya gelmeyen iki tanığın ise mahkemeye zorla getirilmesine karar verildi.

Mahkemede dinleme sırasında, tanıklardan Beşik Otel Sahibi Erdoğan Ercan, otelin elektrik şalterini kendisinin kapattığını belirterek, "Müşterileri korumak için şalteri kapattım. Sonra polis gelip 'şalteri kapattın mı' diye sordu. Ben de kapattım. Çünkü göstericiler otele doğru geliyordu ve müşterilerin zarar görmemesi için şalteri ben kapattım." dedi.

Tanıklardan Mehmet Beyazıt Mallı ise olay gecesi sabaha kadar o bölgede olduğunu, göstericiler içinde DHKP-C grup liderleri var olduğunu belirterek, "Göstericilere kaçmayın diye bağırıyorlardı. Fırının önünde de devamlı izleme yapıyordum." diye konuştu. 4 saat süren dinlemede ilk olarak Beyin Cerrahı Sezer Zehir ifade verdi. Sezer, "Olay günü beyin cerrahide çalışıyordum, acile Eskişehir Devlet Hastanesi'nden bir hasta geldiği bildirildi. Beyin tomografisini değerlendirdim. Kalp hastalığı geçirdiğini ve kan sulandırıcı kullandığını öğrendim. Hastanın yatışını ve takibini önerdim." diye konuştu.

Daha önce olay gecesine ilişkin dövülme görüntüleri, Ali İsmail Korkmaz'ın dövülme anına ait görüntüler diye sosyal medyaya yansıyan ancak söz konusu bu görüntülerdeki kişinin, Anadolu Üniversitesi Konservatuvar öğrencisi olduğu belirlenen Doğukan Bilir de mahkemede tanık olarak dinlendi. Bilir, “Olay gecesi sokağın başında bir süre beklemiştik, üç kişi daha vardı yanımızda. Bunlardan birisi Ali İsmail idi. Önceden tanıyordum.” dedi. Tanık Bilir’in polise verdiği ifade okundu. Bilir, bu ifadesinde, olay günü Espark tarafında provokatör bir grup olduğunu, onlardan kaçarken yüzünde gaz maskesi olan birinin kendisini yakalayıp dövmeye başladığını, arkasından başka polislerin gelerek dövmeye devam ettiklerini aktararak, "Aldığım darbeler nedeniyle yere düştüm. Sürünerek arabaların arasına gidip, babamı aradım, onun gelip beni aldı. Polislere ifade verip şikayetçi oldum. Beni döven maskeli polis kahverengi montluydu." ifadesini kullandı.

Olayların yaşandığı bölgedeki Beşik Otel'in sahibi Erdoğan Gözseçen ise ifadesinde, "Olay gecesi iş yerindeydim. Ercan Bilir’in oğlunun (Doğukan Bilir) benim otelin önünde dövüldüğünü gördüm sadece. Televizyondaki görüntüyü gözlerimle gördüm.”

"OTELDEKİ MÜŞTERİLER ZARAR GÖRMESİN DİYE ŞALTERİ BEN İNDİRDİM"

Müdahil avukatlarından biri, tanık Gözseçen’e, daha önce polislik yapıp yapmadığını ve bir başka sopalı saldırgan Serkan Kavak’ı görüp görmediğini sorması üzerine, Gözseçen, şöyle dedi: "Bu kişi, elinde sopayla gençlere saldırdı. Kafalarına sopayla vurdu. İsminin Serkan olduğunu sonradan öğrendim. Bir polisin göstericiler tarafından otel yakılabilir demesi üzerine şalteri indirdim. Otelin elektrikleri bunun üzerine kesildi. Göstericiler koşmaya başlayınca şalterin başında idim ve zaten şalteri kapatacaktım. Çünkü oteldeki müşterilerin olaylardan zarar görmesini istemiyordum. Zira eylemciler otele gelebilirdi, müşterilere zarar verebilirdi. Daha sonra Ercan Bilir geldi, Doğukan Bilir’in babası olduğunu söyledi, kayıtları görmek istedi. Ona görüntüleri izlettim. Yedek istedi ama emniyet kanalıyla isterse verebileceğini söyledim. Polisler geldi daha sonra, harddiski onlara verdim. Sonra yine geldiler, görüntüyü açamadıklarını söylediler. Bir arkadaşımı çağırdım, hard diski açtı, sonra alıp gittiler."

EMNİYETE ÇALIŞTIĞINI BELİRTEN GAZETECİ, GÖSTERİCİLERİN İÇİNDE DHKP-C ÜYELERİ VARDI VE PROVAKOSYON YAPIYORDU

Haberaktif gazetesinin sahibi olduğunu belirten Beyazıt Mallı da "Olay gecesi olayları sabaha kadar izledim. Göstericiler içinde DHKP-C grup liderleri vardı. Göstericilere kaçmayın diye bağırıyorlardı. Fırının önünde de devamlı izleme yapıyordum.” dedi. Mahkeme başkanının, 'Bu işlere meraklı mısınız?' sorusun üzerine Mallı, kötü niyetli olmadığını, yoksa fotoğraf makinesiyle herkesi çekebileceğini kaydetti. Müdahil avukatlar, polisleri aklama niyetinde olduğunu belirterek, ifadesinin okunup çıkarılmasını istediler. Tanığın olay gecesi sokakta lamba olmadığını, kameraların çalışmadığını öne sürmesi üzerine tepkiler arttı. Müdahil avukatı, bu kez tanığa istihbarat elemanı olup olmadığını sordu, tanık, emniyete çalışan gazeteci olduğunu iddia etti. Bu çıkış üzerine mahkeme başkanı, avukatı yanına çağırıp, duyulmayacak şekilde bir konuşma yaptı.

Gelen 12 tanığı dinleyen mahkeme, gelmeyen tanıklar Yılmaz Balkan ile Koray Demirel’in zorla getirilmelerine karar verdi. Duruşma, 11 Nisan 2014 tarihine ertelendi. Tanıkların dinlenmesinin ardından müdahil avukatları adliye önünde basın açıklaması yaptı. Ali İsmail Korkmaz’ın avukat kardeşi Gürkan Korkmaz, annesinin yüreğinin burada olduğunu belirterek, ”Annem buraya gelen herkese selamlarını iletti. Katlanması zor olan süreçteyiz. İnsanların yanımızda olduğunu görmemiz bizi mutlu ediyor. Davayı Erciyes eteklerine aldılar. Ama bu halk şunu gösterdi. Bu dava Everest Tepesi'ne de gitse, halk yanımızda. Bunu görmemiz bize güç veriyor. Hakkımızı, alıncaya kadar savunacağız.” şeklinde konuştu.

Avukat Ayhan Erdoğan da tanıkların beyanları ile dosyadaki bilgiler birleştirildiğinde, Ali İsmail Korkmaz’ın faillerinin delilleri karatmaya çalıştığının görüldüğünü belirterek, "Özellikle sanık yönünden faillerin başkaca kişilerin sanık haline getirilmeye çalışıldığı ve daha açığı Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüne neden olan o sokaktaki saldırının rastgele bir saldırı olmayıp, özellikle paramiliter güçlerle, sivil şahıslarla birlikte, milletin güvenlik gücü olan polislerle birlikte hareket ederek, barışcıl eylem yapanları o sokağa girmeye yönetmiştir. O sokakta polisler tarafından pusuya düşürülmüştür. Polislerin onları pusuya düşürdükleri açıktır. Sokak polis tarafından açıkça kapatılarak, barışcıl eylem yapanlar o sokağa dövülmek için sokulmuşlardır. O sokakta iktidara karşı olan herkese saldırılmıştır. Tezgahlanmıştır. Bunun hesabını verecekler. Avukatların konuşmasından sonra, Adliye önünde toplananlar, "Ali'ye kıyanlar, memleketi soyanlar" sloganı attı.



CİHAN

Yorumlar