28 Şubat mağdureleri hak ihlallerini kınadı
Samsun Eğitim-Bir-Sen Hanım Kolları, 28 Şubat mağduru eğitim çalışanlarıyla bir araya gelerek 28 Şubat'ta yaşanan hak ihlallerini kınadı.
Samsun Eğitim-Bir-Sen Hanım Kolları, 28 Şubat mağduru eğitim
çalışanlarıyla bir araya gelerek 28 Şubat'ta yaşanan hak
ihlallerini kınadı.
Samsun Öğretmenevi'nde düzenlenen kahvaltıda bir araya gelen
mağdure öğretmenler adına açıklama yapan Hanım Kolları Başkanı
Melek Şahin Civelekoğlu, “28 Şubat sürecinde sözde irtica ile
mücadele, kişi ve kurumların temel hak ve hürriyetlerinin ihlalinin
kılıfı ve bir tür dokunulmazlık kazanmak için benimsedikleri bir
misyon hâline geldi. Başörtülü kadınların eğitim, öğrenim ve
çalışma hakları anayasal ve uluslararası sözleşmeler hiçe sayılarak
ucube yönetmeliklerle engellendi. Başlarını açan veya peruk takan
kadınlar dahi disiplin cezaları almaktan, sürgünle
cezalandırılmaktan, memuriyetten atılmaktan ve işlerini
kaybetmekten kurtulamadı." şeklinde konuştu. Bu süreçte eşi ile işi
arasında tercih yapmaya zorlananlardan bazılarının başörtülü
eşlerinden, bazıları geçimlerini sağladıkları işlerinden vazgeçmek
durumunda kaldıklarını dile getiren Civelekoğlu, "Bugün hâlâ kesin
sayısı bilinemese de çok sayıda erkek de, eşi başörtülü olduğu için
veya sözde ‘irticai fikirleri ya da faaliyetleri’ nedeniyle işten
atıldı ve cezalandırıldı." dedi.
Civelekoğlu, 28 Şubat sürecinde, 12 Eylül 1980 sonrası yaşanan
tasfiyeye benzer, hatta ondan daha sistematik ve daha programlı
biçimde kıyımların yaşandığını, özellikle çok sayıda araştırma
görevlisi, yardımcı doçent ve doktora öğrencisinin
üniversitelerinden atıldığını kaydederek, Yüksek lisans için
gidenler yurt dışından geri çağrıldığını ve akademik hayatları sona
erdirildiğini dile getirdi.
"ON BİNLERCE GENÇ KIZIN GELECEĞİ ÇALINDI"
‘İkna odaları’ yüksek öğretim literatürüne bu dönemde girdiğini ve
üniversiteli kızların inançları ve siyasi kimlikleri ile
gelecekleri arasında tercih yapmak zorunda bırakıldığını aktaran
Civelekoğlu, bugün için ihlale uğrayanların sayısı ve ihlallerin
niteliği ile ilgili sağlıklı verilerin hâlâ mevcut olmadığının
altını çizdi.
Civelekoğlu şu açıklamayı yaptı: "Eldeki mevcut verilere göre,
1997-2003 tarihleri arasında 33 bin 271 öğretmenin,
kılık-kıyafet/fişlemeler nedeniyle disiplin soruşturması
geçirdiğini, 3 bin 527 öğretmenin görevine son verildiğini, 11 bin
890 öğretmene kılık-kıyafet/fişlemeler nedeniyle disiplin cezası
verildiğini, 4 bin 625 Milli Eğitim Bakanlığı çalışanının
istihbarat birimleri tarafından sözde irticayla ilişkilendirilerek
fişlendiğini, yaklaşık 11 bin öğretmen ise istifa etmek zorunda
bırakıldı. Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen olarak 2013 yılında, ‘Kamuda
Kılık-Kıyafet Özgürlüğü İçin 10 Milyon’ imza kampanyası başlattı ve
bir ay içerisinde 12 milyon 300 bin imza toplayarak yasağı fiilen
kaldırdı. 8 Ekim’de kamuoyuna açıklanan demokratikleşme paketiyle
de yasak resmi olarak kaldırılmıştır."
BASKILARIN TRAVMASI DEVAM EDİYOR
"Tek suçu, inancını yaşamak olan insanlara yaşatılan dramların,
psikolojik tacizlerin, travmaların, ruh sağlığındaki bozulmaların,
manevi ve psikolojik çöküntünün, ezilmişlik, aşağılanmışlık
hissinin telafisi mümkün olmayacaktır." diyen Civelekoğlu, "Bunun
etkilerinin birkaç kuşak boyunca devam edeceği kuşkusuzdur. Darbe
heveslisi generallerin bir kısmının bugün hapiste olması bizi
aldatmasın; darbelere karşı verdiğimiz mücadelede bir adım geri
çekildiğimiz anda, onların ileri doğru on adım atacaklarına; onları
ait oldukları yerden kurtarmak isteyenlerin hızla harekete
geçeceğinden emin olalım." şeklinde konuştu.
CİHAN
Yorumlar