38 kişinin öldüğü Kuşkonar katliamı davası kapatıldı
Şırnak’ta korucu olmayı kabul etmeyen Koçağıllı ve Kuşkonar köylerinin 26 Mart 1994 tarihinde savaş uçakları tarafından bombalanması sonucu 38 kişinin öldüğü olayla ilgili soruşturma kapatıldı.
Şırnak’ta korucu olmayı kabul etmeyen Koçağıllı ve Kuşkonar
köylerinin 26 Mart 1994 tarihinde savaş uçakları tarafından
bombalanması sonucu 38 kişinin öldüğü olayla ilgili soruşturma
kapatıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı geçtiğimiz ay
zaman aşımına iki gün kala ‘görevsizlik’ kararı vererek askeri
savcılığa göndermişti. Genelkurmay Askeri Savcılığı ise, 26 Mart
2014 tarihi itibariyle “kasten adam öldürme” suçu yönünden davanın
zaman aşımı süresinin dolduğunu belirterek kovuşturmaya yer
olmadığına karar verdi. Mağdurların avukatı Tahir Elçi, karara
itiraz edeceklerini belirterek, “20 yıldır dosya mahkemeler
arasında gidip geliyordu. Devlet vatandaşını bombaladı, sonra
failleri açıklamıyorum diyerek soruşturmayı kapattı. Bu Anayasa ve
AİHM’nin açık ihlalidir” dedi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iki yıl önce tozlu
raflardan indirilen dosya kapsamında, ilgili kurumlara yazı
yazılmış, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, bombalamanın olduğu gün ve
saatte bölgede herhangi bir uçağın uçmadığını bildirmişti. Ancak
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, savcıya detaylı bilgi ve belgeler
göndermişti. Belgede, "1994 yılında Şırnak ili batısı ile
Kuzeybatısı 10 NM (18.55 km)'de Hava Kuvvetleri Komutanlığı
tarafından iki uçuş icra edildiği tespit edilmiştir." denilmiş ve
bombardıman kabul edilmişti. Bunun üzerine soruşturma yeniden ele
alındı, bombalanan köylerde keşif yapılmasına karar verildi. Ancak
faili meçhuller savcısının görevden alınmasından sonra dosya
‘görevsizlik’ kararı verilerek askeri savcılığa gönderildi.
Genelkurmay Askeri Savcılığı, kendisine 24 Mart’te gönderilen
dosyayı 9 Nisan’da karara bağladı. 26 Mart 2014 tarihi itibariyle
zaman aşımı süresinin dolduğunu belirtti. Dosyada emekli askerler
Hasan Kundakçı, Adnan Karaardıç, İbrahim Erge, Metin Hazar şüpheli
sıfatıyla yer alıyordu.
SALDIRIYI PKK'NIN YAPMADIĞI ANLAŞILDI
38 köylünün bombalanarak öldürülmesiyle ilgili soruşturma dosyası
yıllarca Şırnak ile Diyarbakır mahkemeleri arasında gidip geldi.
Olayla ilgili Şırnak’ta ilk soruşturma 1994 yılında açıldı. Dosya
07.04.1994 tarihinde görevsizlik kararı verilerek Diyarbakır Devlet
Güvenlik Mahkemesi'ne gönderildi. Diyarbakır DGM Başsavcılığı,
eylemi PKK’nın gerçekleştirildiğine dair dosyada delil bulunmadığı
gerekçesiyle 13.03.1996 tarihinde görevsizlik kararı vererek
dosyayı yeniden Şırnak'a gönderdi. Eylemin PKK tarafından
yapıldığında ısrar eden Şırnak Cumhuriyet Savcılığı, dosyayı tekrar
Diyarbakır’a gönderdi. Diyarbakır’daki savcılar ise dosyayı 2005
yılında askeri savcılığına gönderdi. Askeri savcılık, olay gününde
askeri helikopter ve uçağın o bölgede uçmadığını belirterek dosyayı
2006 yılında yeniden Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi.
Şırnak dosyayı bu sefer 2007 tarihinde Diyarbakır Cumhuriyet
Başsavcılığına gönderdi. Özel yetkili savcılık, soruşturmayı
başlattı ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına bağlı
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden bilgi istedi. Sivil havcılık,
26.03.1994 tarihinde Şırnak’ta Panter 60 çağrı adlı iki adet F4
savaş uçağının mühimmatı ile kalkıp 11.24'de indiği, aynı gün saat
11.00 da ise Kaplan 05 çağrı adlı iki adet F16 savaş uçağının
mühimmatı ile birlikte kalkıp saat 12.20'de indiğini bildirdi.
Böylece faillerine izine rastlanmış ve bombalamanın savaş uçakları
tarafından yapıldığı ortaya çıktı. Savcılık, soruşturma
derinleştirdi ve o dönem bombalama emrini veren komutanların
isimlerini belirledi. Bu arada Hava Kuvvetleri Komutanlığı da
gönderdiği yeni belgelerle o tarihte uçakların bölge uçtuğunu
belirti. Savcı, sorumlular hakkında dava açmaya hazırlanırken
geçtiğimiz ay görevden alındı ve dosyaya ‘görevsizlik’ kararı
verilerek askeri savcılığa gönderildi.
Genelkurmay Askeri Savcılığı, söz konusu olayın Hava Kuvvetleri
Komutanlığına ait uçakların sivillerin bulunduğu yerleşim yerlerini
kasten bombalaması sonucunda gerçekleştiğini gösteren hiçbir delil
bulunmadığına karar verdi. Savcılık, “ Bu anlamda kasten adam
öldürme suçundan bahsedilmesinin mümkün olmadığı, kastın aşılması
suretiyle ölüme neden olma ile taksir veya ihmale dayalı suçlar
yönünden dosyanın Askeri Savcılığımıza intikalinden önce ve 26 Mart
2014 tarihi itibarıyla da kasten adam öldürme suçu yönünden dava
zaman aşımı süresinin dolduğu, 20 yıllık süre zarfında 765 Sayılı
Türk Ceza Kanunu'nun 104'üncü maddesinde sayılan zaman aşımını
kesen herhangi bir usul işleminin de gerçekleşmediği, bu doğrultuda
olay yönünden oluşabilecek muhtemel suçlar açısından dava zaman
aşımı sürelerinin dolmuş olması nedeniyle kovuşturma olanağının
bulunmadığı anlaşılmıştır.” kararını vererek soruşturmayı
kapattı.
ELÇİ: KARARA İTİRAZ EDECEĞİZ
Mağdurların avukatı ve Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, 2006
yılında dosyayı AİHM'e taşıdıklarını ve Türkiye’nin iki ay önce
rekor tazminata 2 milyon 305 bin Euro'ya mahkum ettiğini
hatırlattı. Elçi, “Ne yazık 20 yıldır adli ve idari makamlar
bombalamanın faillerini tespit edemedi ve dosya soruşturma
kapatıldı.” dedi. Devletin yurttaşlarına karşı yaptığı bir
katliamın belgeleriyle ortada olduğunu anlatan Elçi, “ Devlet
‘benim personelim sivil insanları karşı katliam yaptı ve ben
kimliklerini tespit edemiyorum o yüzden soruşturmayı kapattım’
diyor. Anayasa’nın 90’ıncı maddesi ve Türkiye’nin taraf olduğu
sözleşmeler hükümlerine göre devlet görevlilerinin sorumlu olduğu
eylemler insanlığa karşı olduğu için zaman aşımına uğramayacağını
belirtiyor. AİHM bu olayla ilgili verdiği kararda faillerin bulunup
yargılanmasını açıkça belirtmişti. Savcılığın bu kararı AİHM’nin
kararını yerine getirmiyorum demektir. Bu ciddi bir aykırı. Bu
konuyla ilgili itirazda bulanacağız.” diye konuştu.
CİHAN
Yorumlar