AB Gayrıresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı

“Vize serbestisi konusunda, bu terör yasasını değiştiremeyiz”

Google Haberlere Abone ol
AB Gayrıresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, AB’nin vize serbestisi için talep ettiği değişiklikler konusunda, “Terörle mücadele konusunda zaaf oluşturamayız. Ama ileriye dönük yapılabilecek bazı değişiklikleri, Avrupa Konseyi ile görüşüp, bunları belirli bir taahhüde bağlayabiliriz. Bu arada vize serbestisi verilir ve hep beraber yolumuza devam ederiz.” dedi.

Çelik, Slovakya’nın başkenti Bratislava’da katıldığı AB Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısının (Gymnich) ardından uluslararası medya kuruluşlarında görev yapan gazetecilere değerlendirmelerde bulundu.

Sabah çalışma kahvaltısında bir araya geldiği AB dışişleri bakanlarıyla, göç krizini, AB-Türkiye mutabakatını ve vize serbestisi konularını ele aldıklarını belirten Çelik, Türkiye’nin 18 Mart mutabakatının çerçevesine bağlı olduğunu, AB’nin de bu mutabakat çerçevesinde verdiği taahhütleri yerine getirmesi gerektiğini söyledi.

Çelik, AB’nin terörle mücadele yasasında istediği değişiklikleri eleştirirken, “Vize serbestisi konusunda, bu terör yasasını değiştiremeyiz biz. Bu bizim milli güvenliğimizle ilgili. Aynı zamanda Avrupa’nın güvenliğiyle bir konudur.” dedi. Çelik, şöyle devam etti:

“Bizim 1295 km. sınırımızda, yani Suriye ve Irak sınırının öbür tarafında ulusal bir devlet yok, polis gücü yok ve terör örgütleri var. Bunlar her gün bize saldırıyorlar. Bizim sınırımız unutmayın, AB’nin de sınırıdır, NATO’nun da sınırıdır. Biz bu sınırı korumak için var gücümüzle mücadele ediyoruz. Bizden her gün şehirlerimizde bu terörist saldırılar olurken, DAEŞ, PKK ve diğerleri, FETÖ, bize saldırırken, terör yasasının değiştirmemizden bahsedilmesi hiç rasyonel bir şey değil.”

Bu konuları muhatapları açık bir şekilde konuştuklarını ifade eden Çelik, bu alanda yapılabilecekler olduğunu belirtirken, “Terörle mücadele konusunda zaaf oluşturamayız. Ama ileriye dönük yapılabilecek bazı değişiklikleri, Avrupa Konseyi ile görüşüp, bunları belirli bir taahhüde bağlayabiliriz. Bu arada vize serbestisi verilir ve hep beraber yolumuza devam ederiz.” ifadelerini kullandı.

"AB’nin yeni mekanizmalara ihtiyacı var"

AB ile Türkiye arasında 18 Mart’ta varılan mutabakatın, göç krizinin insani yollarla çözülebilmesi için bir mekanizma ürettiğini, bunun başarı sağladığını belirten Çelik, ancak sorunun büyüklüğü karşısında benzer başka mekanizmalara da ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

Türkiye’nin bu kapsamda işbirliğine sıcak baktığına işaret eden Çelik, ancak Ankara’ya 18 Mart mutabakatıyla verilen taahhütlerin tutulmaması durumunda Türkiye’nin de bundan sonra yeni mekanizmalara destek vermeyeceğini vurguladı.

Çelik, “Bundan sonrasında vize serbestisi olmazsa Türkiye yeni mekanizmalar kurmaya sıcak bakmıyor. Bu artık Avrupa’nın sahasındadır. Sadece Türkiye’ye sorumluluğu yükleyerek bu işi yönetemeyiz, sorumluluğu eşit paylaşacağız. Biz sözümüzü yerine getiriyoruz, onlar da getirecekler.” şeklinde konuştu.

Bakan, vize serbestisi verilmediği sürece Türkiye’nin Geri Kabul Anlaşmasını yürürlüğe koymayacağının da altını çizdi.

Çelik, AB’nin Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar için taahhüt ettiği 3 milyar avroluk yardım konusunda da eleştirilerini dile getirirken, bunun 2 milyar avrosunun gönderildiğinin iddia edildiğini, ancak bunun doğru olmadığını kaydetti. Çelik, şunları kaydetti:

“Gönderilen hiçbir şey yok, hiçbir taahhüt yerine gelmedi. 2 milyar sadece taahhüt ediliyor, bunu size göndereceğiz diye. Bir şeyin taahhüt edilmesi onun gönderildiği anlamına gelmiyor. Sadece 140 milyon dolar- UNICEF ve diğer kuruluşlara gönderilmiş durumda, Türkiye’ye gelen bir şey yok. Ayrıca biz şu ana kadar 20 milyar dolar harcadık, Suriyeli göçmenler için. Dolayısıyla biz burada para meselesinden bahsetmiyoruz. AB’nin taahhütlerini yerine getirmesinden bahsediyoruz. Açık ve net bir şekilde, vize serbestisi konusunda bir ilerleme sağlanmazsa, biz bundan sonra herhangi bir yeni mekanizma kurulması ya da Geri Kabul Anlaşmasının onaylanması konusunda adım atmayacağız. Hiç kimse Türkiye’ye para ile satın alınabilecek bir ülke ya da bir toplama kampı muamelesi yapamaz. Biz ortağız, AB ile ortak akıl ve ortak eylem üretmeliyiz. Ve bu şekilde yolumuza devam etmeliyiz.”
 

Yorumlar