6-8 Ekim 'vahşeti' ikinci yılında

HDP Eş Başkanı Demirtaş'ın çağrısıyla başlayan ve Yasin Börü ile arkadaşlarının vahşice katledilmesinin üzerinden iki yıl geçti.

Google Haberlere Abone ol
6-8 Ekim 'vahşeti' ikinci yılında
Sonhaberler / Haber Merkezi 

HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın DAEŞ'in Kobani'ye saldırısını bahane ederek PKK sempatizanlarını sokaklara çağırdığı ve vahşetle sonuçlanan olayların üzerinden iki yıl geçti. Demirtaş'ın çağrısıyla Diyarbakır'da Yasin Börü ve arkadaşları, Kurban Bayramı'nda kurban eti dağıtırken örgüt sempatizanları tarafından vahşice katledilmişti. Olayların üzerinden iki yıl geçmesine rağmen Yasin Börü ve arkdaşlarının katillerinin yargılandığı dava hala sonuçlanmazken, olayın asıl sorumlusu Selahattin Demirtaş hakkında da herhangi bir işlem yapılmadı. 6-8 Ekim olaylarında sadece Yasin Börü ve arkadaşları katledilmemişti, Diyarbakır, Batman, Ağrı, Bitlis gibi şehirlerde dindar vatandaşların malları yağmalanmış, dükkanları ateşe verilmişti. 

"OLAYLARIN ACISI ÖLENE KADAR GEÇMEYECEK"

Diyarbakır'ın merkez Kayapınar ilçesinde esnaf Salih Aslan, 6-7 Ekim olaylarında terör örgütü PKK yandaşlarınca iş yerinin ateşe verildiğini söyledi.

İş yerinin yakıldığını duyduğunu ancak izinsiz gösterilerden dolayı iş yerine dahi gidemediğini ifade eden Aslan, "İş yerimizdeki Kur'an-ı Kerimleri dahi yakmışlardı. Bölgemize yatırım yapmak isteyen iş adamları 6-7 Ekim olaylarından dolayı bırakıp gittiler. İnşallah böyle olaylar bir daha yaşanmaz." dedi.

Yaşananların ders olmasını dileyen Aslan, hem can kayıplarının hem de esnaf olarak uğradıkları zararın acısını derinden hissettiklerini belirtti. Aslan, "Aradan 2 yıl geçmesine rağmen hala olaylar zihnimizdedir. 6-7 Ekim olaylarının acısı herhalde ölene kadar da geçmeyecek." diye konuştu.

"MAĞDUR OLDUK"

Diyarbakır'ın Yenişehir ilçesindeki izinsiz gösterilerde restoranı ateşe verilen İrfan Çiftçi, 6-7 Ekim'de yaşanan saldırılardan duydukları üzüntüyü dile getirdi.

Tek tesellilerinin o gün iş yerlerinde can kaybının yaşanmaması olduğuna işaret eden Çiftçi, şiddeti onaylamadıklarını vurguladı.

"Türkiye'nin her yeri bu ülkede yaşayan vatandaşlara ait. Birlik ve beraberlik içerisinde herkes mutlu bir yaşam sürebilir." diyen Çiftçi, o dönem iş yerleri zarar gören çok sayıda esnafın büyük sıkıntı yaşadığını vurguladı.

Çiftçi, bu tür olayların yeniden yaşanmasını istemediğini belirterek "O dönem mağdur olduk. Sebep ne olursa olsun hiç kimse şiddete başvurmamalı." dedi.

"HER YIL DÖNÜMÜNDE AYNI ACIYI HİSSEDİYORUZ"

Mardin'in Kızıltepe ilçesinde izinsiz gösterilerde iş yeri yakılan esnaf Zeynettin Karaalp, iki yıl önce gerçekleşen olaylardan duydukları üzüntüyü anlattı.

Saldırılarda birçok yerin tahrip edildiğini dile getiren Karaalp, bir daha bu tür olayların yaşanmamasını diledi.

Karaalp, saldırılarda bütün bölgenin zarar gördüğüne işaret ederek şöyle konuştu:
"O zaman bizim de İslami kimliğimizden dolayı iş yerimiz yakıldı. O süreçten sonra Allah razı olsun devlet de zararımızın bir kısmını ödedi. Bu olaylar son bulsun. Halkın da buna duyarlı olmasını istiyoruz. Bölgeye saadetin, huzurun, refahın getirilmesini istiyoruz." 

Esnaf Metin Kavan da olaylarda iş yerinin kullanılamaz hale geldiğini aktardı. Devletin verdiği destek ile iş yerini yeniden açabildiğine dikkati çeken Kavan, "Olaylarda iş yerim yakıldı. Her 6-7 Ekim'de o acıyı hissediyoruz. Kınadığımız bu olayların bir daha yaşanmamasını diliyoruz." dedi.

"ALLAH BİR DAHA GÖSTERMESİN"

Siirt'te esnaflık yapan Fuat Eroğlu, 6-7 Ekim'de terör örgütü yandaşlarınca kuyumcu dükkanının yağmalandığını belirtti.

Eroğlu, iş yerinin yağmalandığını dükkandaki alarm sistemi sayesinde öğrendiğini, iş yerine geldiğinde saldırganların yandaki iş yerine girdiğini gördüklerini söyledi.

Polis ekiplerince iş yerinde inceleme yapıldığını, 2 kilograma yakın altının çalındığının belirlendiğini dile getiren Eroğlu, devlet tarafından zararlarının karşılandığını kaydetti.

Eroğlu, göstericilerin kendilerine silah doğrulttuğunu ifade ederek o günleri bir daha yaşamak istemediklerini sözlerine ekledi.

Kuyumcu Hüseyin Erçelik de gece komşusundan iş yerinin ateşe verildiğini öğrendiğini anlatarak dükkandan mallarını çıkarırlarken askerlerin güvenliklerini sağladığını vurguladı.

"Devletimizden Allah razı olsun, zararımızı karşıladılar. Epey zararımız oldu fakat mal kaybından ziyade dükkanımız bir yıldan fazla kapalı kaldı." diyen Erçelik, büyük mağduriyet yaşadıklarını dile getirdi.

Erçelik, insanların uzun bir süre yaşadıkları tedirginlikle evlerinden çıkamadığına dikkati çekerek "Saldırılar sonucu toplumsal bir tahribat oldu. Allah o günleri bize bir daha göstermesin." ifadelerini kullandı.

MÜSLÜMANLARA YÖNELİK BİR EYLEMDİ

HÜDA PAR Batman İl Başkanı Mehmet Emin Doğru, Yasin Börü ve arkadaşlarının katledildiği 6-8 Ekim olaylarının, PKK ve yandaşlarının elleriyle emperyalist güçler tarafından, bölgedeki Müslüman camialara yönelik bir darbe girişimi olduğunu söyledi.

Yasin Börü, Hüseyin Dakak, Riyad Güneş ve Hasan Gökgöz’ün katledilmesiyle başlayan ve sonraki günlerde de bölgedeki birçok Müslümanın şehit edildiği süreç olarak bilinen 6-8 Ekim olaylarının yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yapan HÜDA PAR Batman İl Başkanı Mehmet Emin Doğru, PKK’nin o süreçte Müslüman camiaları hedef aldığına dikkat çekti.



"SAKALLI İNSANLAR DAEŞ'Lİ DİYE LİNÇ EDİLMEK İSTENDİ"

HDP Genel Merkezi ve Selahattin Demirtaş’ın çağrılarıyla PKK’lilerin sokağa döküldüğünü hatırlatan Doğru, yaşanan vahşetin Kürdistan tarihine kara bir leke olarak geçtiğini  söyledi.
Doğru, “‘Kobani’de katliam yapılıyor’ bahanesiyle, Müslüman Kürt halkına karşı büyük bir kıyıma girişildi. Ellerindeki kurban etlerini Suriye’den göç eden Kobani’li ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırmaya çalışan Yasin Börü ve arkadaşları linç edildi. Sakallı insanlar ve tesettürlü bayanlar İslami şahsiyetlerinden dolayı hedef alındı. Cami, Kur’an Kursları, Siyasi parti binaları ve İslami STK’lar ateşe verilip tahrip edildi. Halkın ve esnafın işyerleri yağmalandı. Tüm bu barbarlık ve Vandalizm yaşanırken devletin emniyet ve sair güvenlik birimlerinin koltuklarını işgal edenler, savunmasız halkı kendi kaderlerine bırakarak bu canileri katliam işlemeye teşvik etti.”

AYNI KÜSTAHLIKLAR DEVAM EDİYOR

6-8 Ekim vahşetinin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, halkı sokağa davet ederek bu vahşetlerin yaşanmasına sebep verenlerin hesap vermediğini belirten Doğru, bu insanların aynı küstahlıkla beyanatlar vermeye devam etmelerinin işin vahametini ortaya koyduğunu sözlerine ekledi.
Doğru sözlerine şöyle devam etti: “15 Temmuz darbe girişimini ve perde arkasındaki şer odakları tanıyabilmek için 6-8 Ekim olaylarının iyice araştırılması ve karanlıkta kalan yanlarının ortaya çıkarılması gerekmektedir. 6-8 Ekim vahşeti, PKK ve yandaşlarının elleriyle emperyalist güçler tarafından, İslami şiarlara ve şer güçlerin oyunlarına alet olmayan bölgedeki Müslüman camialara karşı girişilen bir darbe girişimiydi. Söz konusu olaylara müdahale etmeyip seyirci kalan emniyet, askeriye ve yargı mensuplarının da yaşanan bu katliama ortak oldukları unutulmamalıdır. Bunlarla ilgili bir an evvel yasal işlemlerin başlatılması ve hak ettikleri cezalara çarpıtılmaları gerekmektedir.”

6-8 Ekim Kobani bahaneli vahşet olaylarında katledilenlere Allah’tan rahmet dileyen Doğru,  başta Yasin Börü ve arkadaşları olmak üzere tüm katledilenleri rahmet ve özlemle andıklarını sözlerine ekledi.

Doğru, “Ailelerine bir kez daha başsağlığı diliyoruz. Tarihte benzerine az rastlanan 6-8 Ekim vahşetinin emrini veren, tetikçiliğini yapan ve bu yaşananlara göz yuman tüm suçluları da lanetliyor, Kahhar olan Rabbimize havale ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

NE OLMUŞTU ? 

HDP Merkez Yürütme Kurulu ve HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "sokağa çıkın" çağrısı üzerine, terör örgütü PKK/PYD yandaşlarının Ayn el Arap (Kobani) bahanesiyle 35 ilde gerçekleştirdiği şiddet olaylarında 2 polis şehit olmuş, Diyarbakır'da yoksullara kurban eti dağıtan Yasin Börü ve üç arkadaşının da aralarında bulunduğu 31 kişi hayatını kaybetmiş, 221 vatandaş ile 139 polis yaralanmıştı. 

Terör örgütü yandaşlarının saldırıları sonucu çok sayıda ev ve iş yeri ile okul, kültür merkezi, müze ve yurt binasında hasar oluşmuş, olaylar nedeniyle zarar gören esnafa devlet tarafından yaklaşık 50 milyon liralık ödenek sağlanırken, şiddet eylemlerinin devlete maliyetinin 300 milyon liranın üzerinde olduğu belirlenmişti.
 

Yorumlar

mehmet Yalaka yalancı medya