44 yılda bitmeyen dava için 2 bin 400 TL tazminat kazandılar
Mardin’in Nusaybin ilçesinde, 1969 tarihinde babaları tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasının aradan geçen 44 yıla rağmen sonuçlanmadığını belirten iki kardeş, Anayasa Mahkemesi’ne müracaat etti.
Mardin’in Nusaybin ilçesinde, 1969 tarihinde babaları tarafından
açılan tapu iptali ve tescil davasının aradan geçen 44 yıla rağmen
sonuçlanmadığını belirten iki kardeş, Anayasa Mahkemesi’ne müracaat
etti. İki kardeşin, Anayasa’nın 36. Maddesinde güvence altına
alınan makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönünde
karar veren yüksek mahkeme, Çetin kardeşlere 2 bin 400’er TL manevi
tazminat ödenmesine hükmetti.
12 Eylül 2010’da yapılan referandum sonrası Anayasa Mahkemesi'ne
bireysel başvurunun başladığı 2012 yılı Eylül ayından bugüne kadar
yüksek mahkemeye, 13 bin 300’ün üzerinde müracaat yapıldı. Yüksek
mahkeme, bu müracaatların 4 bin 800 adedinin bölümler ve
komisyonlar tarafından karara bağlarken 8 bin 400 dosyası ise
görüşülmeyi bekliyor. Yerel mahkemelerde haksızlığa uğradığını
düşünen vatandaşlar, artık Anayasa Mahkemesi’nin kapısını
çalıyor.
Nusaybin ilçesinde ikamet eden N.ve A.Ç. kardeşlerin babası D.Ç.’in
de aralarında bulunduğu 13 davacı, Nusaybin Asliye Hukuk
Mahkemesi’nde Hazine aleyhine tapu iptali ve tescil davası açtı. 22
Eylül 9 1969 havale tarihli dilekçe ile, Nusaybin Asliye Hukuk
Mahkemesi’nde açılan dava dosyası, mahkemenin 6 Haziran 1974 tarih
ve Esas 1969/105, Karar 1974/104 sayılı görevsizlik kararı ile
dosya Nusaybin Kadastro Mahkemesi’ne gönderildi. Yargılama
sırasında dosya, Nusaybin Kadastro Mahkemesi teşkilatının
kapatılması nedeniyle dosya yetkisizlik kararı verilerek Mardin
Kadastro Mahkemesi’ne devredildi. Aradan geçen 44 seneye rağmen
davanın sonuçlanmadığını belirten D.Ç.’nin çocukları N. ve A. Ç.,
Anayasa Mahkemesi’nin yolunu tuttu. İki kardeş, babaları tarafından
açılan hukuk davasının hâlihazırda ilk derece mahkemesi önünde
devam ettiğini ve uzun süren yargılama sebebiyle taşınmazdan
yararlanamamalarına bağlı olarak, adil yargılanma ve mülkiyet
haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, ihlalin tespitiyle
uğradıkları maddi ve manevi zararın tazminine karar verilmesini
talep etti.
Yüksek mahkeme, olayla ilgili bir rapor hazırlattı. Raportör Şebnem
Nebioğlu Öner tarafından hazırlanan raporda, ilk olarak Nusaybin
Asliye Hukuk Mahkemesi’nde başlayan yargılama sürecinde kırka yakın
duruşma yapıldığı, belirtilen süreçte yargılama evrakının ilgili
kurumlardan kısım kısım talep edildiği, verilen üç keşif ara
kararının icra edilmediği, müteaddit (birçok) defa taraf
mazeretlerinin kabul olunduğuna dikkat çekildi. Raporda, defalarca
taraflara dosyayı tetkik etmek ve muhtelif belgelerin ibrazı
hususunda mehil verildiği, dosyanın birkaç defa tetkike alındığı ve
yaklaşık beş yıllık yargılama süreci sonunda 6 Haziran 1974 tarihli
celsede, taşınmazlara ilişkin kadastro tespiti yapıldığından
bahisle görevsizlik kararı verilerek dosyanın Nusaybin Kadastro
Mahkemesine gönderildiği hatırlatıldı.
19 KEŞİF ARA KARARI YERİNE GETİRİLMEMİŞ, 23 YIL MİRASÇILARIN DAVAYA
DAHİL OLMASINA ÇALIŞILMIŞ
Görevsizlik kararı sonrasında Nusaybin Kadastro Mahkemesi’ne
1974’te başlayan yargılama sürecinde, verilen üç keşif ara
kararının icra edilmediği, taraf mazeretlerinin kabul olunmaya
devam edildiğinin vurgulandığı raporda, defalarca taraflara bir
kısım usuli işlemlerin ikmali hususunda süre verildiği
hatırlatıldı. Raporda şu ifadelere yer verildi: “Davacı tarafa ve
hazine vekiline on dört celse boyunca benzer şekilde mehil
verildiği anlaşılmıştır. Dosyanın müteaddit defa tetkike alındığı
ve keşif için tahsisat bulunmadığından bahisle yargılamanın dört
celse tehir edildiği görülmektedir. Akabinde verilen on dokuz adet
keşif ara kararının yerine getirilmediği, mevsim şartları nedeniyle
keşif hususu değerlendirilmek üzere yargılamanın iki celse tehir
dildiği, devam eden yargılama sürecinde yeniden yargılama evrakı
teminine başlanıldığı tespit edilmiştir. Bu süreçte dosyanın yirmi
celseden fazla tetkike alındığı, taraflara veraset ilamı ibrazı ile
bir kısım mirasçıları dâhili dava etmeleri ve adres ibraz etmeleri
hususunda süre verildiği anlaşılmaktadır. Akabinde yirmi üç yıl
süreyle bir kısım yargılama evrakının celbi ve vefat ettiği tespit
edilen taraf mirasçılarının davaya dâhil edilmesi hususunun
ikmaline çalışıldığı belirlenmiştir. Bu süreçte özellikle iki
mirasçının yurt dışı adreslerine tebligat yapılması için dört yılı
aşkın bir yargılama süresinin geçtiği, belirtilen işlemlerin
tamamlanması akabinde mahalli bilirkişi isim listesi teminine
başlandığı da ortadadır."
20’YE YAKIN TARAFI VARMIŞ
Taraflara beyanda bulunmak üzere birçok defa mehil verildiğinin
vurgulandığı raporda, dosyanın birkaç celse tetkike alınması
sonrasında, 12 Nisan 2012 tarihli celsede keşif ara kararı
verildiği; ancak icra edilmediği açıklandı. Dosyanın iki celse daha
tetkike alınmasını takiben 21 Şubat 2013 tarihli celsede tekrar,
evrak eksikliğinden bahisle bunların ikmaline başlanıldığına dikkat
çekilen raporda, yargılamanın Nusaybin Kadastro Mahkemesi’nin
kapatılmasıyla 16 Ağustos 2013’te Mardin Kadastro Mahkemesi’ne
taşındığı belirtildi. Raporda, "Özellikle Kadastro Mahkemesi'nde
geçen yargılama sürecinde tatbiki gereken yargılamayı hızlandırıcı
niteliğe sahip özel usul hükümlerine riayet edilmediği ve verilen
ara kararların birçoğunda taraflara usul hükümlerine aykırı şekilde
süreler verilerek, yapılması gereken usuli işlemlerin uzun
sürelerle yerine getirilmediği, bunun yanı sıra muhtelif defa
dosyanın tetkike alındığı anlaşılmaktadır." denildi.
44 YIL GEÇTİ, BAŞVURUCULARA TAZMİNAT ÖDENMELİ
Başvurucuların tarafı oldukları uyuşmazlığa ilişkin kırk dört yılı
aşkın yargılama süresi nazara alındığının vurgulandığı raporda,
başvurucuların yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle yalnızca
ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında
takdiren 2 bin 400 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi
gerektiği belirtildi. Yargılamanın kırk dört yılı aşkın süreyle
devam ettiğine dikkat çeken Anayasa Mahkemesi, iki kardeşe tazminat
ödenmesine hükmetti. Kararda, "Anayasal bir hakkın ihlal edildiği
açık olan bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye
güven ilkesinin gördüğü zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla,
yargılamanın mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılmasını
teminen, kararın bir örneğinin ilgili mahkemesine gönderilecek.
Başvurucuların makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği
yönündeki iddialarının kabul edilebilir olduğu, başvurucular N.Ç.
ve A.Ç.’e ayrı ayrı 2 bin 400 TL manevi tazminat ödenmeli."
ifadeleri yer aldı.
CİHAN
Yorumlar