Alevi iftarında Hizmet Hareketi'ne yönelik kumpasa tepki

Anadolu Alevi Bektaşi Federasyınu'nun düzenlendiği 'Kur'an'ın Boyası, Ehl-i Beyt'in Mayası Birlikten Dirliğe' konulu iftar yemeğine katılanlar birlik ve beraberlik mesajları verdi. Hükümet eliyle Hizmet Hareketi'ne yönelik kumpası değerlendiren...

Google Haberlere Abone ol
Alevi iftarında Hizmet Hareketi'ne yönelik kumpasa tepki

Anadolu Alevi Bektaşi Federasyınu'nun düzenlendiği 'Kur'an'ın Boyası, Ehl-i Beyt'in Mayası Birlikten Dirliğe' konulu iftar yemeğine katılanlar birlik ve beraberlik mesajları verdi. Hükümet eliyle Hizmet Hareketi'ne yönelik kumpası değerlendiren Oktay Vural, "Toptancı yaklaşımlarla camiaları kötülemek, suçlu ilan etmek, ne insani, ne dini, ne de hukukidir. Bu bir zulümdür." dedi. Cengiz Hortoğlu ise siyasetçilerin ayrıştırıcı değil, birleştirici olması gerektiğine vurgu yaptı.

Anadolu Alevi Bektaşi Federasyınu'nun düzenlendiği 'Kur'an'ın Boyası, Ehl-i Beyt'in Mayası Birlikten Dirliğe' konulu iftar yemeğine MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Anadolu Alevi Bektaşi Fedarasyonu Başkanı Cengiz Hortoğlu, Alevi Bektaşi Fedarasyonu Başkanı Selehattin Özel, Cem Vakıfları Genel Başkanı İzzettin Doğan, Diyanet İşleri Başkanlığı adına İlyas Üzüm, çok sayıda Alevi-Bektaşi temsilcisi, akademisyenler, gazeteciler ve vatandaşlar katıldı.

'SİYASETÇİ HEM SAVCI HEM HAKİM OLACAKSA TÜRKİYE'DE HUKUK DEVLETİ YOKTUR'

"Bu iftar sofrası aynı zamanda idrak sofrası." diyen, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Sofrada beraber olanların birliği idrak etme sofrası. Böylesine güzel bir buluşmayı sağlamış olmak kardeşliğimizin, birliğimizin ve bütünlüğümüzün idrakinde olmak demektir. Ne mutlu böyle idrak sofralarını paylaşanlara. Medeniyetimizin ve inancımızın kaynağı aynı. Hem coğrafyamızda, hem coğrafyamız dışında fay hattı oluşturmaya çalışanlar var. Bunu kaşıyanlar var. Bu tuzağı ancak bu sofralarla bozabiliriz." şeklinde konuştu.

Hizmet Hareketi'ne yönelik kumpası da değerlendiren Vural, "Biz bir hukuk devletinde yaşıyoruz. Toptancı yaklaşımlarla camiaları kötülemek, suçlu ilan etmek, ne insani ne dini ne de hukukidir. Bu bir zulümdür. Dolayısıyla eğer suç işlemiş olanlar varsa, yargı bunun için vardır. Ama siyasetçi hem savcı, hem hakim olacak, hükmünü de verecekse Türkiye'de bir hukuk devleti yok demektir. Bir doğruyu bir yanlışa götüren bir zihniyet inancımıza göre zalimliktir. O bakımdan hareketleri, sosyal sermayeleri bu şekilde suçlamak, ortadan kaldırmak, devletin ya da partinin tahakkümü altına sokmak aslında parti devleti anlayışının bir yansımasıdır. Kin ve nefret sunarak ayrımcılık meydana getirmek insanlık suçudur aynı zamanda." ifadelerini kullandı.

'SİYASİ YAKLAŞIMLAR BİRLEŞTİRİCİ OLMALI'

İftarın her yıl geleneksel olarak düzenlendiğini kaydeden Anadolu Alevi Bektaşi Fedarasyonu Başkanı Cengiz Hortoğlu da şunları söyledi: "Ehl-i Beyti bu ülkenin toprağında, insanlarında bir maya olarak gördük. Çünkü Ehl-i Beyt sevgisi, Alevisi, Sünnisi hepsinin ortak değeri olarak ortaya çıkıyor. Tüm inanç gruplarını bir sofrada buluşturmaya çalıştık. Bu sofra gönül sofrası, rıza lokması oldu. Birlik saraylarından dolaşmadan muhabbet koridorlarında dolaşmak lazım. Burada bir koridor açmak istiyoruz. Alevisi, Sünnisi bir arada ortak yaşam değerleri üstünde buluşturmaya çalışıyoruz. Çünkü İslam dünyasında büyük bir ateş yanıyor. Anadolu insanının İslam anlayışı umut verecek özellikle taşıyor."

Hizmet Hareketi'ne yönelik kumpasa ilişkin de konuşan Hortoğlu, "Türkiye'de bütün siyasi yaklaşımlar birleştirici ve ayrıştırmayan bir özellik taşımalı. Siyaset ayrıştırma alanı değil, tam aksine insanları buluşturma birleştirme insanları ortak yaşam değerleri üzerinde bir mekanda buluşturma çabası ve alanıdır. Trkiye'de siyaset sorumlu olmalı, aldıkları kararlar yaptıkları işler bu ilkeyi ayrıştırmamalı, bütünleştirmeli. Siyasilere bu anlamda büyük görev düşüyor. Siyasiler, inançlarımıza, yaşam tarzımıza, kültürümüze, tercihlerimize göre bizi ayrıştırmamalı." dedi.

'HİZMET'E YÖNELİK İDDİALAR İNANDIRICI DEĞİL'

Alevi Bektaşi Fedarasyonu Başkanı Selehattin Özel de iftar programına ilişkin şu değerlendirmede bulundu: "Türkiye'de Alevi-Sünni kardeşliği açısından çok önemli bir adımdır. Bunun tekrarını ve devamını da temenni ediyorum. Türkiye'de artık her Sünninin İŞID'cı olmadığını artık herkesin bilmesi gerekiyor. Türkiye'de hala bu kardeşliği zedelemek isteyen anlayışlar hakim. Bu tabuların yıkılması gerekiyor. Çünkü biz yıllarca kardeşliği savunan insanlarız. Buna Sünni kardeşlerimiz de böyle bakmaya başladı. Bu sevindirici ve olumlu gelişme ama ne yazık ki buna uygun hareket etmeyen bi siyasi yapı var. Bunları da artık yavaş yavaş bir araya gelerek aşacağız. Bu ülkede Sünni kardeşlerimizi de ağır suçlamalara hedef oldular. Sanki suçlu onlarmış gibi. Ama onlar bugün anladılar ki kendi adlarına İslam adına yapılan bütün faturalar da onlar adına çıkmış oluyor.

Caferi camine yönelik saldırıda da gerginlikten besleniyorlar. TIR'ların yakalanma olaylarının üstünün kapatılması bunu artık dünya kamuoyundan gizleyecek tarafları kalmadı. Maalesef İŞID'ın kurucusu olduğu bizim hükümetimizde olduğu da ortaya çıkmış oldu. Türkiye vatandaşı olarak beni çok üzdü.

Eskiden beri biz bu kupmaslara alışığız. Şimdi yeni alışanlar çıkmaya başladı. Hüseyin Çelik daha önce 'taş düşse paralel yapıdan biliyorsunuz' diyordu. Şimdi kendileri herşeyi oraya mal ediyorlar. Bu şekilde kurtulacaklarını sanıyorlar ama dünya bu oyuna gelmiyor, yemiyor, yutmuyor yani. Hizmet'e yönelik iddialar inandırıcı değil, oradan beslenmeye çalışıyorlar. Teröristliği Alevilere mal ediyorlar, kendileri ile ilgili olanları 'paralel yapı'ya mal ediyorlar. Sanki kendileri ak kaşık.

Alevisi sünnisi Kürt'ü, Türk'ü burada. Türkiye'nin mozaği burada. Barışı kardeşliği bir arada yaşamayı kabu edenler benimseyenler burada. Bugün hükümet burda değil. Bugüne kadar bunu baltalayan, nefret dili kullanan Başbakan olduğu için olmaması da memnunluk verici."

Dünya Bektaşileri Genel Temsilcisi Hüseyin Başar Baba da, "Keşke Türkiye'nin her tarafında böyle sofralar kurulsa bu birlik devam etsin, kardeşlik devam etsin, Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayalanlar bir yürek olsun. Bu sofrayı düzenleyenlere teşekkür ediyorum." şeklinde konuştu.

'DİLEĞİMİZ KUTUPLAŞMANIN OLMAMASI'

Hacı Bektaş-ı Veli Kültür Vakfı Genel Başkanı Dinçer Türkmen ise “Alevi ve Sünni kardeşliğine inanan bir insanım. Daha doğrusu tüm insanların kardeş olduğunu düşünüyorum. Hz. Peygamber Efendimizin (sav) zamanın, geçmişin ve geleceğin de peygamberi olarak dünya insanlığına ışık tutan bir peygamberdir. Dünya insanına ışık olan bir peygamberin ümmeti olarak buna inanan insanlar arasında ayrıştıran, ayrıştırmak istenen fitnelere fırsat verilmemesi gerekir. Ülkemizde Alevi ve Sünni kavramları geçmişte vardı bugün de var. Ama artık Aleviler ve Sünniler şunu çok iyi farkındayız biliyoruz ki bu ayrımcılık sürekli birilerine pirim kazandırmış, birilerini iktidara taşımak için bu tür konuları kaşımış emellerine ulaşmışlar. Artık Aleviler de Sünniler de bunun farkında. Bu ayrıştırmayla hiçbir siyasi lidere pirim verilmeyeceğini herkesin bilmesi lazım. Ülke geleceği için vaatler olabilir, iyi şeyler söylenebilir. Bunlardan siyaset yapılabilir. Fayda ve çıkar sağlayabilirler, eyvallah. Ama Alevi ve Sünniler üstünden cem evi, cami üstünden siyaset yapılarak, inanların siyasette bir yerlere gelmesine kesinlikle karşıyız. Ülkenin birlik beraberliğine bu konular gölge düşürüyor. Ramazan ayı mümin ve Müslümanlar için kutsal ve farz aylardan birisidir. İnsanların nefislerinin terbiye edilmesi için insan bedeni, hal ve hareketlerinin terbiye edilmesine vesile olan bir aydır. İnşallah yapılan ibadetler ülkemizin birlik beraberliğine vesile olur. Barışa ve kardeş kardeşe düşmemesine vesile olur.” diye konuştu.

Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in soru önergesiyle ortaya çıkan Hizmet Hareketi’ne kumpas olayıyla ilgili düşüncelerini dile getiren Türkmen, şöyle devam etti: “Hizmet'e kumpas olayının iç yüzünü çok da anlayabilmiş değiliz. Ama şunu hep birlikte görüyoruz. Dün bu gibi olayları ters gibi gören insanlar hep birlikteydi. Ya da en azından biz böyle biliyorduk. Böyle görüyorduk. O anlamda bugün ne oldu da karpuz çatladı? Ne oldu da insanlar bu birlik beraberliklerinden zıtlaşmaya başladılar? Doğrusu biz bunu çok anlayabilmiş değiliz ama dileğimiz şudur ki her şeyden önce bu kutuplaşma olmasın. İnsanlar birbirlerini var ya da yok bilemiyoruz, bu tür şeylerle suçlamasın, yargılamasınlar. Bu ülke insanı uzaydan gelmedi. Sağcısıyla, solcusuyla, Alevisiyle, Sünnisiyle bu ülkenin insanları. Kimsenin bu ülke için art niyetli, ihanet içinde olabileceklerini düşünmüyorum. Zaman zaman irili ufaklı birileri çıkabilir. Ülkenin köküne dinamit koyabilecek fikirli insanların olabileceğini düşünmüyorum. İnşallah dileğim küskünler barışır. Fazla birbirlerini yormadan, üzmeden, varsa aralarında fitne inşallah o da çekilir. Tüm insanlar barış içerisinde yaşar diye düşünüyorum. Bu hareket dün de bugün de geçmişte de yarında da ülkenin birlik beraberliğine ağzı dualı diye nitelendirdiğimiz insanlar. Ama şimdi birileri yadırganıyor, birileri öteleniyor. Nedir ne değildir tam da anlamış değiliz. Bu küskünlük dargınlık inşallah kalkar.” CİHAN

Yorumlar