Adana OSB Akademisi şirketlere yön verecek
Adana Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) ve Karya Çukurova ortaklığı ile şirket sahiplerine ve çalışanlarına yönelik hazırlanan bir program olan ‘AOSB Akademisi’nin lansman toplantısı yapıldı.
Adana Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) ve Karya Çukurova ortaklığı
ile şirket sahiplerine ve çalışanlarına yönelik hazırlanan bir
program olan ‘AOSB Akademisi’nin lansman toplantısı yapıldı.
AOSB Başkanlığı Seyhan Toplantı Salonunda gerçekleştirilen
toplantıda, üç farklı hedef kitle ve 18 eğitim programını kapsayan
akademi programı ile ilgili detay ve süreç bilgilendirmeleri
yapıldı.
“Şirket sahipleri ve üst düzey yöneticileri’, “orta düzey
yöneticiler” ve “çalışanlar” olmak üzere 3 farklı hedef kitlesi
bulunan AOSB Akademisi’nin ilk programında, şirket sahipleri ve üst
düzey yöneticiler için ‘’Aile şirketleri konseyi ve aile Anayasası
hazırlama’’ konusu ele alındı.
Karya Akademi eğitmenlerinden Leyla Özlem Demir, AOSB Yönetim
Kurulu Başkan Vekili Osman Oğuz’un da katıldığı toplantıdaki
sunumunda, öncelikle Türkiye’de aile şirketlerinin profili hakkında
bilgi verdi. Demir, ülkemizdeki şirketlerin yaklaşık yüzde 95’inin
aile şirketi konumunda olduğunu belirterek, “Milli gelir içindeki
payı yüzde 75’i bulan bu şirketlerin büyük çoğunluğu uzun ömürlü
değil. Yapılan araştırmalara göre; aile şirketlerinin üçüncü kuşağa
ulaşma oranı yüzde 15’i bulamıyor. Ortalama ömürleri ise 25 yılı
geçemiyor. Şirketlerin kurucuları olan aile büyüklerinin vefatından
sonra baş gösteren miras kavgaları, ailevi sorunlar ve fikir
ayrılıkları daha ikinci nesilde şirketlerin kapanmasına neden
olabiliyor” dedi.
GELİN VE DAMATLAR UYUM SORUNU YAŞIYOR
Özellikle gelin ve damatların aile içi düzene uyum sağlamada
yaşadığı sıkıntıların, aile şirketlerinin yönetimlerini olumsuz
etkilediğine dikkati çeken Demir, şunları söyledi; “Çok fazla
kişinin bulunduğu ailelerde ilk dönemlerde görünmeyen sorunlar ve
çatışmalar, yönetimi devralan çocuklarla birlikte gün yüzüne çıkıp,
yıkıcı etkilerde bulunabiliyor. Aile şirketlerinin varlıklarını
gelecek nesillere aktarabilmesinin yolu kurumsallaşmadan geçiyor.
Daha şeffaf, hesap verebilir, yasal düzenlemelere uyumlu ve tüm
paydaşlarına eşit davranan bir yapı oluşturabilen şirketler
varlıklarını nesiller boyunca sürdürebiliyor.’’
KURUMSALLAŞMANIN ANAHTARI
Kurumsallaşmak isteyen bir aile şirketinin yapması gerekenlerden de
bahseden Demir, şunları söyledi; “Kurumsallaşmanın en önemli
ayağını “Aile Anayasası” oluşturuyor. Aile anayasası, kurumsal bir
yönetim modeli oluşturmak için şirketler açısından oldukça yararlı
bir uygulama. Ülkemizde bazı aileler kurumsallaşmak için vakıf
modelini tercih etmekle birlikte birçok şirket “Aile Anayasası”
oluşturmak yoluyla kurumsallaşma yönüne gidiyor. Aile anayasasını,
aile şirketinin yasalardan sonra uygulayacağı temel bir düzenleme
olarak ifade etmek gerekiyor. Aile anayasaları, aile fertlerinin
şirketin yönetimine ilişkin değerlerini, felsefelerini ve
kurallarını belirliyor. Anayasa oluşturma sürecinin tüm ailenin
onayını alarak titiz bir şekilde yönetilmesi büyük önem
taşıyor.''
Aile anayasaları hakkında bilgi veren Demir, şöyle devam etti:
“Aile anayasası genel ilkeler, çalışma ilkeleri, mülkiyet ve
yönetim başlıklarını içerecek şekilde hazırlanıyor. Söz konusu
anayasa, ailedeki pay sahipliği, nesiller arasındaki bunun aktarım
şekilleri, aile mensuplarının ve eşlerin şirkette çalışma
kriterleri, yöneticilerde aranacak nitelikler, çalışma ilkeleri,
işe alım ve işten ayrılma, huzur hakları ve temettüler gibi
menfaatler, ödüller, zamansız ölümler, boşanmalar, hastalıklar,
etik kurallar, hayır işleri gibi hususları düzenler. Her ailenin
kendi kültüründen gelen prensipleri ölçülebilir kriterlere
dönüştürerek kendi anayasalarında yer vermesi gerekiyor.’’
AOSB Akademisi’nin ikinci eğitimi, 7 Mart’ta, şirket sahipleri ve
üst düze yöneticilere yönelik, ‘’Aile Şirketleri Konseyi ve Aile
Anayasası Hazırlama’’ konulu programla devam edecek. Program,
periyodik aralıklarla hedef kitlelere yönelik olarak 20 Kasım
tarihine kadar sürecek.
CİHAN
Yorumlar